AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal: Sayın Gül muhalefetin çatı adayı olmaz

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal CNN Türk ekranlarında Şirin Payzın'ın sorularını yanıtladı.

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal: Sayın Gül muhalefetin çatı adayı olmaz
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:46
2 Ocak 2018 Salı 20:56

Mahir Ünal'ın konuşmasının satır başlıkları;

Öncelikle son 5 yıl yıldan Arap Baharıyla başlayan bir süreç yaşadı bölge. Cezayir'den itibaren 9 tane ülke yönetilemez durumda. Her durum kendi gerçekliğini yansıtıyor. Bugün yaşadığımız bölgenin çok ağır sorunları var. Bu durumlara zemin hazırlayan küresel güçler var. Küresel güçler zafiyetleri kendi çıkarlarına dönüştürmek istiyor. İran kendi içinden yaşadığı sıkışıklaşması vardı. Ahmedi Nejat dönemine bakıldığında bu sorunlar ortaya çıkıyor. Yaşadığınız sorunlar rakipleriniz tarafından manipüle ediliyor. Trump'ın açıklamasına bakıldığında bu durum net olarak görülüyor. Dışişleri Bakanlığı açıklama yaptı. İstikrar ve barış istiyoruz. Komşu ülkelerin düzeni ve refahı bizim için çok önemli. Suriye'de yaşanan bizim sınır güvenliğimiz açısından sıkıntılar oluşturdu. İran'da böyle bir istikrarsızlığın ortaya çıkmasını Türkiye istemez.  

"İRAN ASLA SURİYE GİBİ OLMAZ"

Ruhani konuşmasında protesto haklarına saygı duyduğunu ifade etti. Fakat olayların vandallığa dönüşmesine asla müdahale etmeyiz diyor. Biz İran'la ilgili istikrarsızlık istemiyoruz. İran asla bir Suriye olmaz. Mısır, İran, Türkiye bölgede rol belirleyici ülkeler. Mısır darbeden sonra belirleyici olma özelliğini kaybetti. Şimdi İran'ında benzer duruma düşmesi risk doğurur. İran bölgede bağımsız bir aktör. İran'da ortaya çıkacak kriz bölgede sıkıntı oluşturur.

"ABD BU KADİM TOPRAKLARDA YENİDEN DÜZENLEMEYE GİDİYOR"

Fotoğraf doğru okunmalı. 90'dan beri kentsel dönüşüm projelerinde olduğu gibi bölgesel dönüşümde de ciddi durumlarla karşı karşıyayız. ABD bu kadim topraklarda yeniden bir düzenleme gidiyor. Son yüzyıldaki tarihi Amerika yeniden düzenlemek istiyor. İngiltere bölgeyi Amerika'ya devretmişti. Amerika çevresinde cehennem oluşturan bir ülke gibi. Biz çok zor bir bölgede yaşıyoruz. Amerika bunları yaparken Suriye'de Irak'ta yapmak istediğini gizlemiyor. Çok açık şekilde yapıyor. Türkiye geçmişte olduğu gibi teslimiyetçi politikaların yanında değil. Türkiye kendi kaderini üreten bir ülke olarak politika üretiyor. Bu durum ABD'nin planlarına doğru düşmüyor.  Amerika kendi çıkarları doğrultusunda bölgede bir düzenlemeye gidiyor. 

"SİZİ SORUNUNUZU ÇÖZEMEZSENİZ BİRİLERİ BU SORUNU ÇÖZMEK İÇİN HAREKETE GEÇER"

Eğer sizin bir sorununuz var birileri bu sorunu çözmek için harekete geçer. Temel sorunlarımızda harekete geçerken ülkenin kararıyla çözülmesi için çok ciddi adımlar atıyoruz. Bazı şeyleri çok doğru görmemiz lazım. Gezi'de bir çevre duyarlılığıyla başlayan olaylar terör örgütlerinin manipülasyonuna döndü. AKM'nin yüzüne terör örgütü afişleri asıldı. Süreç manipülasyon aşamasına gediğinde benzer metotlar görüyorsunuz. Her durum kendi gerçekliğini yaratıyor. Bugünden geriye baktığımızda bazı grupların bir yerlere nasıl sızdığını yargılama sırasından görüyorsunuz. 

"BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI HALA BİTMEDİ"

Avrupa'da demokrasi kültürünün yerleştiği ülkeler görüyoruz. Son yüzyıldan beri bölgede mücadeleler oldu. Birinci Dünya Savaşı hala bitmedi. İkinci Dünya Savaşı ile birlikte bu sorunlar ertelendi. Soğuş savaş döneminde dondurulan ne kadar sorun varsa 90'lardan sonra ortaya çıkmaya başladı. Bölge halkları buradan bir demokrasi ve kaynakların yeniden kullanımı için bir kültür ortaya çıkmadı. Mısır ve Tunus'ta iki seçim yaşandı. İkinci sınıf demokrasi anlayışı diye bir şey gördük. Mısır'da bir darbe kimse bunun sonuçlarına itiraz etmedi. Yani bir ABD'li Vahabi nedir bunları bilmez. Mısır'da yaşanan halkın korkusu değildi. Bölgede bir demokrasi kültürünün oluşması için Türkiye bir örnek oluşturdu. İlk defa sandık aracılığıyla yönetim değiştirdi Mısır. AK Parti'nin iktidara gelmesi Mısır, Tunus için örnek oluşturdu. Bölgenin kendine has sorunları var. Bölgedeki halklar kendi halklarını tayin etmeli.  Türkiye olarak ülkelerin toprak bütünlüklerinden yanayız. Bölge kaynakları bölge halkı kullanmalıdır. 

"KAYITSIZ ŞARTSIZ SİLAH BIRAKIRLARSA OTURUP KONUŞULUR"

4 tane ülkeden toprak alarak yeni ülke kurmak. Bölgenin kan savaş demektir. İnsanların eşit hak ve özgürlüklere sahip bir bölge olmasıdır. Esed Kuzey Suriye'yi sizi  veriyorum dedi. 10 bin km uzaklıktan gelen ülkeler kendi çıkarları için geldiğini unutmamalıyız. Onlar gittiği zaman baş başa kalacağız. Demokratik siyasetle silah bir arada olmaz. HDP'ye dedik demokratik siyaset yapacaksınız silahlı gruplarla aranıza mesafe koyun dedik. Eğer birileri kayıtsız şartsız silah bırakırsa oturup konuşulur. 

"KHK'LAR AF NİTELİĞİNDE BİR DÜZENLEME DEĞİLDİR"

15 Temmuz'dan 12 gün sonra bu KHK kamu görevlileri için çıkarıldı. Sonra buraya sivillerin eklenmesi için birçok neden var. Yargılanan darbeciler şehit yakınlarına yargılanacaksınız diye ithamlarda bulunuyordu. Yasa yapım tekniği açısından hiçbir sorun yok. Bu maddelerde darbe ve terör eylemleri ifadeleri kullanıldı. Bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması yani darbeyi bastırılması açısından. Şimdi birilerin milis gücü oluşturması anayasa açısından mümkün müdür? Olamaz! Birileri ben asker polis gücüyüm diye ortaya çıkamaz. Birileri anayasanın dışına çıkacak şekilde suç işleme özelliği olacak. Geleceğe dair bir düzenleme değildir. Bu maddelere sadece siviller maddesini ekledik. Af niteliğinde bir düzenleme değil. Halkın Özel Harekatı anayasa aykırı bir şekilde ortaya çıkarsa devlet onun tepesine çöker. Bir düzenleme gerekirse yapılır. Düzenleme ile ilgili bir sorun çıkarsa TBMM orada. Onlar yeniden yasal bir düzenleme yaparlar. Türkiye'de bugüne kadar 15 Temmuz, Gezisi, 17-25 yaşanmış iç savaş çıkmamış. Şimdi mi çıkacak? Türkiye'de toplumsal fay hatlarını harekete geçirmek için bu dili kullanıyorlar.  Birileri iç savaş çığırtkanlığı yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenliğini yerine getirmek için polis asker görev yapıyor. 

