Elimizde bir çıkış haritası yoktur. Geleceğimizin nasıl şekilleneceğini, tehdit ve fırsatların neler olacağını önceden tarihi şuuruyla öngörmek, hazırlık yapmak elimizdedir. Bölgesel ve uluslararası krizler gerçekleri görememenin, hazırlıksız yakalanmanın sonucunda ortaya çıkmıştır. Türkiye, Cumhur İttifakı'yla, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle tarihin arkasında koşan, olup bitenleri günü birlik analiz eden bir ülke olmaktan tamamen uzaklaşmıştır. Mücadele eden, müdahale eden bir ülke olarak Türkiye bölgesel ve küresel olayların aktif, etkili bir takipçisidir. Bizden habersiz bir kuşun havalanması söz konusu değildir.
Dağlık Karabağ meselesi sıradan bir mesele değildir. Coğrafya tarihinin yazıldığı mekanın adıdır. Bu coğrafyada yazılan Türk tarihidir, dökülen Türk kanıdır. Bunun karşısında yerle yeksan edilince unsur ise terör devleti Ermenistan'dır. Mefkure bir tohumdur, filiz filiz çınar olacağı yer milletin engin yüreğidir. Ermenistan hem korkak, hem hain, hem savaş suçlusudur.
Sivilleri öldürerek Azerbaycan'da korku yaratmaya çalışmaktadır. Soykırımcı Ermenistan işbaşındadır. Bölücülerin soysuz torunları bugün cinayet nöbetindedir. Minsk Grubu'nun eşbaşkanları Fransa gibi Ermenistan'a silah ve mühimmat temin etmektedir. Türk düşmanları Dağlık Karabağ'da faaldir. Ermenistan sivillerin üstüne yine füze göndermektedir. 60'a yakın soydaşımız şehit edilmiştir.
Ermeni askerleri kafileler halinde firar ederken, terörist devlet kayıp vermektedir. Türk'e kefen biçmeye çalışan zalimlerin sonu korkunç olmaktadır. Ermenistan Terter'de mezarlığı bombalayacak kadar kana susamıştır. Ermenistan her defasında ilan edilen insani ateşkes kararlarını ihlal etmiştir. Dağlık Karabağ, Azerbaycan'a geçmeden ateşkes uçurumdur.