CHP'li Öztrak'tan Meclis'teki kavga hakkında açıklama

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Saray'dan geldiği anlaşılan bir emirle TBMM Genel Kurulu'nda, Grup Başkanvekilimiz Sayın Engin Özkoç'a planlı bir saldırı ve linç girişimi gerçekleştirildi" dedi.

CHP'li Öztrak'tan Meclis'teki kavga hakkında açıklama
Son Güncelleme: 5 Mart 2020 Perşembe 17:37
5 Mart 2020 Perşembe 17:28

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "İktidar, ekonomiden, dış politikaya her alanda yaşadığı savrulmanın üzerini, şehitlerimizin tertemiz kanıyla ve CHP'ye hakaret ederek, milleti bölerek, örtmeye çalışmaktadır." dedi.

Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 27 Şubat'ta 36 kahraman Mehmetçiğin, İdlib'de düzenlenen hava saldırısında şehit düştüğünü hatırlattı. İdlib'den şehit haberlerinin gelmeye devam ettiğini belirten Öztrak, 27 Şubat'tan bu yana İdlib'de 6 şehit ve onlarca yaralı olduğunu söyledi.

Son bir haftadır milletin içinin kan ağladığını dile getiren Öztrak, şehit olan askerlere rahmet, gazilere sağlıklarına kavuşması, şehitlerin ailelerine, yakınlarına sabır, millete da baş sağlığı dileğinde bulundu.

Öztrak, "Bir yanda canını dişine takmış, çarpışan askerlerimiz, diğer yanda kişisel ikbalinin kaygısına düşen iktidar var. Saray, gerilim ve kargaşayı artırarak, hatalarının, yetersizliklerinin, beceriksizliklerinin üstünü örtmeye, gizlemeye çalışıyor." diye konuştu.

TBMM'de dün son derece üzücü, demokrasi adına utanç verici bir olay yaşandığını aktaran Öztrak, şöyle devam etti:

"Saray'dan geldiği anlaşılan bir emirle TBMM Genel Kurulu'nda, Grup Başkanvekilimiz Sayın Engin Özkoç'a planlı bir saldırı ve linç girişimi gerçekleştirildi. AK Parti grubu tarafından gerçekleştirilen bu planlı saldırıyı şiddetle lanetliyoruz. Milletimizin çok güzel bir sözü vardır, 'arsız kendini güçlü sanınca,haklıyı suçlu çıkarmaya çalışırmış.' Dün, TBMM'de yaşananlar, bize bu sözü ve millet irfanının büyüklüğünü bir kez daha hatırlattı. Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığını herkesten önce o koltukta oturan korumak zorundadır. Ancak Cumhurbaşkanlığı makamını bir parti genel başkanı işgal ederse, neler yaşandığını hep beraber görüyoruz. Hele bu parti genel başkanı, ülkeyi kutuplaştırmak, toplumu bölüp parçalamak için ağzına geldiği gibi küfür etme hakkını kendinde görürse en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerde, cumhurbaşkanlığı makamının birleştiriciliğini mumla arıyoruz."

AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün partisinin grup toplantısında, "Cumhurbaşkanlığı koltuğunun arkasına saklanarak, hiçbir edep, adap sınırı gözetmeden" CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ağza alınmayacak sözlerle hakaret ettiğini ileri süren Öztrak, iktidara en yakın gazetenin bugünkü birinci sayfasında bunun yer aldığını savundu.

Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"AK Parti Genel Başkanı'na soruyoruz, 'Askerlerimizi hava desteği ve üstünlüğü olmadan İdlib'de dar bir bölgeye neden sıkıştırdınız?' Cevap veriyor, 'Bunu soran şerefsizdir.' '36 askerimiz şehit olduğunda 48 saat ortadan neden kayboldunuz?' Cevap, 'Bunu soran alçaktır.' 'Askerlerimizin şehit olduktan sonra neden kahkahalarla güldünüz?' Cevap, 'Bunu soran haindir.' Biz bu soruları milletimiz adına, yüreklerine kor ateşler düşen şehit anaları adına soruyoruz. Ama AK Parti Genel Başkanı, Sayın Genel Başkanımıza ağzına geldiği gibi hakaret ederek bu sorulardan ve sorumluluktan kaçabileceğini zannediyor. Kimse partimizin bu hakaretleri içine sindirmesini bekleyemez. Nitekim Grup Başkanvekilimiz Engin Özkoç aynı gün, bu hakaretleri geldiği adrese 'aynı ifadeleri kullanarak' iade etmiştir. Madem AK Parti Genel Başkanı, bu sıkıntılı günlerde tarafsız cumhurbaşkanlığını beğenmemiş, kendi rızasıyla parti genel başkanlığını tercih etmiştir, bu durumda tarafsız cumhurbaşkanlığının hukuki zırhının arkasına saklanamayacağını da bilmelidir."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a açılabilecek en ağır tazminat davalarını açmaya devam edeceğini anlatan Öztrak, "Sayın Genel Başkanımız AK Parti Genel Başkanı'na 'ederince' tazminat davası açmaktadır. Bu çerçevede, tedavülde maalesef 'beş para' olmadığı Erdoğan'a 'beş kuruşluk' tazminat davası açmaya karar vermiştir." dedi.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un tarafsız olması gerektiğini ve TBMM'nin hukukunu korumak zorunda olduğunu vurgulayan Öztrak, AK Parti Grup toplantısında Kılıçdaroğlu'na hakaret edildiğini savundu.

Şentop'a "Hakaretlerin ardından, kendisi de bir milletvekili olan Genel Başkanımızın hukukuna neden sahip çıkmadınız?" sorusunu yönelten Öztrak, şu değerlendirmede bulundu:

"AK Parti Genel Başkanı için gösterdiğiniz hassasiyeti, AK Parti grubundan hemen sonra CHP Genel Başkanı için gösterseydiniz, o üzücü hadiseler yaşanmazdı. TBMM Başkanı dün 'Bu iş yargıya intikal etti' falan deyince memur Adalet Bakanı da apar topar çıktı fezleke peşinde koşmaya başladı. Memur bakana anayasamızın 83. maddesinin birinci fıkrasını, Meclis Başkanı olarak siz mi hatırlatacaksınız, yoksa biz mi hatırlatalım? Sayın Başkan, üzerinize konan saray vesayetine neden karşı çıkamıyorsunuz? Sizi oraya oturtan milli iradeye ve Meclis'in hukukuna, bari bu defa sahip çıkın. Siyasetin Meclis'in çatısı altında kalabilmesi için bizim gibi siz de elinizden geleni yapın. Sizi bir kez daha sarayın değil, milletin meclisinin başkanı olmaya çağırıyoruz. Yargı tehdidiyle kaba kuvvetle parti memurlarının nefret söylemleriyle hiçbir Cumhuriyet Halk Partili yıldırılamaz. CHP, köklerini Kuvayımilliye'den, gücünü ise milletten alır."

27 Şubat'tan bu yana yaşananların, Türkiye'de tarafsız bir cumhurbaşkanlığı makamının önemini ve gerekliliğini bir kez daha gösterdiğini savunan Öztrak, milletin birlik ve beraberliğini temsil etmesi gereken bir makamın, partili bir Cumhurbaşkanının elinde milleti bölüp, parçalayan bir makam haline dönüştüğünü dile getirdi.

