Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca şu açıklamaları yaptı:
“9 haftalık mücadelenin tek tek ama hep birlikte uyguladığımız tedbirlerin sonuçlarını alıyoruz. Çilesiz tedbir olmaz, yeri geliyor çileye de katlanıyoruz. Günlük hayatımızdan fada ederek yaptığımız mücadele pekçok insanın hayatında tehlikeyi önlemiştir.
Koronavirüs mücadelesi karnesi her akşam ekranlardadır. Düşüş başarı grafiğimizdir. Dün bu sayı binin altına düştüğünde bu düşüş nihai başarının işaret fişeği olacaktır. Hastalık sebebiyle kaybettiğimiz in anlar var. Hiç kaybımızın olmayacağı günlerin de geleceğini düşünüyoruz. Biz umutsuz tek gün yaşamadık. Gelinen noktada bu umut tedbirlerin en az meşakkati içereceği sonuca odaklanmıştır.
Dünya virüsten tam olarak kurtulacağımız tarihi bilemiyor. Uzmanlar böyle bir varsayımda bulunamıyor. İnsan organizmasını istila eden son virüsün ne zaman etkisiz hale getirileceğini bilmek mümkün değildir. Hayatı yeniden planlıyoruz. Virüse karşı korunma tedbirlerini ilk plana alıyoruz.
Bahar havasını ve Ramazan coşkusunu arzu ettiğimiz kadar yaşayamadığımız bu günlerde hele bayrama birkaç gün kalmışken söylediklerim çok daha müjde yüklü olmasını isterdim ama gerçekçi değil. Erken umut tedbirleri önemsiz kılmasın. Hala binlerce doktorumuz ve sağlık personelimizin evlerine döndüklerinde çocuklarına sarılamadıklarını unutmayın.
Virüsün karşılaştığımız kişilerden kimin taşıdığını bilemeyeceğimiz için yeni hasta sayısının azalması sizin için güvence değildir. Sokağa maskesiz çıkılmamalıdır. 1,5 metre sosyal mesafe kuralına uyulmalıdır.
Size bayram günleri için veremediğim haberleri daha ilerisi için verebilirim. Bayram günlerinde tedbirlere uyarsak sonrasında daha özgür olabiliriz. Bayramı çok dikkatli geçirmeliyiz. Bayram günleri virüsün yeniden yayılma günü olmamalı. Bu bayramı eski bayramlar gibi kutlarsak hastalığın tırmanışa geçtiği günlere dönebiliriz.
Bayram günlerinde evimizde kalalım, ziyarete gitmeyelim. Anne ve babalarımıza tehlikeli yakınlık olmasın. Onlar için en güzel sözleri düşünüp arayalım. Kalbin kurduğu cümle bir annenin elini öpmekten daha büyük yakınlık kurar.
Maske ve 1,5 metre sosyal mesafe kuralına uymak bireylere düşen görevdir. Sağlık Bakanlığı olarak konuyla ilgili bakanlıklarla yoğun çalışma yürütüyoruz. Virüsün yüksek yayılım riskinin geri dönmesine izin vermemek için gerekli altyapıyı oluşturacağız.
Evden çıktığımızda riske karşı kontrolün elimizde olması için bize destek verin. Asansörden pazar yerine, metrodan işyerine, kuaförden banka veznesine her yerde kontrollü sosyal hayat kurallarına uyarak yapacaksınız. Sağlık güvenliğinizi riske edecek her şeye karşı dikkatli olacaksınız. Başarımızın büyük ortağı olacağınıza inanıyorum. Mücadelenin birinci döneminde başardık bu dönemde de başaracağınızdan kuşku duymuyorum.
Yeni dönemi pandemi açısından bazı standartlarını belirlemek, riskleri önlemek için Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile ortak çalışmalar yaptık.
Çalışma ortamı açısından risk oluşturabilecek işyeri sayısı bakımından en yüksek sektörleri masaya yatırdık. Bilim Kurulumuz bu sektörde rehberleri hazırladı. O işyerinde uyulması gereken kuralları gösteren afişler ve karşılaşma rehberleriyle karşılaşacaksınız.
Vatandaşlarımız kontrollü sosyal hayat döneminde mücadelede sadece kurallara uyan taraf değil denetleyen taraf olacak. İşyerlerinin girişlerinde, asılı afişlerde, planlanan çalışma saati, bir arada bulunabilecek azami insan sayısını göreceksiniz. Detaylı çalışma rehberleri de bulunacak.
"HES kodları kişiye özel olacak"
Açılabilecek işyerleri için Bilim Kurulumuz rehberler hazırlamaktadır. Bir kısmı hazır durumdadır. Sosyal hayatı kolaylaştıracak mobil uygulamadan bahsetmiştim. Kullanıcı sayısı 10 milyonu aşan bu uygulama evden çıktığınızda rehberiniz olacak.
Mobil uygulamanın bir diğer fonksiyonu da şudur, bireyler risk taşımadığını, hasta veya temaslı olmadığını bu uygulama aracılığıyla gösterebilecek. Uçağa binerken bu uygulama serbest giriş kartı olacak. Ulaştırmada bu bilgi bizlerden göstermemiz istenecek. Bu bilgi sosyal hayata katılım söz konusu olduğunda özel bir bilgi değildir. Bu uygulamaya öncelikle şehirlerarası uygulamaya geçiyoruz. Alacağınız kodu kullanarak uçak ve tren seyahati yapabileceksiniz.
İlgili seyahat firması tarafından sağlanıp tedbir alınacak. Sonradan bir yolcuya virüs tespit edilirse yolculuk esnasında temas ettiği kişilerin takibi yapılacaktır. Hayat Eve Sığar mobil uygulamasından HES kodu alınabilecek. Tüm yolcuların en üst düzeyde güvenliği sağlanmaya çalışacak. HES kodları kişiye özel tekil kodlardan oluşacak. TC kimlik numarası gibi sabit olmayacak. Her paylaşımında farklı bir HES kodu oluşturulabilecek. Önümüzdeki günlerde mobil uygulama ve HES kodunun yaygın uygulanması hayatımızı kolaylaştıracak. Sosyal hayatın, çalışma hayatın, insan etkinliğin birlikte gerçekleştiği hayata karşı tedbirler gereklidir. Ekonomiler, ticaret, eğitim de salgın karşısında zayıf düştü. Pandemi ile mücadelenin bir cephesi de kültürel hayattan ekonomiye bütün hayatın sağlık bulmasını amaçlayacaktır. Dünya bir gerçeği de idrak etti, her işin başı sağlık cümlesi salgın karşısında gerileyen herşeyi içerir. Ülkemizde sağlığa yapılan yatırımlar büyük bir işarettir. Sağlık yatırımları sosyal refahın şartıdır."
"İmtihan anında maske çıkarılabilir"
Öğrencilerimizle ilgili Bilim Kurulu'nda birkaç defa görüşüldü. Bugün de görüşüldü. Bu konuyla ilgili rehber yayınlanmış olacak. Bütün öğrencilerimizin maskeyle sırasına oturması istenecek. Yani herkesin maskesiyle imtihana gireceği sıraya oturması sağlanacak. Mesafe korunabiliyor ise o durumda maskesini çıkarmasını Bilim Kurulu öneriyor. Özellikle maskeli olacak fakat imtihan anında maskenin devam etmesi gerekmiyor, maske çıkarılabilir
65 yaş ve üstüne müjde!
65 yaş üzeri büyüklerimiz bu dönemde çok büyük fedakârlık gösterdiler. Bu dönemde en çok uyum ve hassasiyet gösteren büyüklerimiz oldu. Gençlerimiz de oldu. 83 milyon bu dönemde hassasiyet noktasında olması gerekeni yaptığı kanaatindeyim. 65 yaş üzeri büyüklerimizle ilgili sayın Cumhurbaşkanımızla da görüştüm. 65 yaş üzeri büyüklerimize küçük bir müjdemiz olacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Bilim Kurulu'nda görüşmüş olduk. 65 yaş üzeri büyüklerimiz eğer memleketlerine gitme noktasında sabit bir yere gittiğinden emin ise, sağlık durumları aile hekimleri açısından bir sorunları yoksa ilgili Kaymakamlıktan yanlarında zorunlu gerektiğinde bir veya iki kişi olmak suretiyle 1 aylık bir zaman zarfında dönmemek üzere bir izin durumu yarından itibaren sözkonusu olacak. Bunu söylemek istiyorum. Bununla ilgili duyuru ayrıca İçişleri Bakanlığımız tarafından yapılmış olur. Bu hareketliliği sağlayan bir unsura dönmemeli. Gidildiği yerin sabit olması aile hekimliği tarafından takip edilmesi ve gittiği yerde evden dışarı çıkmayacaklarından emin olmalıyız. Bu hareketliliğin yoğun olmamasını önemsiyoruz. Daha kontrollü ve uygun mekan sözkonusu ise buraya geçişi sağlamak için şartları sağlamış olacağız
“Turist sayısının yüzde 20'yi geçebileceğini sanmıyorum"
