Mustafa Kemal Sofya’da askerî ateşedir. Bulgar operasının galasına davetlidir. Operadan sonra Mustafa Kemal’i uyku tutmaz ve Şakir Bey’i uyandırır: “Kim ne derse desin, şimdi Balkan Savaş’ında yenilgiye uğramamızın sebebini daha iyi anlıyorum. Ben bu adamları çoban bilirdim. Oysa operaları bile var... Bir operaya kavuşacağımız günü görebilecek miyim?” der.
1919 Mayıs'ında, Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Atatürk, “Bu durum karşısında bir tek karar vardı: O da ulus egemenliğine dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak” cevabını verir. Millî mücadele parolasını da “Ya istiklâl, ya ölüm!” olarak belirtir. Amasya Genelgesi’nde öncelikle ülkenin ve İstanbul hükümetinin durumunu tespit eder. Yapılması gerekeni de “Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır” sözleri ile özetler. Yani ulus iradesine dayanan kararlılıkla bağımsızlığımıza kavuşacağımızı belirtir.
Erzurum Kongresi'nde: İstanbul hükümeti bağımsızlığı koruyamazsa, bir hükümet kurulacaktır. İrade-i milliye esastır! Benzer şekilde, Sivas Kongresi’nde Erzurum’da alınan kararlar tekrar edilir. “Ulus temsilcilerinin oluşturacağı Meclis-i Mebusan’ın denetiminde vatan ve millet ile ilgili kararların alınacağı, İstanbul Hükûmeti baskı karşısında ülke bütünlüğünü koruyamazsa geçici hükümetin kurulacağı” kararı alınır.
İngilizler: Türkiye, Cumhuriyet' doğru gidiyor. İngiliz Amirali Robeck, 17 Eylül 1919’da Dış İşleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği raporda “Anadolu’da Mustafa Kemal başkanlığında Cumhuriyete doğru gidilmemektedir” diyerek öngörüsünü belirtir.