15-20 yıl önceki Üsküdar’ın hatırlanması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye birçok yapıtlar kazandırıldığını ve bunun CHP belediyeciliğine benzemediğini, AK Parti belediyeciliği olduğunu ifade etti.
Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
"Bu CHP’nin bize yaptığı zulmü babalarımızdan çok dinledik. O zamanlar bazı yiyecekler mühürlüydü. Bunlar kütüphane nedir, kıraathane nedir anlamaz. EY CHP kıraathane okuyama yeridir. Biz gençliklerimizi kötü alışkanlıklarımızdan çekelim diye bunları yaptık biz. Yaptıklarımız bir lütuf değil, milletimize yaptığımız bir hizmet
"İstanbul'un 40 yıllık su sorununu bitirdik"
Çöp dağlarını kaldırdık, İstanbul’un 40 yıllık su sorununu bitirdik. Bizden önce de CHP vardı İstanbul’da… Bay Kemal konuşuyor, acaba bunlardan haberi var mı, önce onun Kâğıthane’nin yerini öğrenmesi lazım. İstanbul’un 39 ilçesi var İstanbul’un gelin 31 Mart’ta da bu hizmetleri alamayan belediyelere de bu hizmeti götürelim oraları da AK Parti hizmetlerinden faydalandıralım. Gelin şu CHP’nin zulmünden kurtaralım bu milleti.
Bizim de çıktığımız o Belediye Başkanlığı yolculuğumuzu cezaevinde bitirmeye çalıştılar. Ama milletimiz iradesi öyle güçlüydü ki tüm engelleri aştık ve ülkemizi yönetme fırsatı bulduk ve nihayet işte bugünlere geldik. Ülkemizin yönetim sistemini de değiştirerek tarihimizin en büyük reformlarından birine imza attık. Gerek İstanbul’da gerek diğer 81 ilde eksikleri tespit edip Belediye başkanlarımıza talimatlarımızı verdik. Pek çok projeyi de bizzat takip ettik.
Danıştay savcısına tepki
Türkiye'de ordumuz ve emniyetimiz dahil olmak üzere; kamuda ve özel sektörde hanımefendilerin istihdamında başı açık başı örtülü ayrımını kaldırdık. Öyle mi? Bugün artık ülkemizde tüm kurumlarda hanım kardeşlerimiz kendi tercihlerine göre nasıl istiyorlarsa öyle giyinirler. Senin başın niye açık? Niye kapalı? Böyle bir şeyi sormaya kimsenin hakkı yok.
Ama bir anda bakıyorsunuz, bir savcı çıkmış. Ya sen kimsin ya? Sen savcı olabilirsin ama her şey yasalarla bir yere oturmuşken, anayasada kanunlarda her şey bir yere oturmuşken, sana ne oluyor da aykırı bir şekilde bu uygulamanın iptalini isteyebiliyorsun? Çünkü bunlar eski Türkiye'den kalma ürünler.
Neyse ki Danıştay'ın ilgili dairesi bu girişimi boşa çıkardı. Bu tartışmayı yeniden açmanın kime ne faydası var?
Danıştay savcısının TSK'da başörtü kararına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bir savcı çıkmış iptalini istiyor, sen kimsin ya! Savcı, sana ne oluyor da bu başvuruyu yapıyorsun? pic.twitter.com/Q0fCIFG9ii
— Az Önce Oldu (@azonceoldu) 8 Aralık 2018
"Belli saatler dışında otobüsler sokakta dolaşmayacak"
Bizimle derdi olanlara sesleniyorum. Ülke ile ve milletle uğraşmayı bırakın. İşte önümüzde seçimler var çıkın meydana derdiniz neyse anlatın millete. Bundan böyle seçim kampanyasında artık gürültü ve görüntü kirliliğini de biz kaldırıyoruz. Parti olarak biz bunu uygulamayacağız. Ve belli saatler dışında otobüsler sokakta dolaşmayacak. Otobüsler bağırıp çağırmayacaklar. Bizimkileri söylüyorum tabi. Artık bu işin nasıl yapacağını herkesin görmesi lazım. Televizyonlara çık anlat ne anlatacaksan.
Biz gönüller yapmaya geldik. İnşallah 31 Mart gününe kadar gece gündüz gönüller yapmaya var mıyız. Bu eski Türkiye artıklarına ve atıklarına hadlerini bildirmeye hazır mıyız? 31 Mart’ta herkesi sandık başına bekliyoruz.
Üsküdar'da toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bundan böyle seçim kampanyasında görüntü ve gürültü kirliliğini kaldırıyoruz. Buna Cumhur İttifakı'nın diğer ortağı MHP'nin de katıldığını duydum. pic.twitter.com/8PQn3s1ZaK
— Az Önce Oldu (@azonceoldu) 8 Aralık 2018
Sarı Yelekliler yorumu
Fransa'daki olayları endişeyle takip ediyoruz. Göstericilere uygulanan orantısız şiddete karşıyız. Ülkemizin sokaklarını ve caddelerini ateşe boğmaya kalkanlara sessiz olanlar işte görüyorsunuz şimdi ne durumda. Bizim polisimizle alay edenler bizim polisimizin zulüm ettiğini söyleyenler bakın şimdi kendi polisleri neler yapıyor. Umarım Paris sokaklarının duvarlarında da 'zulüm 1789’da başladı' yazıları da görmeyiz. Bağdat caddesinin sokaklarında zulüm 1453’te başladı yazıyorlardı. O vicdansızlar bunları yazdı duvarlara…"
Yorumlar