CHP'nin 3-4 Şubat günü yapılacak kurultayı için, İstanbul Barosu eski Başkanı Prof. Ümit Kocasakal adaylığını açıkladı.
Kocasakal basın toplantısında şu açıklamaları yaptı:
“Öncelikle yurdun dört bir yanından buraya gelen gönül dostlarına, Atatürk ve Cumhuriyet sevdalılarına teşekkür ediyorum. Beni bilirsiniz, ben çok kağıttan bir şey okumayı sevmem ama bu önemli bir açıklama. Daha iyi aktarılması için görüşlerimi aktaracağım, özellikle basınımızın hoşgörüsüne sığınıyorum. Bu anlamda açıklamalarıma girmek istiyorum; Çıkış noktam şu; oy vermeye tıpış tıpış değil koşa koşa ve heyecanla gidilecek. Özüne, kimliğine, fabrika ayarlarına geri dönen bir CHP. Bundan sonra da bu sloganı kullanacağım; Kurtuluş kuruluştadır.
Hiçbir kimseyi dışlamadan bir bütün içinde kucaklayan değerleri yurttaşlarım, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana yakın geçmişle karşılaştırılamayacak tehditlerle karşı karşıyadır. Milletçe kenetlenmemiz halinde ancak üstesin den geleceğimiz sorunlarla karşı karşıyayız. Siyaset de fikri özünden çıkarılıp kişilere hapsedilerek, aynı gemide olduğu unutularak yandaşlık ve karşıtlık üzerinden tezahurat yapan, birbirinden uzaklaştırılmış insanlar ülkesi olmamız dayatılmaktadır. Büyük Orta Doğu projesinin eş başkanlığına soyulan iktidar Cumhuriyetin kolonlarını tahrip etmekle meşguldur.
Yeni Türkiye adı altında ülkenin kurumları çökertilmekle, devletin genetiğiyle oynanmakta, devlet çökertilmektedir. Gelinen noktada bu siyasi anlayış Türkiye Cumhuriyeti için beka sorunu haline gelmiştir. Ben her şeyimi Atatürk’e ve Cumhuriyet’e borçluyum. Bu açıklamayı yaşananlar sebebiyle mutsuz, umutsuz milyonlarca vatansever yurttaşlarımız adına yapıyorum. Bu bir vicdan haykırışı ve isyanıdır. Bu açıklamayı Mustafa Kemal’in askeri olarak yapıyorum. Birileri Mustafa Kemal’in askeri olmayı anlamıyor. Bu bir simgedir, bu onun izinde olmak, ilkelerini benimsemektir. Bu askerlik üniformasız, gönüllü bir askerliktir ve ömür boyudur. Atatürk’ün askeri olmak şeref ve onurdur. Başkalarının askerliğini yapmaktan rahatsızlık duymayanların bunu anlaması beklenemez. Türkiye kurucu değerlerden uzaklaştığı için bu sıkıntılara düşülmüştür. Bu sadece son 15 yılın sorunu değildir. Türkiye’nin tek çıkış yolu Atatürk’e geri dönmektir. Türkiye’yi tam bağımsızlığa geri döndürecek yegane çıkış yolu budur.
Bunu üstlenmesi gereken parti ise öncellikle Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Ne yazık ki aşağıda açıklayacağım sebeplerle partimiz bu görevi yapamayacak hale gelmiştir. Partinin genetiğiyle, genleriyle, kimyasıyla uyuşmayan kişilerin söylem ve eylemleriyle partinin kimliğine zarar verdiği görülmektedir. HDP güzellemesi yapanlar Atatürk’ün partisinde siyaset yapamaz. CHP’de Atatürk’ün resimleri indirilemez, bu bir marifet gibi görülemez. Ne güzel Atatürk’ün kurduğu partide olacaksın ama onun kurucusunun resimleri sende alerjik reaksiyon gösterecek. Bu partide Sayid-i Nursi, Seyit Rıza güzellemesi de yapılamaz. Kimse Atatürkçü olmak zorunda değildir ve elbette ki bu gibi düşünceleri olanların da serbestçe savunma hakları vardır ama bunu Atatürk’ün partisinde yapamazlar.
Artık bu maskeli balo son bulsun. O yüzden siyasi olmanın öncesine ve ötesinde ahlaki bir sorun olarak görüyorum. CHP kimsesizlerin partisidir ama kimsesiz ve sahipsiz değildir. CHP birilerinin siyasi kariyer hesapları yapacağı, at koşturacağı kişisel bir şov yeri de değildir. Bu ahlaki sorunu çok önemsiyorum; CHP sıradan bir parti olmadığı gibi bir fikir kulübü, kooperatif de değildir. Bu kişiler gidip başka partilerde siyaset yapabilirler. Ama CHP Atatürk’le kavgalı olanların toplanma yeri değildir. Dolayısıyla bu ahlaki sorunun çok ciddi olduğunu düşünüyorum. Ve ne yazık ki genel başkanın da bir tepkisini görebilmiş değiliz. Kimse bu partiyi kullanamaz. CHP’ye oy ve gönül vermiş milyonlarca seçmen bu gelişmelere tepkilidir. Unutanlar için hatırlatmakta fayda var; CHP milli mücadeleyi yürütmüş, kurucusu Atatürk olan partidir
CHP DAR KALIPLARA HAPSEDİLEMEZ CHP sadece bugünün değil, dünün ve yarının partisidir. Bir mezhebin, bölgenin değil, Cumhuriyet ve Atatürk’le barışık bütün yurttaşların partisidir. Yüzde yüz yerli ve milli bir partidir. Ulusal bütünlüğün, milli birlik ve beraberliğin teminatıdır. Sol ve sağ gibi şekli dar kalıplara hapsedilemeyecek, ilkeleri gibi kapsayıcı bir şemsiyedir. CHP Çanakkale’dir, Conk Bayırı’dır. CHP’nin menzili çağdaş uygarlıktır, kucaklaşmadır. Pusulası hukuk devletidir. CHP anti emparyalisttir, halkçıdır, kamucudur, planlamacıdır. Altı ok emperyalizme karşı bir milli savunma sistemidir. Almayı düşündüğümüz füzelerden daha etkilidir.
CHP evrensel değerleri reddetmeyecek şekilde millidir, ulusalcıdır. Vay vay vay ‘ırkçı ulusalcılar’ diyorlar. Şimdi ben size gerçek ulusalcılığı tarif etmek istiyorum; Ulusalcılık ırkçılık değildir. Kendi ulusunun çıkarını başka ulusların örneğin ABD’lilerin üzerinde tutmaktır. Yani ulusalcılık vatanseverliktir. Bu ülkenin değerleriyle bezelik olmaktır. Bunun neresinde ırkçılık vardır? Ulusalcılığın karşısında emperyalizm vardır.
KONGRELERDE YUMRUKLAR KONUŞUYOR İbadet özgürlüğünü bu ülkeye getiren CHP’dir. Dine en saygılı parti de CHP’dir. Din ve camiler üzerinden toplumu bölmez. CHP, ulu bir çınardır. Şimdi işte CHP bu gerçek kimliğine özüne yabancılaştırılmıştır. Partiye genetik kodlarına aykırı virüsler yüklenmiştir. CHP’yi CHP yapan ilkeler aşındırılmaktadır. Partinin yapısına, kimliğine aykırı eylem ve söylemlerle partinin tüzel kişiliği zarar görmektedir. CHP’nin Türkiye’ye karşı bir saldırı içinde emperyalizme açık bir şekilde söyleyeceği sözü olmalıdır. Yurttaşlık, liyakatın yerini alt kimliklere dayalı aidiyetler almıştır. Bu aidiyetlerini öne çıkarmayan kişiler partide yer alamamaktadır. CHP’nin kongrelerinde artık yumruklar konuşuyor, CHP’nin kongresinde fikirler konuşulmalıdır. Gerçek partililer partiden uzaklaşmaktadır. Kimse bu partide Atatürk’ü, altı oku tartışamaz. Kimse Cumhuriyet’i kuran bu partinin üzerinde olamayacağı gibi CHP kimsenin dilediğini yapabileceği bir parti de değildir.
Sağlam bir ideolojisi olan bir fikir partisidir. CHP elbette tüm toplumu kucaklayacaktır ama kimliğinden ödün vererek olmaz, olamaz. CHP’nin içinde bulunduğu durum sadece vekillerin değil, tüm yurttaşların sorunudur. Partimiz hiçbir ayrım gözetmeksizin herkese kapılarını açmalıdır. CHP, küresel odaklarla veya onun uzantılarıyla ittifak yapamaz, bir araya gelemez. Kendini inkar, imha olur. CHP kendi kimliğini, özünü muhafaza ederek fikirlerle ittifak yapar. Bunu yaparken de hiçbir yurttaşını etnik köken, mezhep, kılık kıyafetle farklı görmez. CHP tüm yurttaşlarını, yurttaşlık bilinciyle kucaklar. Herkes için hak ve özgürlük ister. CHP sadece haklı da olsa AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı içinde söz duellosu ile sağ seçmenden oy alamaz.”
ÜMİT KOCASAKAL KİMDİR? Ümit Kocasakal, 11 Mayıs 1966 tarihinde Almanya, Köln’de doğmuştur. Rahmetli babası 1964 yılında Almanya’ya ilk giden kuşaktan. 4 yaşında iken İstanbul’a getirilip, Büyükdere Sarıyer’de babaanne ve dedesinin yanında tek çocuk olarak büyümüş. Babasının ikinci eşinden kendisinden 19 yaş küçük kız kardeşi vardır. 1977 yılında girdiği Galatasaray Lisesi'ni 1986 yılında bitirdi. Lisede tiyatro ile de uğraştı. Üniversitede tiyatro topluluğu kurdu. 9-10 oyun sergiledi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1990 yılında mezun oldu. Üniversitede öğrenci temsilciliği yaptı. 1996 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Yüksek Lisansını tamamladı.
Avukatlık stajını Prof.Dr. Köksal Bayraktar’ın yanında yaptı ve ardından Hocanın yanında dört yıl kadar avukatlık yaptı. İstanbul Barosuna kayıtlı olarak avukatlık yapmaya başladı.
Askerliğini Sekizinci Kolordu Komutanlığı’nda askeri savcı olarak yaptı.
1995 yılında Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Ceza ve Ceza Usul Hukuku asistanlığı yapmaya başladı. Kara para aklama suçu konulu doktora tezini hazırlamak için Fransa’ya gitti, on ay kadar kaldı. 2000 yılında "Karapara Aklama Suçu" konulu adlı tezini yazarak doktorasını tamamladı. 2001 yılında Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Fakülte Kurulu Üyesi görevi yaptı. 2005 yılında da “AB Ceza Hukukunun Esasları” adlı bir çalışmayla da doçent oldu.
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde "Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı" başkanlığı görevini sürdürmekte ve öğretim üyeliği yapmakta olan Ümit Kocasakal’ın, çok sayıda makale ve yazısı yayımlanmıştır.
Fransızca bilen Ümit Kocasakal, 2000 yılında hukukçu Hatice Özdemir ile evlendi. Yasemin (d.2001) adında kızı ve Kerem (d.2006) adında oğlu vardır.
7 Kasım 2010 tarihinde İstanbul Barosu Genel Kurulu kapsamında gerçekleştirilen seçimde İstanbul Barosu başkanlığına seçildi. 14 Ekim 2012 tarihinde ikinci defa aynı göreve seçildi.
18 Ekim 2014 tarihinde yapılan seçimde üçüncü defa İstanbul Barosu başkanlığına seçildi. 23 Ekim 2016 tarihinde yapılmış olan baro başkanlığı seçimlerinde tekrar aday olmadı. Yerine Av. Mehmet Durakoğlu seçildi. Ümit Kocasakal, 23 Ekim 2016 tarihi itibari ile Türkiye Barolar Birliği delegesidir.
Akademik Yayınlar:
Makale (Yayımlanmış eser):
- Ümit Kocasakal, 2000, Ticaret Odası Yayınları, İstanbul, 245, 4, s:67-81: Depreme Bağlı Yapı Hasarları Sonucu Meydana Gelen Ölüm ve Yaralanma hallerinde Yüklenicinin Ceza Sorumluluğu; İnşaatçıların Deprem Hasarlarından Doğan Sorumlulukları ile Hasarlı Binaları Onarma ve Güçlendirme Yolları
Makale (Yayımlanmış eser):
- Ü.Kocasakal, 2000, Milliyet Gazetesi: Karapara Demokrasiye Tehdit
Makale (Yayımlanmış eser):
- Ü.Kocasakal, 2000, Radikal Gazetesi: Soykırım ve Yasalar
Makale (Yayımlanmış eser):
- Ümit Kocasakal, 1999, Ocak-Şubat, Aktüel Hukuk Dergisi, s:26: Ölüm Orucunda Bulunan Tutuklu ve Hükümlülere Yapılabilecek Rıza Dışı Müdahalenin Hukuka Uygunluğu Sorunu
Makale (Yayımlanmış eser):
- Ümit Kocasakal, 1998, Galatasaray Üniversitesi Yayınları, 3, s:247-265: Yeni Fransız Ceza Kanununda Genel Hatlarıyla Cezalar Sistemi
Makale (Yayımlanmış eser):
- Ü.Kocasakal, 1997, Radikal Gazetesi: Suç Artışındaki Neden CMUK Değildir
Makale (Yayımlanmış eser):
- Ü.Kocasakal, 1997, 15, Nokta Dergisi, 37: Kadın ve Erkek Aynı Hükme Tabi Olmalıdır (Zina suçu ile ilgili görüşler)
Makale (Yayımlanmış eser):
- Ü.Kocasakal, 1997, Radikal Gazetesi: Tarikat, Şeyh, Nikah (TCK 237. madde kapsamında resmi nikah olmaksızın dini nikah yapma eyleminin irdelenmesi
Makale (Yayımlanmış eser):
- Ümit Kocasakal, 1996, Ocak, Karayollarında Denetimin Caydırıcılığı-Trafik Sempozyumu, Galatasaray Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 4, s:87-96: Trafik Suçları ve Cezalar
Makale (Yayımlanmış eser):
- Ümit Kocasakal, 1996, Galatasaray Sosyal Bilimler Dergisi, s:3-33: Sanığın Korunması
Makale (Yayımlanmış eser):
- Çeviren; Ümit Kocasakal, 1996, Palazzo FRANCESCO, İstanbul Barosu Dergisi, İstanbul, 70, 10-11-12, s:818-829: Organize Suçluluğa Karşı İtalyan Mevzuatı
Makale (Yayımlanmış eser):
- Ümit Kocasakal, 1996, Cumhuriyet Gazetesi: Terörle Mücadele Yasasına Eklenen
Makale (Yayımlanmış eser):
- Ü.Kocasakal, 1996, Radikal Gazetesi: Yüksek Ceza Caydırıcı Olabilir
Makale (Yayımlanmış eser):
- Ü.Kocasakal, 1996, Cumhuriyet Gazetesi: Avrasya Feribotu Eylemcileri Yanlış Değerlendiriliyor
Yüksek Lisans Tezi:
- Ümit Kocasakal, 1996, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü: Ceza Hukukunda İtiyad
Doktora Tezi:
- Ümit Kocasakal, 2000, Doktora tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul: Karapara Aklama Suçu
Yorumlar