Öztrak, 27 Şubat 2020 gecesinden itibaren, sağduyularını ve devlet adaplarını korumaya özen gösterdiklerini, her sözlerini durumun hassasiyetine uygun ve tartarak söylediklerini ileri sürerek, şunları söyledi:

"Ancak kalleş hava saldırılarından sonra 48 saat ortadan kaybolan AK Parti Genel Başkanı, aynı özen ve dikkatten ne kadar uzak olduğunu daha yaptığı ilk toplantıda ve konuşmada gösterdi. Milletimiz, cumhurbaşkanlığı makamından, birliğimizi, beraberliğimizi tahkim edecek, acılarımızı hafifletecek mesajlar vermesini beklerken, Erdoğan, iki gün sustuktan sonra 29 Şubat'ta partisinin genel başkanı sıfatıyla sadece kendi vekillerine seslenmeyi tercih etti. İdlib'deki hava saldırılarında 36 aslan parçamızın her biri, anasının bir tanesi olan şehitlerimizin üstünü, milletle alay eder gibi, ihracat, turizm, konut satış rakamlarıyla örtmeye kalktı."

Erdoğan'ın şehitler toprağa verildikten sonra da AK Parti Ankara İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda ve AK Parti Meclis Grup Toplantısı'nda bulunduğunu ifade eden Öztrak, "Soruyoruz, 36 vatan evladı şehit olmuşken, kalleş bir saldırıyla ordumuz taammüden hedef alınmışken, bunun görüşülüp tartışılacağı yer AK Parti'nin İstanbul milletvekilleri toplantısı mıdır? AK Parti'nin Ankara İl Danışma Meclisi toplantısı mıdır? Yoksa AK Parti’nin Meclis Grup Toplantısı mıdır? İdlib'deki hain saldırılar sadece AK Parti'yi mi yoksa 83 milyon vatan evladını mı ilgilendirmektedir? İdlib'deki saldırılar, AK Parti'nin bir meselesi midir? Yoksa bu ülkenin tamamının bir mesele midir?" şeklinde konuştu.

Öztrak, İdlib'de yaşananların milli bir mesele olduğunu, bunun görüşüleceği tek adresin TBMM Genel Kurulu olduğunu aktardı.

Bu nedenlerle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 27 Şubat gecesinde İdlib'de ne yaşandığını TBMM'ye gelip anlatmasını istediklerini anlatan Öztrak, bunun anayasal bir gereklilik ve milli bir duruş sergilenmesi bakımından son derece doğru olduğunu belirtti. Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmak yerine, AK Parti Genel Başkanı olmayı tercih ettiğini ileri süren Öztrak, Erdoğan'ın milletin yerine kendi partililerine konuşmayı seçtiğini iddia etti.

Öztrak, "Yaptığı konuşmalarda da iç cepheyi tahkim etmek, milli birlik ve beraberliği güçlendirmek yerine, bildiği tek şeyi yapmaya yani Sayın Genel Başkanımıza hakaretler yağdırmaya ve milletimizi bölüp, parçalamaya devam etti." dedi.

Her askeri operasyonun ve her savaşın mutlaka bir siyasi amacının ve siyasi hedefi bulunduğunu vurgulayan CHP Sözcüsü Öztrak, şunları kaydetti:

"Erdoğan'ın 29 Şubat 2020'de Dolmabahçe Sarayı'nda partisinin İstanbul vekilleriyle başlattığı ve Ankara İl Danışma Meclisi toplantısında hız verdiği kampanya, iktidarın İdlib konusunda tek bir siyasi hedefi olduğunu göstermektedir. O hedef de Sayın Genel Başkanımız ve Cumhuriyet Halk Partisi’dir. AK Parti Genel Başkanı Saddam'a söylemediği sözleri, Genel Başkanımıza söylemektedir. Ama Genel Başkanımız kimin düşman olduğunun, düşmanın tarifini grup toplantısında çok net biçimde yapmıştır. Demiştir ki kim kahraman askerlerimizi vuruyorsa, kim askerimizi şehit ediyorsa bizim için düşman odur.
Biz de Erdoğan'a sormak istiyoruz. Sizin için düşman tarifi nedir ve sizin için düşman kimdir?