"ÇOK TEHLİKELİ VE SIKINTILI İDDİALAR"

Böyle bir şeyi buradan konuşuyor olmak bile sorun olarak görüyorum. Böyle bir düşünce üzerinden konuşmak doğru bulmuyorum. Henüz bir karşılığı olmayan bir yapı kendini konuşturmak için böyle bir hamle yaparak amacına ulaştı.

"15 TEMMUZ'DA ASKERİ ENVANTER YAĞMALANMADI"

15 Temmuz'da bir takım silahlar birinin eline geçmedi. O gece her şey hepimizin gözü önünde yaşandı. O gece bu millet kendine silah sıkan askerden alıp askere doğrultmadı ve devlete teslim etti. Askerin envanterinden bir şey eksilmedi. Darbeye karşı çıkanlar onları polise teslim ettim. Millet o gece taşkınlık içine girseydi o gece darbeci askerlere karşı kullanırdı. 15 Temmuz'da canını ortaya koyan insanları birini öldürmeye hazırlanıyormuş gibi göstermek insanları yaralıyor. Güvenlik ortamını sağlamak için ciddi çaba harcıyoruz. Bölgeden kaynaklanan sorunlardan dolayı sınır hattında bazı sorunlar yaşayabiliyoruz. 5 tane terör örgütüyle mücadele ediyoruz. Birileri bu ülkede güvenlik riski oluşturacak eylemlere göz yumacağımızı düşünüyor. Biz buna göz yummayız. Asla buna müsaade etmeyiz. Biz sandıkla geldik, siyaset yapıyoruz. Biz vatandaşın hoşuna gitmeyecek şeylere asla müsaade etmeyiz. Birileri sistematik bir propagandan yürütüyor. 250 şehit 2000 küsur gazimiz var. Birileri gazete küpürlerinden askerin başının kesildiğini iddia ediyor. Türkiye'ye karşı kara propaganda yürütüyor. Bu ülkede kimse iç savaş çıkartamaz. Bunun güvencesi AK Parti hükümetidir. 

"15 TEMMUZ'DA KÖPRÜDE NE OLDUĞUNU SANİYE SANİYE BİLİYORUZ"

O gece saat saat yaşananları biliyoruz. Bunun darbe girişimi oldukları anda emniyete teslim olan ve kanunsuz emir olarak bilenler oldu. Siz sabaha kadar silahlarla köprüde ateş edeceksiniz sonra komutanının emirlerini yerine getirdik diyeceksiniz. Kılıçdaroğlu darbecilerin emirlerine uyulması gerektiğini söyleyen ana muhalefet lideri var. O gece nerede ne yaşandı biliyoruz. Erol Olçak oğluyla şehit oldu. Erol Olçok şehit olduğu için saniye saniye biliyorum. Masum askerlerin linç edilmesi söz konusu değildir.  

"YAPILAN AÇIKLAMA ÖNERİ VE ÇÖZÜM DEĞİL"

Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanımızın yol arkadaşıdır. Abdullah Gül AK Parti kurucu üyesi değildir. AK Partililer medya üzerinden birbirleriyle konuşmazlar. İstişareye çok önem verir. Sayın Gül v Erdoğan yol arkadaşıdır. Sayın Erdoğan yol arkadaşlarından kolay kolay vazgeçmez. Sayın Gül halk tarafından seçilmedi. Cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra olaylara baktığımızda belli meselelere kenarda durup hiç bir risk almadan konuşması kendi tercihidir. Recep Tayyip Erdoğan her kavganın içinde her türlü riski alıyor. Bunu kendi nefsi için yapmıyor. Bu meselede birden açıklama yapıyorsunuz. Yaptığınız açıklama herhangi bir açıklama. Fakat bir öneri sunmuyorsunuz. Muğlaklık konuşulacaksa steril alanda durmak muğlaklık risk alma acısından muğlaklık. Taban Gül'ü de riski alan aktörlerden biri olarak görmek istiyor. Cumhurbaşkanımızın üzüldüm dediği kısım budur. Sayın Erdoğan ile Gül arasındaki dostluk öyle kolay kolay zarar görmez.

"TABAN GÜL'Ü KENARDA DURAN RİSK ALMAYAN OLARAK GÖRÜYOR"

Biz kavgamızı içerde veririz. MHYK toplantılarımız içinde veririz. Bütün milletvekilleri fikirlerini ortaya koyar ve ortak karar alınır. Alınan karar artık ortak karar sayılır. AK Partililer medya üzerinden eleştiri yapmaz. Bizim Abdullah Gül'ün düşünce özgürlüğüne karşı bir söylemimiz olmadı. Abdullah Gül'e karşı kötü söylem kullananları asla kabul etmiyoruz. Kimse Gül'ün şahsiyetine bir laf söyleyemez. Tabanda kenarda duran, risk almayan biri olarak görüyor. 

"BELEDİYE BAŞKANLARINI DEĞİŞTİREREK SİYASETTE RİSK ALDIK"

Ben siyasete girdiğimden beri bir şeye dikkat ederim söylediklerim gerçekle örtüşüyor mu örtüş müyor mu? Gerçekliği görmek istiyorsanız oylamalara bakmak gerekir. AK Parti lideri ve teşkilatıyla bir sorun yaşamadan yoluna devam ediyor. AK Parti Erdoğan'ın dönmesiyle yeni bir ivme kazandı. Siyasi riski yüksek bir karar aldık. Belediyelerde değişikliğe gittik. Belediyeler 4 kurum tarafından denetlenir. Eğer belediyelerde aday gösteren parti sorun görüyorsa istifasını isteyebilir. Eğer parti içi zaaflar olsa bu değişiklikler gerçekleştirilemezdi. Biz bütün teşkilatlarımıza 15 sayfa yazı gönderiyoruz. AK Parti'nin temelinde şu var sadece içerden değil dışardan kendine bakan geri bildirimlere açık bir partiyiz. Milletvekillerimizi düzenli olarak bilgilendiriyoruz. Bir ülke düşünün 4 tane terör örgütüyle mücadele ediyoruz. 

"DÜZENLEMELER ANAYASA'YA AYKIRILIK ARZ ETMİYOR"

Kemal Kılıçdaroğlu diyor ki 20 Temmuz sivil bir darbedir diyor. Diğer partilerle oturulup konuşularak alınan OHAL kararına nasıl darbe dersiniz. Bu tartışmalar üzerinden kriz varmış gibi göstermek doğru değildir. Hükümetin tasarrufların hiçbirisi anayasa aykırı değildir. Öyle bir algı oluşturuluyor ki halkın polisi ve askeri diyerek kutuplaşma oluşturulmaya çalışılıyor. 16 Nisan'dan sonra Kılıçdaroğlu'nun yaptıklarını iyi niyet olarak göremiyorum.  

Keşke AK Parti ve CHP siyaset üstü meselelerde ortak karar alabilseydi. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na terörle mücadelede komisyon kurma teklifte bulundu. Kılıçdaroğlu düşüneceğiz dedi ve geri dönüş yapmadı. 

"SAYIN GÜL MUHALEFETİN ÇATI ADAYI OLMAZ"

Muhalefet Abdullah Gül'ü aday olarak göstereceğini düşünmüyoruz. Biz sayın Gül'ün muhalefetin çatı adayı olarak gelen teklifi kabul edeceğini sanmıyoruz. Çünkü biz Gül'ü AK Parti olarak görüyoruz. 

"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN YERLE BİR ETTİĞİ YERLERİ YENİDEN İNŞAA ETTİK"

Terör örgütlerinin yerle bir ettikleri yerleri yeniden inşaa ettik. Terörden doğan mağduriyetlerini giderdik. Önceden belediyelere giden para Kandil'e gidiyordu. Artık kayyumlar sayesinde bu paralar millete hizmet olarak gidiyor. Bize oy verirler vermezler onlar bilir. Artık çocuklarımızı terör örgütleri dağa çıkartamıyor. Halk kendini güven içinde hissediyor. Hizmetleri oy için değil görevimiz olduğu için yaptık.

"SİYASİ SÖYLEM MALZEMESİ OLMASI DOĞRU DEĞİL" 

AK Parti ve MHP'nin seçimler ittifak olacaklarını söyleyerek siyasi söylem malzemesi olması doğru değil. MHP ile AK Parti zaten doğal müttefik halinde. Türkiye'de can güvenliği yok mahkemeler siyasi idarelerden emir alıyor demezsiniz. Bunları kimin söylediğini biliyorsunuz. Him kiçse İstanbul Londra'dan daha güvenli değil diyemez.

"GAZETECİ OLMAK BİZE ANAYASADA OLMAYAN BİR ÜSTÜNLÜK VERMEZ"

Gazeteci olmak bize anayasada olmayan bir üstünlük verir mi? Bir çok insan bazı durumlarda tutukluluk halinin devam etmediği konusundan itirazları oldu. Şimdi Türkiye'nin 15 Temmuz'da sonra girdiği hassas bir döneme girdi. AK Parti bir çok sessiz devrim yaptı.

"HAKİM VE SAVCILARA TALİMAT VERİLİYOR DİYEMEYİZ"

Hakim ve savcılara talimat veriliyor diyemeyiz. 'Bazı iddanamaler çok zayıf diyorlar.' Kime göre zayıf. Bu durum ıspatlanamadığı sürece böyle şeyleri dile getirmek doğru değil. Ben Kahramanmaraşlı olarak hakim ve savcıyı tanımam. 15 Temmuz siyasete karşı yapılmıştır. Hakim ve savcılar telillere göre hareket etmelidir. Hiç bir hakim savcı ve hakim tanımıyorum ki şuna şuna şunu yap tamam yapıyorum desin.

"DİYANET BU AÇIKLAMAYI YAPMIŞSA KABUL ETMEM"

Toplumda dindar kesimde çocuklara istismar daha çok diyemeyiz. Bu toplumu gruplaştırır. Diyanet böyle bir açıklama yapmışsa bunu kabul etmem. Bugünü anlamak için dini bir bakış açısı olarak kullanabiliriz. Geçmişte bazı değerlendirmeleri bugüne dayatamayız. Negatife odaklanırsanız negatifi büyütürsünüz. Anahaberlere bakıyorum bu ülkede hiç mi iyi şeyler olmuyor? Sürekli cinayet tecavüz haberleri. Diyanet bu haberleri yalanladı böyle bir şey söz konusu değil.

TAŞERON İŞÇİYİ MEMNUN ETTİK

Taşeron işçiyi memnun ettik. Beklenenin çok üstünde bir rakama ulaştık. Sorunu çözdük. Sistematik çalışma ile yaklaşık 1 milyon kişinin sorunu çözüldü. Büyük bir memnuniyetle karşılandı. Yaşayan bir toplumda ihtiyaçlar bitmeyecektir. Yaklaşık 5 milyon kişide memnuniyet oluştu. Asgari ücrette ciddi bir iyileşme oldu.

Büyük zamlar gelmiyor. 2018 yılı 2017 yılından daha güzel olacak. 

"ERKEN SEÇİM GÜNDEMİMİZDE YOK"

Erken seçim gündemimizde yok. Bütün seçimleri tarihinde ve günün yapacağız. Kesin ve net.

Yorumlar