Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Hürriyet’e konuştu. Selçuk, devletin asgari ücret desteğinden emeklilik sistemine, emeklilikte yaşa takılanlardan nafaka problemine kadar gündemdeki konuları değerlendirdi. Kıdem tazminatında değişiklik için sosyal mutabakata işaret eden Selçuk, memur ebeveynler için yarı zamanlı çalışmada gelinen durumu da anlattı.
Emeklilik reformuyla ilgili olarak, “Emeklilik sistemimizin de bütüncül bir şekilde değerlendirilerek reforme edilmesine ihtiyaç var” diyen Bakan Selçuk, “Aktüeryal dengeyi de gözeterek bu konuda adımlar atılmalı. Demografik fırsat penceresini de göz ardı etmemek gerek. Nüfusumuz yaşlanıyor. Cumhurbaşkanımızın 3 çocuk ısrarı bu yüzden. Mevcut eğilim çerçevesinde, 2045’te şu anda Avrupa ülkelerindekine benzer bir yaşlı bağımlılık oranına ulaşacağız. Dünyadaki örnekleri de inceleyerek çalışılması gerekiyor. Esasen ‘hem çalışırken daha az tasarruf yapayım, hem de emekli olduğumda yüksek standartlarda yaşayalım’ gibi bir yaklaşım var. Tasarruflarımızı artırmalıyız” ifadelerini kullandı.
“Jestimiz 75 TL”
İlk olarak gelecek yıl asgari ücrette izleyecekleri yol haritasını açıklayan Selçuk özetle şunları söyledi: “Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda devlet, işçi ve işveren var. Aynı masadayız. Devlet olarak rolümüz işçi ve işveren arasında hakem olmak. Bu yıl Türk-İş, DİSK ve Hak-İş’i ile birlikte bir açıklama yaptılar.2 bin 578 TL’nin altında bir asgari ücreti imzalamayacaklarını belirttiler. Gelecek sene, sonuna kadar tüm tarafların masada kalmasını arzu ediyoruz. Bu sene yaptığımız görüşmelerde, işveren tavan olarak 2 bin 250 lira bandına geldi. Biliyorsunuz, Sayın Cumhurbaşkanımızın çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme prensibine dikkat ediyoruz. ‘Geçtiğimiz sene asgari ücret desteğinin 2019 yılı için son kez verildiğini açıklamamıza rağmen, bu sene zam oranının enflasyon oranının altında kalmaması için 2020 yılı için de 75 liralık asgari ücret desteğini vereceğiz. Asgari ücret desteği işçiye jestimizdi. Bir işçi bazında düşünüldüğünde düşük bir rakam olarak görülse de, bu desteğin toplam maliyeti 6 milyar liranın üstünde. Hem işçimiz hem de işverenimiz için önemli bir destek.”
“Yüzde 43’ü asgari ücretli”
Asgari ücretin biraz yanlış anlaşıldığını vurgulayan Bakan Sekçuk, “Asgari ücret, aslında ücretler seviyesinin en alt sınırını ifade ediyor. Asgari ücret, işverene ‘bu ücretin altında çalıştırırsan, devlet olarak seni cezalandırırım’ demek. Örneğin, Komisyonda işveren tarafını temsil eden TİSK grubu çalışanların çoğunluğuna bu ücretlerin üstünde maaş veriyorlar. Baktığınızda, asgari ücret, merdiven etkisiyle tüm ücret seviyelerini de etkiliyor. Diğer yandan, ülkemizde asgari ücretle çalışan sayısı da fazla. Hemen hemen tüm çalışanların yüzde 43’ü asgari ücret alıyor. Bakanlık olarak bu süreçteki temel görevlerimizden biri, hem işçi hem de işveren tarafından bakarak en doğru sonucun hayata geçirilmesine katkı sağlamaktır. Bu üçlü mekanizmada devletin kolaylaştırıcı görevi var. Asgari ücreti sadece devlet veriyormuş gibi bir algı var. Hayır, asgari ücreti masada işçi, işveren ve devlet tüm sosyo-ekonomik durumları göz önüne alarak üçlü bir mekanizma içinde belirliyorlar. Biz devlet olarak kolaylaştırıcı ve hakem rolü üstleniyoruz” diye konuştu.
“Nafaka için taraflarla görüşüyoruz”
Nafaka konusunda tüm tarafları dinlediğini söyleyen Bakan Selçuk, “Nafaka ortalaması 270 lira. Ve bu da çoğu zaman ödenmiyor. Nüfusun yoğunluğu olarak bakıldığında kadınlar daha mağdur. Biz bu konulara kadın-erkek olarak değil, hak ve hukuk temelli bakıyoruz. Sistemde yüzde 10’luk kesim mağdur olduysa, ona da çözüm bulmamız gerekiyor. ‘Nafaka süresiz olmasın’, ‘minimum iki yıl maksimum evli kalınan süre olsun’ gibi değişik alternatifler konuşuluyor. Adalet Bakanlığımız ile beraber optimal bir çözüm bulmak için tüm taraflarla istişarelerimizi sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Denge bozulur”
Emeklilikte yaşa takılanların yaş ortalamasının 43-47 olduğunu söyleyen Selçuk, “Bunların yüzde 80-90’ı da çalışmaya devam ediyor. Biliyorsunuz, emekliliği hak etmenin üç şartı var: yaş, prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi. Dolayısıyla, emeklilikte yaşa takılanlar dediğimizde, yaştan dolayı emeklilik hakkını kazanamayanlar var. Konuyu etraflıca inceledik ve birden fazla alternatif üzerinden çalışıp maliyetleri çıkardık. Yüksek maliyetinin yanı sıra sosyal güvenlik reformundan bir geri dönüşü ifade ettiği için ilke olarak da karşıyız. Reformu geriye döndürmek aktüeryal dengenin bozulması demek” dedi.
“Kıdemde sosyal mutabakat”
Kıdem tazminatında bir değişiklik düşünüp düşünmedikleri sorusunu yanıtlayan Selçuk, “11. Kalkınma Planı’nda, ‘kıdem tazminatı reformu, tarafların sosyal mutabakatıyla gerçekleştirilecek’ diye ifade ettik. Dolayısıyla, sosyal mutabakatı önemsiyoruz. Şu anda kıdem tazminatı şöyle olur veya olmaz’ diyemem. Çünkü sosyal taraflarla bu konuyu tüm boyutlarıyla konuşamıyoruz. Hemen kırmızı çizgiler çekiliyor. Maalesef, sosyal tarafların tüm netliği konuşamadığı her konu, hep arafta kalıyor” diye konuştu.
“3600 sözü yerine getirilecek”
Esnek çalışmayla ilgili herkesin farklı bir şey anladığını kaydeden Zehra Zümrüt Selçuk, “Esnek çalışma esasen istihdamı artırılabilecek bir yöntem. Ulusal İstihdam Stratejisinde güvenceli esneklik var. Neler yapılabileceğini ve içeriğini sosyal taraflarla etraflıca konuşacağız” dedi. Selçuk, bazı unvanların ek göstergesinin 3600’e yükseltilmesiyle ilgili olarak ise, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sözü, elbette yerine getirilecek” diye konuştu.
Yorumlar