MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında Türkiye'de yaşanan gelişmeleri ile MHP'nin süreçteki yerini Türkgün gazetesine değerlendirdi. Bahçeli’nin açıklamaları şöyle;
“Gelinen süreçte FETÖ ile birlikte PKK, PYD/YPG ve DEAŞ terör örgütleri ile yurt içinde ve sınır ötesinde tüm güvenlik güçleri bütünlük ve koordine içerisinde azim ve kararlılıkla etkili bir mücadele gerçekleştirmiş ve büyük başarılar elde edilmiştir.
- A) PKK/YPG-PYD
Cumhurbaşkanlığının 13 Kasım 2019 tarihli verilerine göre; 1984-10.11.2019 döneminde PKK-KCK; 10 bin 32 silahlı saldırı, 7 bin 445 patlama, 39 intihar saldırısı olmak üzere toplam 17 bin 516 saldırı düzenlemiştir.
1984-2019 yılları arasında örgütün saldırıları sonucunda; Polis bölgesinde, 866 polis-asker-emniyet görevlisi, bin 247 sivil olmak üzere toplam 2 bin 113, Jandarma bölgesinde, 7 bin 253 polis-asker-emniyet görevlisi, 4 bin 445 sivil olmak üzere toplam 11 bin 698, toplamda ise 12 bin 811 şehit verilmiştir.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 14 Aralık 2019’da TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı açıklamaya göre; 2019 yılının ilk 11 ayı itibariyle; PKK’ya yönelik olarak 110 bin 158’i kırsal, 4 bin 989’u diğer yerlerde olmak üzere toplam 115 bin 147 iç güvenlik operasyonu yapılmıştır. Yapılan operasyonlar sonucu 461’i ölü 313’ü sağ/yaralı, 320’si teslim olmak üzere toplam 1.094 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Son iki yılda kırsalda yapılan operasyonlar yüzde 132 oranında artırılarak PKK/PYD-YPG terör örgütlerinin eylem yapma kapasitesi yarıya düşürülmüştür.
Yapılan operasyonlarda İHA, İKU ve SİHA’lar ile yer tespiti sonucu; 72’si SİHA’larla olmak üzere 369 teröristin etkisiz hale getirilmesine katkı sağlanmış, 120 sığınak tespit edilmiştir.
Bugüne kadar ise İHA, SİHA ve İKU’lar ile yer tespiti sonucu; 176’sı SİHA’lar ile olmak üzere 1.150 teröristin etkisiz hale getirilmesine katkı sağlanmış, 413 sığınak tespit edilmiştir.
“Örgüte katılım yıl içinde 117’e düşmüştür”
17 Ağustos 2019’da 7500 personelin katılımıyla başlayan ve hala devam etmekte olan Kıran operasyonlarında 135 (131 ölü, 4 teslim) terörist etkisiz hale getirilmiş, 54 işbirlikçi yakalanmış, 298 mağara/sığınak imha edilmiş, toplam 180 silah, 146 EYP, 5 Ton 956 kg patlayıcı madde, 334 el bombası, 47 bin 367 mühimmat, 1 Ton esrar, 52 kg eroin, 17 bin 3 kök kenevir ile çok sayıda EYP yapımında kullanılan malzeme ele geçirilmiştir.
Yurt içi terörist sayısı 2016’daki 2.475-2.780 bandından, son üç yılda yüzde 79 azalışla 2019’da 537-587 bandına oturmuştur. Örgüte katılım yıl içinde 117’e düşmüştür.
2019 yılı içinde Kasım ayı itibariyle 330 PKK/KCK örgüt mensubu, 15 Temmuz 2016’dan 2019 Kasım sonu itibariyle ise 1.130 PKK/KCK’lı terörist güvenlik güçlerine teslim olmuştur.
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı’nın 5 Aralık 2019 tarihinde yaptığı açıklamaya göre Kasım ayında terör örgütlerine yardım/yataklık yaptığı ve örgütlerle irtibatlı olduğu değerlendirilen 3 bin 382 şüpheli gözaltına alınmış, 584'ü tutuklanmıştır. Gözaltına alınanların 1.151’i PKK/KCK, 1.918’i FETÖ/PDY, 280’i DEAŞ, 33’ü aşırı sol örgütlerle irtibatlı olduğu tespit edilmiştir.
- B) Alınan idari tedbirler (kayyum)
Terörle iltisakı nedeniyle bir önceki dönemde görevden alınan 94 belediye başkanından; 42 belediye başkanına terör suçları nedeniyle ilk derece mahkemesince toplam 286 yıl 280 ay 159 gün hapis cezası verilmiştir. Görevden alınan 9 belediye başkanı hakkında verilen hapis cezası kesinleşmiştir.
19’u tutuklu 59’u tutuksuz yargılanmakta, 8'i firar ettiği için haklarında yakalama kararı bulunmaktadır. (İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 20 Kasım 2019) Bu dönem ise, 18 Aralık 2019 itibariyle; 4 il, 22 ilçe ve 2 belde olmak üzere toplam 28 belediye başkanı görevden uzaklaştırılmıştır.
- C) DEAŞ
Cumhurbaşkanlığının 13 Kasım 2019 tarihli verilerine göre; 30/09/2013 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla DEAŞ’i terör örgütü olarak kabul eden Türkiye, örgütün saldırılarından en fazla zarar görmüş ülkedir. Türkiye DEAŞ’a yönelik olarak 2015’te 187, 2016’da 367, 2017’de 500 ve 2018’de 1.130 operasyon gerçekleştirmiştir.
DEAŞ 2014’ten 2019 Ekim ayı sonu itibariyle ülkemizde toplam 20 saldırı gerçekleştirmiştir. Bu 20 saldırıdan 5’i İstanbul’da 4’ü Gaziantep’te gerçekleştirilmiştir. Bu saldırıların 8’inde intihar bombacıları kendilerini patlatmış olup, 2’sinde bomba yüklü araç, 1’inde de el bombası kullanılmıştır. Bu saldırılarda toplam 309 sivil/emniyet gücü hayatını kaybetmiştir. Ayrıca saldırılar sonucunda 1.338 kişi yaralanmıştır.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 14 Aralık 2019’da TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı açıklamaya göre; 2019 Kasım sonu itibariyle DEAŞ’e yönelik yapılan 1.305 operasyon sonucunda 2 bin 786 terörist gözaltına alınmış, 927’si tutuklanmış ve 327 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Son iki yılda DEAŞ ile ilgili 5 terör eylemi engellenmiştir.
- D) Sınır ötesi operasyonlar
PKK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütleri ile mücadele yurt içinde devam ederken, sınır ötesinde de düzenlenen operasyonlar kararlılıkla sürdürülmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonları kapsamında 3 bin 704 DEAŞ üyesi etkisiz hale getirilmiştir. (Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı)
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın 21 Kasım 2019’da Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı açıklamaya göre; 20 Ocak 2018’de başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı ile 4 bin 500 civarında PKK/YPG’li terörist etkisiz hâle getirilmiştir.
Fırat’ın doğusunda bir barış koridoru tesis etmek maksadıyla 9 Ekim 2019 tarihinde başlatılan Barış Pınarı Harekâtı kapsamında 20 Kasım 2019 tarihi itibariyle 4.219 kilometrekarelik alan ile 600 yerleşim yeri kontrol altına alınmış ve M-4 otoyolunda kontrol noktaları tesis edilmiş, 1168 terörist etkisiz hale getirilmiştir. 12 TSK personeli şehit olmuş, 164 personel yaralanmıştır. Suriye Milli Ordusundan da 236 personel şehit olmuş, 722 personel yaralanmıştır.
Irak’ın kuzeyinde Hakurk ve Haftanin bölgelerinde 27 Mayıs 2019’da başlatılan ve halen devam eden Pençe Harekâtları kapsamında 20 Kasım 2019 tarihi itibariyle 158 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Bununla birlikte 9 askerimiz şehit olmuş, 74 askerimiz yaralanmıştır.
- E) Göç
Cumhurbaşkanlığının 13 Kasım 2019 tarihli verilerine göre; Türkiye’de 2019 Ekim sonu itibariyle 3 milyon 700 bin Suriyeli bulunmaktadır. Ülkemizde bulunan Suriyelilerin 6 bin 673’ü 5 ildeki 7 geçici kampta bulunmaktadır. Eylül 2019 tarihi itibariyle ülkemizde okul çağındaki Suriyeli çocukların sayısı 1 milyon 82 bin 172’dir.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı şimdiye kadar 5.000’den fazla Suriyeli öğrenci için burs sağlamıştır. Son 8 yılda Türkiye’de doğan Suriyeli bebeklerin sayısı 474.000’i geçmiş ve ayakta tedavi kliniklerine giriş yapan Suriyeli işlem sayısı 58 milyonu aşmıştır. 2019 Kasım ayı itibariyle yapılan operasyonlar sonucu bölgede sağlanan huzur ve güven ortamı sayesinde; 370 bin 365 Suriyeli ülkesine dönmüştür.
Anayasa değişikliği VE Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi
Türkiye’nin uzun yıllardan beri yaşadığı tecrübeler, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü ve sonrasında yaşananlar, bir devlet aklının devreye girmesinin ve tekrar eden açmazlardan, sonu gelmeyen demokrasi dışı arayışlardan Türkiye’nin kesin olarak kurtarılmasının gerektiğini ortaya koymuştur.
Bu durum siyaset kurumuna önemli bir sorumluluk yüklemiştir. Bunların önceliğinde ise devlet yönetiminde seri, süratli, etkin ve güçlü bir idarî yapının tesisi ile bu yapının devamlılığının sağlanması gelmiştir.
Böylesi bir yapının inşasının ancak “devlet ebed müddet, millet ebed müddet” anlayışını benimsemiş, Türk devletinin ve milletinin bekası ekseninde hareket eden siyaset anlayışı ve aklının bir araya gelmesiyle mümkün olabileceği görülmüştür.
Bu doğrultuda MHP ve AK Parti, 15 Temmuz hain kalkışması ile birlikte milletimizin demokrasi mücadelesinde yaptığı birliktelikten ilhamla milli mutabakatla hareket etmeye başlamışlar ve ilerleyen süreçte “Cumhur İttifakı” adıyla siyasi birliktelik yapmışlardır.
Millî bekayı esas alan ahlaki ve siyasî uzlaşmanın mahsulü olan Cumhur İttifakı; Türk milletinin hainlere, işbirlikçilere, Türkiye’nin hasmı küresel güçlere karşı verdiği millî tepkinin adı aynı zamanda Türk devletini ve Türk milletini ilelebet yaşatma ülküsüdür.
Cumhur İttifakı, tankların önüne yatarak canı pahasına demokrasiye sarılan Türk Milletinin vatanına ve bayrağına sahip çıkışı ile başlayıp, Yenikapı Mitingi ile sembolleşen millî birlik ruhunun oluşturduğu sorumluluk ahlakı ile doğduğu herkesçe bilinmektedir.
İhanete ve Türkiye düşmanlarına karşı dirilen millî ruh, MHP ve AK Parti’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçim zaferiyle Türkiye’yi ileriye taşıyacak güçlü bir yönetimi de hayata geçirmiştir.
Cumhur İttifakının, sadece kısa vadeli bir seçim stratejisi olmayıp uzun bir döneme hâkim olacak millî bir tavrın, asil duruşun adı aynı zamanda da geleceğimizin mimarı olduğu ilerleyen süreç içerisinde herkes tarafından görülmüştür.
MHP ve AK Parti arasında varılan uzlaşmayla, parlamenter sistemin süregelen sorunlarının çözümüne yönelik yeni bir hükümet sistemi ortaya çıkarılmış, Türkiye’nin maruz kaldığı risk ve tehditlere karşılık verebilecek “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” inşa edilmiştir.
Cumhuriyetin temel nitelikleri, Türk millî kimliği, demokratik rejim ve temel insan hakları gibi değerler yeni sistemin vazgeçilmezleri olmuştur.
16 Nisan 2017 halkoylamasında kabul edilen anayasa değişikliğinde; Türk devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olarak yaşamasını sağlam teminatlara bağlayarak tartışma alanı olmaktan çıkaran düzenlemeler yapılmıştır.
Kuvvetler ayrılığı güçlendirilmiş, yasamanın yürütmeyi daha etkin denetleyebilmesi, erkler arasındaki denge ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi sağlanmıştır.
Anayasa değişikliğiyle, Türkiye’nin siyasî, sosyal ve ekonomik sorunlarının çözümünü kolaylaştıracak, hızlı ve etkin karar alınmasını sağlayacak, hem ülkemizin bekasını hem de milletimizin refahını temin edecek Türkiye’ye özgü yeni bir sistem kurulmuştur.
Cumhurbaşkanının TBMM’de yemin ederek göreve başladığı 9 Temmuz 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hukuken ve fiilen uygulamaya girmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi şüphesiz ki, Cumhuriyet tarihimizdeki en önemli yönetim reformudur.
Türk milletinin tercihi ve iradesi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, siyasî ve toplumsal uzlaşmanın ön plana çıktığı, millî iradenin doğrudan tecelli ve temerküz ettiği bir yönetim yapısıdır.
Güçlü devlet, güçlü yönetim, demokratik istikrar gayeleri yeni sistemin ana omurgasıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yasama, yürütme ve yargı organlarının kendi içinde daha güçlü, daha bağımsız, denge ve denetleme mekanizmalarının ise daha etkin şekilde çalıştığı bir yapı oluşturulmuştur.
Türkiye, yönetimde istikrarın tesis, temsilde adaletin temin edildiği bir yönetim sistemine kavuşturulmuştur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye’nin önü açılmış, maruz kaldığı tehditlere daha güçlü karşılık verebilmesi mümkün hale gelmiştir.
Demokratik sistem tüm unsurlarıyla devreye girmiş, Türkiye'nin aydınlık geleceği için "2023 lider ülke Türkiye" hedefi doğrultusunda etkin ve verimli bir çalışma imkânı doğmuştur.
Karar süreçlerindeki tıkanıklıklar açılmış, hükûmet etme sistemindeki engeller aşılmıştır. PKK, PYD/YPG, FETÖ, DEAŞ ve diğer terör örgütlerin kökünün kazınması ve Türkiye’nin ayak bağlarından kurtularak ufkunun aydınlanması bu sistemin sunduğu imkânlarla mümkün olacaktır.
Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemiyle daha etkin kararlar alarak caydırıcılığını artırmış, devasa sorunlarla baş etme ve küresel meydan okumalara karşı koyma kabiliyetini güçlendirmiştir. Türkiye'nin bölgesel ve küresel gelişmelerin belirleyicisi durumuna geldiği, yakın coğrafyamızda Türkiye'nin onayı ve oluru olmadan hiçbir girişimin gerçekleşme şansının olmadığı da geçtiğimiz yakın dönemde herkesçe anlaşılmıştır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine yönelik eleştiriler, genel olarak, parlamenter sistem bakış açısıyla yapılan değerlendirmelerden kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemini itibarsızlaştırılmaya, Türkiye'yi yeniden sıkıntılı süreçlerin dehlizlerine sokmaya çalışanlar bulunmaktadır.
Bu anlayışla hareket edenler ya parlamenter sistemin arızalarının yarattığı kronik sorunları görmeyenler ya da görmezden gelerek kaosa ve kaotik sürece göz kırpanlardır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde bu sorunların hiçbirisinin yaşanma imkanı yoktur. Nitekim seçimler yapılmış milletimiz Cumhurbaşkanını seçerek yürütmeyi belirlemiş, hükümet kurma süreçleri, koalisyon krizleri ve diğer istikrarsızlıklar yaşanmamış, ülkemiz zaman kazanmıştır.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi kamuoyu vicdanında da karşılık bulmuştur. Sistem demokratik unsurlarıyla işlemekte, yasama, yürütme ve yargı kendi alanlarında daha güçlü ve bağımsız olarak faaliyetlerini yürütmekte, kuvvetler arasındaki denge ve denetim mekanizmaları etkin bir biçimde işletilmektedir. Sistemin fiilen uygulanmaya başladığı 9 Temmuz 2018 ile 19 Aralık 2019 tarihleri arasında geçen 1 yıl 5 ay 10 günde Resmi Gazetede yayınlanan; 50 Kanun, 50 TBMM Kararı, 181 Milletlerarası Antlaşma, 13 Milletlerarası Sözleşme olmak üzere toplam 294 adet yasamaya ilişkin işlem,
53 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, 1.342 Cumhurbaşkanlığı Kararı (582’si Atama ve 760’ı Uygulamaya Yönelik),46 Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, 2.152 Yönetmelik, 1.060 Tebliğ, 363 Kurul Kararı ve 27 Ana Statü olmak üzere toplam 5.043 adet düzenleme yapılmıştır.
Ayrıca; 492 Anayasa Mahkemesi Kararı, 89 Yargıtay Kararı, 12 Danıştay Kararı, 35 HSK Kararı, 1 Sayıştay Kararı, 14 Uyuşmazlık Mahkemesi kararı, 34 Yüksek Seçim Kurulu Kararı olmak üzere toplam 677 yargıya ilişkin karar da Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.
Yine, Genel İdare’de 2.853, Mülki İdare’de 1.003,Yargı’da 4.116, Üniversitelerde 111 (101’i Rektör) TSK’da 318 olmak üzere toplam 8.401 Resmi Gazete'de yayımlanan atama işlemi gerçekleşmiştir.
Sonuç
Türkiye 15 Temmuz işgal girişimini Türk milletinin ülkesine, milletine ve demokrasisine sahip çıkmasıyla atlatabilmiştir.
15 Temmuz devletin varlığı ve bağımsızlığının önemini herkese göstermiş, hiçbir siyasi mülahazanın milli bekadan önemli olmadığı anlaşılmıştır.
Bu anlayış geniş toplum kesimlerinde karşılık bulduğu gibi siyasette de yeni bir başlangıç yapılmasına ve ittifakların öne çıktığı yeni bir siyasi sürecin başlamasına vesile olmuştur.
Önümüzdeki günlerdeki gelişmelerin, siyasi partiler ve seçim kanunlarındaki değişikliklerin de bu yeni durumu tahkim eden bir anlayışla şekilleneceği anlaşılmaktadır.
Cumhur İttifakı, bu anlayışla milli meselelerde güç birliği yapmayı sürdürecek, Türkiye’nin Lider Ülke olma hedeflerinin alt yapısını inşa edecektir.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemiyle önemli bir açmazdan kurtulmuş, tarihi sorunlarımızı bertaraf etme kabiliyetine kavuşmuştur.
Yani sistemin sunduğu imkân ve fırsatlarla bölgesel ve küresel ölçekte daha etkili bir güç olma potansiyeline kavuşmuş, nitekim bölgesel gelişmelerin izleyicisi değil belirleyicisi olmaya başlamıştır.
Türkiye’nin önündeki engelleri aşması ve hasımlarına karşı güç birliği yapabilmesi, millî mutabakatla hareket etme zaruretinin devam ettiğini ortaya koymaktadır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmesiyle özellikle güvenlik birimlerine ilişkin kurumsal kapasite artmış, FETÖ’nün bu birimlerden büyük ölçüde temizlenmesiyle de terör mücadelesini zaafa uğratma girişimleri son bulmuş, güvenlik birimleri arasındaki uyuşmazlık gibi gereksiz tartışmalar nihayete ermiştir.
Bugün gelinen noktada FETÖ mücadelesinde alınan mesafelerle birlikte atılması gerekli adımların neler olduğu üzerinde durmak, aynı zamanda da hukuk içinde kalarak zaafa uğratmadan mücadeleyi sürdürmek, bekamız için hayati önemdedir.
FETÖ mücadelesinde mağduriyet, istismar ve savsaklama girişimlerine meyletmek ancak canilerin ekmeğine yağ sürecek, mücadeleyi zaafa uğratacaktır.
MHP olarak dünyayı Türkçe okuyor, milli bekaya her şartta sahip çıkıyor, varlığımız Türk varlığına armağan olsun diyoruz.
Bunun için hiçbir karşılık beklemiyor, al bayrağın dalgalanması, minarelerimizden ezanımızın okunması, milletimizin huzur ve refah içinde bulunmasını arzu ediyoruz.
15 Temmuz'dan bu yana da bunu söylüyor bunun gereğini yerine getiriyoruz. İnanıyoruz ki Cumhur İttifakı ile Türkiye’nin önü açık, geleceği aydınlıktır. Türkiye Cumhur İttifakı ile hem FETÖ musibetinden tamamen arınacak, hem de başta PKK ve DEAŞ olmak üzere diğer terör örgütlerinin şerrinden milletimizi kurtaracaktır.
2023, 2053 ve 2071 hedeflerine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sunduğu imkân ve fırsatlarla emin adımlarla yürümeye devam edecektir."
Yorumlar