Erdoğan, askerlerimizi şehit edenlerin ayağına koşarken muhalefeti düşman gibi göstermeye, Sayın Genel Başkanımızı ise hedef tahtasına oturtmaya çalışmaktadır. Böylesine bir vicdansızlık, tarihte ne görülmüş ne de duyulmuştur. Anlaşılan saray iktidarı, İdlib üzerinden demokrasimize yeni bir darbe yapmaya hazırlanmaktadır.

Gazeteci Barış Terkoğlu ve Hülya Kılınç'ın FETÖ taktikleriyle sabaha karşı evleri basılarak gözaltına alınmalarıyla ve tutuklanmalarıyla gazetecilere gözdağı verilmeye çalışılması aynı gün bunca şehit acısı varken, AK Parti Genel Başkanının Meclis grubunda dile getirdiği açık veya kapalı tehditler ve Genel Başkanımıza yaptığı ağız dolusu hakaretler, ardından Grup Başkanvekilimiz Engin Özkoç'a yapılan planlı saldırı, İdlib'deki operasyonun siyasi hedefinin dışarıya değil içeriye dönük olduğunu açık seçik göstermektedir.

İktidar ekonomiden, dış politikaya her alanda yaşadığı savrulmanın üzerini, şehitlerimizin tertemiz kanıyla ve CHP'ye hakaret ederek, milleti bölerek örtmeye çalışmaktadır.
Ancak feraset sahibi milletimiz yaşananları en iyi şekilde değerlendirmek ve sandığın önüne gelmesini beklemektedir. Bu vicdansızlığın, izansızlığın ve beceriksizliğin bedelini sandıkta atacağı şeddeli bir tokatla iktidarın suratına nakşedecektir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Moskova'da bir araya geleceğini hatırlatan Öztrak, Putin'e sorulması gereken soruların olduğunu söyledi. Öztrak, Erdoğan'ın milletin beklediği cevapları almadan ve Mehmetçiğe yapılacak yeni kalleş saldırıları önleyecek güvenceleri almadan masadan kalkmaması gerektiğini dile getirdi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün Twitter hesabından, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ile ilgili yaptığı açıklamaya ilişkin değerlendirmesi sorulan Öztrak, şu yanıtı verdi:

"Bu açıklamayı Adalet Bakanı'nın yapmış olmasını hayretle değerlendiriyorum. Anayasanın 83. maddesinin birinci fıkrası açık, Meclis'in çatısı altında milletvekillerinin söyledikleri sözler tam sorumsuzluğa tabidir. Ne cezası açacak, ne davası açacaklarmış? Tazminatsa o ayrı, onu açacak yer bellidir. Ama onun dışında bir dava açma gibi bir hak şu anda ortada yoktur. Hem Meclis Başkanı'nın milletvekillerinin bu hukukuna sahip çıkmasını bekliyorum hem de Adalet Bakanı'nın bu yanlıştan, hatadan bir an önce dönmesini bekliyorum."

Faik Öztrak, gazeteci Barış Terkoğlu'nun tutuklanmasına ilişkin bir başka soru üzerine, şöyle konuştu:

"Meclis'te söylenen sözler var. Bir milletvekili Meclis'te olayı anlatıyor, Barış Terkoğlu da o olayı anlatıyor. Barış Terkoğlu o olayı anlattığı için tutuklanıyor hem de gece yarısı sabaha karşı evinden alınmak suretiyle. Onunla beraber bir başka gazeteci arkadaşı da gözaltına alınıyor, o da tutuklanıyor. Basına baskı yaparak, birtakım haberlere karartma uygulayarak, bu işlerin sorumluluğundan kurtulamazsınız. O nedenle açıkçası Sayın Terkoğlu'na ve gazeteci arkadaşı Hülya Hanım'a yapılan bu hareketi, davranışı şiddetle kınıyoruz. Bir an önce bu yanlıştan dönülmesini bekliyoruz. Yoksa bu başka şeylerin habercisidir."

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar