Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlete karşı işlenen suçları devlet affeder, şahıslara karşı işlenen suçları devletin af yetkisi yoktur. 50 bini aşkın uyuşturucu satıcısının cezaevlerinde olduğu günlerde, biz uyuşturucuları affeden bir iktidar olarak mı anılacağız? Demokratik bir şekilde sordum, cevabımı aldım. Af, ne affı? Biz asla. Adil bir iktidar olamazsınız, adaletle hükmeden bir iktidar olamazsınız.” açıklamasında bulunmuştu.
Bahçeli Twitter'dan yanıt verdi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine Twitter üzerinden yanıt verdi. Bahçeli açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştı: Sayın Cumhurbaşkanı, “şimdi birileri çıkarmış af, ne affı?” ifadeleriyle birlikte aynen şunları dile getirmiştir: “Hele hele 50 bini aşkın uyuşturucunun cezaevinde olduğu bir dönemde biz uyuşturucuları affeden bir iktidar olarak mı anılacağız?” Elbette kast edilen Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Partimizi zan ve töhmet altında bırakmak asla doğru değildir. MHP’yi yüzeysel ve üstünkörü bir şekilde uyuşturucuyla, uyuşturucu suçuyla yan yana getirmek şayet art niyet değilse, kesinlikle isabetsiz ve itibarsız bir isnattır. Uyuşturucuyla en çok mücadele veren, bu uğurda her türlü imkânıyla fedakârlık gösteren ‘birileri’ diye tabir edilen Milliyetçi-Ülkücü Hareket’tir. Şartlı ceza indirimiyle ilgili teklifimizi uyuşturucu temeline indirmek, tahrip ve tahrif etmek fahiş bir yanlış ,fuzuli bir demagojidir.
Bahçeli’nin sözlerine AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik yanıt verdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın af konusunda yaptığı açıklamada MHP’yi kastetmediğini söyleyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamasının devamında şu ifadeleri kullanmıştı: Cumhurbaşkanımızın bahsettiği de odur. Burada topluma bir mesaj vardır. Cumhurbaşkanımız burada MHP'ye bir şey söyleyecekse, açıkça MHP'yi zikrederek söyleyebilir. Bunu son derece anlamsız bulduğumuzu ve yanlış bir değerlendirme olduğunu söylemek istiyorum. Bahçeli'nin açıklamasında Cumhurbaşkanımız hakkında kullandığı ifadelerin son derece yanlış olduğunu söylemek isterim. Tabii ki AK Parti camiası ve bütün milletimiz bu ifadeleri reddedecektir. Sayın Bahçeli'nin Cumhurbaşkanımıza karşı kullandığı ifadeler siyasi nezaket ve yüklenen sorumluluğa uygun olmamıştır. Cumhur İttifakı kıymetli bir ittifaktır. Bu çerçevede de bakıldığında bu siyasi nezaketin gösterilmesi bizim için önemlidir. Cumhurbaşkanımıza gösterilen saygı bizim kırmızı çizgimizdir.
Bir açıklama da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “O çerçevede bir cevap verilmesi en doğru olandır zaten. Konunun başka yerlere çekilmesi elbette doğru olmaz. Yani ortada ya bir yanlış anlama var ya bir çarpıtma var çok açıkça. Sayın Cumhurbaşkanımızın Milliyetçi Hareket Partisi'ni, onun tabanını hedef alan bir değerlendirmesi zaten söz konusu bile değil. Kastettiği özensiz hazırlanması halinde bir Af Yasası'nın doğuracağı toplumsal sonuçlardır, bunlara bir atıf yapıyordu. Tabii bu konuda nihai söz, karar Meclis'indir ama Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuyu gündeme getirirken toplumun hassasiyetlerini dikkate alarak bazı değerlendirmelerde bulunmuştur. Diğer detay için ben Sayın Ömer Çelik'in açıklamalarına atıfta bulunmakla iktifa edeyim.” İfadelerini kullandı.
“MHP’nin de kırmızın çizgisi Bahçeli’dir”
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in ‘Nezaket’ açıklamasına Twitter üzerinden yanıt veren MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın şu ifadeleri kullanmıştı: MHP’nin kırmızı çizgisinin, Milliyetçi Hareketin lideri Devlet Bahçeli olduğunu söyleyen Yalçın sözlerini şöyle sürdürdü: AK Parti sözcüsünün, "Sayın Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanımıza karşı kullandığı ifadeler siyasi nezaket, nezahet ve yüklenen sorumluluğa uygun bir yaklaşım olmamıştır." şeklindeki ifadelerini şiddetle reddederiz. Bu ülkede hiç kimse Sayın Genel Başkanımıza nezaket dersi vermeye kalkamaz. Sayın genel başkanımızın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamına gösterdiği saygı milletimizin malumudur. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın ittifak ve af konusundaki açıklamalarıyla parti sözcülerinin beyanları arasındaki belirgin sezgi, seviye ve anlayış farkı partimizce görmezden gelinmemiştir. Cumhurbaşkanımıza gösterilmesi gereken saygı AK Parti'nin kırmızıçizgisidir." diyenlere cevabımız; “MHP’nin kırmızı çizgisinin, Milliyetçi Hareketin lideri Devlet Bahçeli olduğunu” hatırlatmak şeklinde olacaktır.
İki parti ‘Öğrenci Andı’ konusunda da fikir ayrılığına düştü
Türk Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesini yürürlükten kaldıran düzenlemenin iptali istemiyle Danıştay’da dava açtı. Dava sonucunda Danıştay ‘Öğrenci Andı’nın yeniden okullarda okutulmasına karar verdi.
‘Öğrenci Andı’ kararına AK Parti’den art arda açıklamalar geldi
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Andımız geride bıraktığımızı sandığım bir konuydu. 2013'te bunu çözmüştük. Yetki aşımı yaparak maalesef bu düzenlemeyi iptal etmiştir. Türkiye'yi hak etmediği bir tartışmanın içine sürükleyen bu karar, eski hastalıkların yaşadığını gösteriyor. Tek parti CHP'si döneminde başlatılan uygulamayı hala sürdürmeyi çalışmak yanlıştır. Andın ilk halini Türk Ocaklarını kapatmasıyla, üniversitelerini perişan etmesiyle bilinen tıp doktoru Reşit Galip yazmıştır. Türkçe Ezan zulmünün de mimarıdır. Milletimizin en etkili andı İstiklal Marşıdır. Bunun dışına bir and tanıyoruz, tanımayacağız.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül: Yargı kararları ihtilaf çıkarmaz, ihtilafları giderir. Bunun yolu Anayasaya sadakatten, her organın kendi meşru sınırları içinde kalmasından geçer. Anayasamıza göre Danıştay, yerindelik denetimi yapamaz, idarenin yerine geçerek karar veremez. Bir yürütme tasarrufunun bilimsel temelini sorgulamak da yargının anayasal konumunu, kabiliyetini aşar. Adeta idarenin yerine geçerek işlem tesis eden Danıştay 8. Dairesi'nin öğrenci andına ilişkin kararı, maalesef bu ölçüleri karşılamaktan uzak kalmıştır.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Uğraştığımız çeşitli meselelerden birisi de Danıştay'da hukuki denetim yerine yerindelik denetimi yapılması yönündeki yanlış uygulamaydı. Türkiye bir hukuk devletidir. Yargı yetkisi yerindelik denetimi yönünde kullanılamaz. Yargı kararlarına saygı duyuyoruz. Peki anayasa ile açık şekilde çelişen bu kararı eleştirmeyecek miyiz? Türkiye'yi tüketen bu gelenek bu kararla hortlamaya çalıştığı zaman tepki vermeyecek miyiz? Danıştay kendi sınırını aşmıştır. Danıştay, bu kararla hükümet gibi davranmıştır. Kendisini yürütmenin yerine koymuştur. Yürütmenin takdir yetkisini yok sayarak bu yetkiyi kendi kullanmıştır. Yasayı ve anayasayı açık bir şekilde çiğnemiştir. Bunlar çok tehlikeli şeylerdir.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: Burada milli kimlikle ilgili bir tartışma yok, okullardaki bir uygulama ile ilgili bir konudan bahsediyoruz. Bununla ilgili tabii hukuki süreç devam edecek. Onun da hep birlikte takipçisi olacağız. Türk ifadesinden kimsenin herhangi bir rahatsızlığı asla söz konusu değildir. Bu ifade okullarda okunmayınca bizim ne Türklüğümüzden bir kaybımız olur ne Türklük kimliği ortadan kalkar.
Bekir Bozdağ: Danıştay 8.Dairesi’nin ‘Öğrenci Andı’ hakkındaki kararını eleştirim üzerine bir sürü hakaret, iftira ve tehdide muhatap oldum. Hala da bunlar devam ediyor. Bu nedenle aşağıdaki açıklamayı yapma gereği duydum: Tweetlerim ‘Öğrenci Andı’nın içeriğine veya okutulmasına ilişkin değil; tamamen mahkeme kararına ve gerekçesine ilişkindir. Eleştirdiğim, Danıştay 8. Dairesi’nin Anayasa ve hukuka aykırı kararı ve gerekçesidir. Hukuk devletinde yürütme organının her tür eylem ve işlemleri, yargı denetimine tabidir. Yargının denetimi, idari eylem ve işlemin hukuka uygunluğu ile sınırlıdır. “Öğrenci Andı”nın okutulması veya okutulmaması, yargının değil yasama veya yürütmenin işidir.
MHP’den ‘Öğrenci Andı’ çıkışı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Ne var Andımızda? Neresi sinirlerini bozuyor, neyi vicdanlarını bulandırıyor? Türküm demek suç mu? Doğruyum demek yanlış mı? Çalışkan olmak gaflet mi? Eğer Andımıza cephe alanlar kripto damarın karanlık failleri değilse merakla soruyorum dertleri nedir? Bu hazımsızlık niyedir? Bu ülkenin adı Türkiye Cumhuriyeti, üzerinde yaşayan millet ise Türk’tür. Sayın Bekir Bozdağ Danıştay kararına çok bozulmuş, anayasa ve yasanın alenen çiğnendiğini söylemiş. İşine geldi mi yargıya saygıyı bekleyen, işine gelmedi mi yasa çiğnendi diyen Sayın Bozdağ ve onun gibi düşünenlerin hala çözülme süreci üslubuna müracaatları talihsizliktir. Sayın Bozdağ Kürdüm, özgürüm diyebilir. Dilini tutan yoktur. Sus otur yerine diyen de yoktur. Buyursun, mizaç ve meşrebine müzahir değerlendirmesini yapsın. Türk milleti kendisini en güzel ve yüksek mevkilere taşımıştır. Ama kendisi Türk milletini düşürmeyi aklından geçirmesin. Andımızı fıtrat ve köküne uygun okumak isteyen varsa kendi bilir. Ancak Türk milletinin Andına kimse karışmasın, hiç kimse ortalığı karıştırmasın.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın: Milletimiz artık farkındadır ki Andımız’a duyulan alerji, aynı zamanda Türklüğü inkârın etnik dışavurumudur. Andımıza “ırkçılık” yaftası yapıştırılması, vaktiyle “Türk olmaktan kurtulduk.” diye sevinenlerin el ovuşturmasından daha beter bir tavır, daha namert bir oportünizmdir. Andımız karşıtları mertçe asıl niyetlerini belli edeceklerine, sadece Türk yargısını töhmet altında bırakmakla kalmamakta; devletimizin kurucusu ve sahibi olan milyonlarca Türk’ün kendilerine tanıdığı yetkileri istismar etmektedir. Eğer Danıştay’ın içtihadı siyaset yapmaksa, 70 yıl boyunca “yurdunu ve milletin özünden çok sevdiklerini” haykıran milyonlarca körpe dimağ da siyaset(!) yapmıştır. Oysa Danıştay siyaset yapmadığı gibi, yavrularımızın milletimiz adına ant içme geleneğini yasaklayan politikacıların hatasını düzeltmiş bulunmaktadır. Danıştay’ın 8. Dairesi’nce Andımız hakkında alınan karar; yasaklamanın arkasında siyasi iradenin değil, sadece bazı gizli Türklük düşmanlarının olduğunu ortaya koymuştur. Söz konusu karar, affedilmez bir yanlışın telafisi açısından fırsat yaratmıştır. Bu fırsat heba edilmemelidir. Danıştay’ın kararı temyiz edilmemeli, Andımız’ın yeniden okullarda okunmasının önünü açılmalıdır. Andımız kaldırıldığından beri kanayan millî vicdanın sesine kulak verilmelidir.
“Türkiye'nin her seçim bölgesinde yer alacağız”
MHP Genel Başkanı partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada: Biz teklifimizi sunduk, karar TBMM'nindir. Kararlarına saygı duyarız ancak MHP tekliften asla taviz vermeyecek. Özgürlük bir insan hakkıdır. MHP olarak kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeye hazırız. Hiçbir ittifak bir tarafın reddedilmesiyle, yok sayılmasıyla ayakta kalamayacaktır. Hiçbir ittifak daha diğer tarafın dayatmasıyla, parmak sallamasıyla yaşamayacaktır. Hiçbir ittifak çatladı, çatlıyor ihbarlarıyla, şartların kollanmasıyla varlığını devam ettiremeyecektir. AK Parti içinde ittifakı dinamitlemek isteyenler taklalar atabilirler. Yasal zemin aramaya son vermenin vakti gelmiştir. Parti olarak mahalli idareler seçimlerine yönelik hiçbir ittifak arayışımız artık kalmadı. Oyalamaya, ümitlerle oynamaya gerek yoktur. Kendi yolumuzu yalnızca kendimiz çizeceğiz. Kendi adaylarımızla katılıp Türkiye'nin her seçim bölgesinde yer alacağız.
“Farklı düşündüğümüz konularda kendi yolumuzu takip ederiz”
Devlet Bahçeli’nin ardından kürsü çıkarak partililere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Türkiye siyasi işbirlikleri hususunda yeni bir döneme girdi. Bu işbirliği zemininin çok önemli katkısı olmuştur. MHP ile yeni yönetimin hayata geçirilmesi sürecinde son olarak 24 Haziran'da çok verimli bir ittifak sergiledik. Cumhur İttifakı adını verdiğimiz bu zemini hazırlayan milletimizdir. Milletimizin sesine kulak verdik ve samimi bir dayanışma içinde olduk. Yeni yönetim sisteminin inşası gibi temel konularda ittifak içinde olmak, iki partinin aynı çizgiyi takip etmesi beklenmiyor. AK Parti ve MHP iki ayrı partidir. Farklı düşündüğümüz konularda kendi yolumuzu takip ederiz.” Açıklamasında bulundu
Cumhur İttifakı bitti mi?
Devlet Bahçeli’nin partisinin grup toplantısından yaptığı yerel seçimlerde ittifak yapılmayacak açıklaması kafalarda Cumhur İttifakı bitti mi sorularını getirdi. Konuyla ilgili bir açıklama daha yapan Bahçeli, “Cumhur İttifakı duruyor, yerel seçimde ittifak yok.” dedi.
Cumhur İttifakı konusunda bir açıklama da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Erdoğan, “Cumhur İttifakı'nda sıkıntımız yok devamından yanayız. MHP de biz de kendi adaylarımızla yola devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Yorumlar