Turizmle ilgili Turizm Bakanımızla da görüşüyoruz sık sık. Burada geçişi, sezonu kontrollü yapmak istiyoruz. Haziran için daha önceki dönemlere göre turist sayısının yüzde 20'yi geçebileceğini düşünmüyoruz. Riskli ülkelerden gelişlerle ilgili zamana yayılarak o bölgedeki salgını da değerlendirerek dinamik süreç içerisinde planlanıyor olacak. Ülkedeki salgın durumu gözönüne alınırak planlanmış olacak. Gelenlerin hem testleri yapılıyor olacak hem bulundukları ortamda hangi kurallara uyulması gerekiyorsa bunlara çalışıldı. Bu çerçevede de devamında hasta gelen turiste nasıl davranılması gerektiği, hangi hastanede tedavi edilmesi gerektiği gibi bütün detayların çalışıldığını bilelim. Rusya gibi riskli ülkeyle ilgili hemen planlanabileceği olmayacak
“Türkiye'de salgının etkisi azaldı”
Türkiye'de giderek salgının etkisinin azaldığını çok rahat söyleyebiliriz. Virüsün sadece etkisi yitirme anlamında olduğunu söyleyemeyiz. Artık virüsü tanıdığımızı, salgın döneminde Türkiye'de farklı bir tedavi algoritması uyguladık. Bunu dünya da DSÖ de biliyor. İkinci haftadan itibaren tedavi algoristamsının hemen değiştirildiği dönem oldu. Türkiye'deki tedavi algoritmasının farklılığı ile hastane, yoğun bakım ve entübe hastalarımızın azaldığını gördük. Erken ilaç başlama durumu, Çin'den getirilen ilacın ne zaman hangi hastalığa uygulanması algoritmasında farklılık yaptık. Çin daha çok entübe olan hastalarda kullandı biz daha erken dönemde faydasını gördük. Yayın yapma anlamında ciddi çalışmalar var. Önümüzdeki 2-3 hafta içinde epey yol alacağımızı bu verileri dünyaya sunacağımızı şimdiden söyleyebilirim. Tedavideki yaklaşım, geç entübe, yüksek akım oksijen dahil olmak üzere bu dönemde olan tabloya, erken dönemde kan sulandırıcı ilaçların veriliyor olması çok erken d önemde başladığımız uygulamalardı. Bütün bunlar farklılığımızı ortaya koydu. Hastaların hastanede yatışı, yoğun bakımda kalışı ve entübe edilme durumlarının giderek azalmasına sebep oldu. Esas Türkiye'deki azalışın bu olduğunu söylemek istiyorum. Algoritma farklılığımız hastanedeki yükümüzü azaltan bir unsur oldu. 160 binlerde olan vaka sayımıza rağmen hastane yükümüz, yatak doluluk oranımız yüzde 30-32'leri, yoğun bakım yüzde 62'leri geçmedi. Dünya bu anlamda hastayı yatıracak yatak bulamadı. Burada sağlık çalışanlarımızın, hekimlerimizin pratiği, sağlık altyapımızın yeterliliği ve tedavi algoritmasındaki aldığımız başarıydı.
“İkinci dalga beklemiyoruz"
İkinci dalga riski şu dönemde düşünmüyoruz. Özellikle sokağa çıkma yasağının olduğu günler sonrası bir yoğunluğun oluşmuş olmasını etkisini biz bir hafta 10 gün sonra zaten görüyoruz. Geçen hafta Pazartesi günü 1.100 rakamlarına kadar düştü sonra 1.600-2.200'lere kadar yükselme bir önceki haftanın Salı'dan itibaren hareketliliğin getirdiği bir sonuçtu. Şimdi tekrar aşağı düşüş söz konusu. Bugün ve yarın daha aşağı düşeceğini görüyoruz. Bu hareketliliğin kontrollü olması gerekiyor. Maskeli ve de mesafeye hassasiyet gösterirsek kontrollü olmanın bize ciddi katkısı olacak. Önümüzdeki dönemde ikinci bir dalga beklemiyoruz eğer kurallara uyarsak. Kontrollü sosyal hayatın gereklerini yapma konusunda çaba gösterirsek. Bütün dünya Eylül-Ekim gibi benzer bir durumun olup olmayacağı noktasında gündem içinde. Bu anlamda Bilim Kurulumuz zaten aktif devrede. Olabilecek tedbirleri alma noktasında tecrübeli olduğumuzu, endişe etmemiz gerektiğini sadece uyarılarımız noktasında gereken hassasiyetlerin gereği yapılmasını istiyoruz. Birlikte başaracağımızı inanıyoruz"
Yorumlar