Ağustostaki kur saldırısının ardından eylül ayında, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile ekonomide "Dengelenme-Disiplin-Değişim" sürecini başlatan Türkiye, önemli başarılara imza attı. Bütçe disiplininden taviz vermeden, cari açık ve enflasyon hedefin altına çekilirken, perçinlenen yatırımcı güveni ile uluslararası piyasalarda bu yılın ilk üç ayında 6.4 milyar dolarlık tahvil ihracı gerçekleştirildi. Seçime 1 hafta kala başlatılan ikinci kur saldırısı da Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin koordineli hamleleri ile aşıldı.
Geçen yılın son çeyreğinde yaşanan küçülmeyle birlikte, dengelenme sürecinin sonuna yaklaşılırken, yapısal anlamda önemli değişimlerin sinyalleri de güçlendi. Tüketimden ziyade, yatırıma, ihracata dayalı, istihdama katkı verecek bir büyüme modelinin altyapısı için hazırlıklar hızlandı. İç talep ile ihracatın daha dengeli olduğu, İstanbul Finans Merkezi Projesi'ni merkez yapan yeni bir finansal mimarinin oluşturulması ile aynı zamanda finansal saldırılara direnci artıracak yeni bir model kuruluyor.
"Ekonomi politikalarında güçlü bir koordinasyon dönemi yaşıyoruz"
Bakan Albayrak da mart ayı içerisinde yaptığı açıklamada, dengelenme sürecinin öngörüldüğü şekilde devam ettiğini, ılımlı bir toparlanma sürecinin başladığına dikkat çekerek, "Ekonomi politikalarında güçlü bir koordinasyon dönemi yaşıyoruz. Nisandan itibaren yapısal tarafta atacağımız adımlarla süreci daha da güçlendireceğiz. YEP kapsamında cari açığı azaltacak, katma değerli üretimi artıracak, milletimizin refahını yükseltecek politikalarımızı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz" mesajını vermişti.
Tarım sektöründen lojistiğe, finanstan dijital dönüşüme kadar Türkiye'yi yüksek gelir grubuna sıçratacak önemli hamleler için çalışmalar hızlanıyor. Yapısal reformlarla ekonominin kodları şekillenirken, şoklara dayanıklılığın artması sağlanacak.
Yorumlar