Akşener’den İstanbul Sözleşmesi çıkışı: Bu sözleşmeyi birkaç korkağa ezdirmeyiz

İstanbul Sözleşmesi hakkında konuşan İYİ Parti lideri Akşener, "Hepiniz bilin ki, İstanbul Sözleşmesi, kadınlarımız için kıymetlidir. Ve bu sözleşmeyi, özgüveni gelişmemiş birkaç korkağa ezdirmeyiz, ezdirmeyeceğiz” dedi

Akşener’den İstanbul Sözleşmesi çıkışı: Bu sözleşmeyi birkaç korkağa ezdirmeyiz
Son Güncelleme: 14 Temmuz 2020 Salı 12:56
14 Temmuz 2020 Salı 12:55

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Ayasofya’nın yeniden camiye çevrilmesini önemli bir gelişme olarak tanımlayan Akşener, “Sultan Mehmet Han’ın emaneti Ayasofya, artık tamamen ibadete açılacak. Milletimizin bir beklentisi yerine getirildi. Hayırlı olsun. Hayırlı olsun ama, işin daha en başında yaptığım bir uyarıyı, tekrarlama ihtiyacı hissediyorum; Ayasofya ibadete açılsın, ama siyasete kapatılsın” dedi.

"Ayrıştıran bir konuşma yaptı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını eleştiren Akşener, “Bekledim ki; milletimizden gelen talep ve beklentiyi, siyasetin her kanadından gelen desteği, sağduyuyla ve birleştiren bir dille karşılasın. Yine yapamadı. Kavgadan beslenen bir ruh haliyle, Cumhuriyetle bitmeyen kavgasının dışa vurumu niteliğinde, birleştiren değil, yine ayrıştıran bir konuşma yaptı” diye konuştu.

"Cami olarak tescil eden Atatürk"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında “Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Cumhurbaşkanlığı döneminde alınan kararı, hem hukuki bir hata hem de ihanet olarak tanımladığını” kaydeden Akşener, “19 Kasım 1936 tarihinde düzenlenen tapu evrakında, Fatih Sultan Mehmet Han’ın vakfiyesinden sonra, yeni Türk devletinin kayıtlarına Ayasofya’yı, Cami-i Şerif olarak tescil eden ikinci kişi, o beğenmediğin Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu gerçek ortadayken, öyle hukuki hatadan söz etmek, daha da ötesi, utanmadan tarihe ihanet yakıştırması yapmak, makamı ne olursa olsun, kimsenin haddi değildir” dedi.

"Geçen yıl 474 kadın öldürüldü"

Türkiye’de sadece geçen yıl, 474 kadının öldürüldüğünü kaydeden Akşener, “Cerenler, Gamzeler, Emineler, Fatmalar, Rabialar ve daha niceleri… Öldürülen kadınlarımız. Şiddet gören kadınlarımız. Çocuk yaşta evlendirilen kızlarımız. İşyerlerinde, evlerde tacize uğrayan, ‘Namusuna boğulup susan’ kadınlarımız. Nazım Hikmet’in tarifiyle; ‘Sofradaki yeri, öküzümüzden sonra gelen kadınlar, bizim kadınlarımız.’ Şurada konuştuğum süre boyunca bile, Türkiye’nin dört bir yanında, ne acılar yaşanıyor, ne canlar yakılıyor, ne yürekler kanıyor, umurlarında bile değil” ifadelerini kullandı.

"İstanbul Sözleşmesi kıymetlidir"

Kadınların acılarının her geçen gün büyüdüğünü kaydeden Akşener, “Ama onlar, çözüm üretmek yerine, üzerine bir de tüy dikiyorlar, Ve İstanbul Sözleşmesi’ndeki imzalarını geri çekmeyi konuşuyorlar. Kırk yılın başı doğru bir iş yaptılar, şimdi ondan da vazgeçiyorlar” dedi. “İstanbul Sözleşmesi’nin nesinden rahatsızsınız” diye soran Akşener, “Hepiniz bilin ki, İstanbul Sözleşmesi, kadınlarımız için kıymetlidir. Ve bu sözleşmeyi, özgüveni gelişmemiş birkaç korkağa ezdirmeyiz, ezdirmeyeceğiz” diye konuştu.

"İş hayatına katılım oranı düşük"

Akşener, kadınların iş hayatında yaşadıkları zorluklara ve iş hayatına katılımlarındaki düşük oranlara dikkat çekti. Konuşmasının bir bölümünde Akşener, kürsüyü boşandığı eşinden şiddet gören ve hukukçu meslektaşlarına “Tutuklama tedbiri ben öldükten sonra mı uygulanacak?” diye soran, avukat Ezgi Ulugün’e bıraktı

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar