Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’de oldubittilere izin vermeyeceğini kanıtladığını bu kararlılığı bir kez daha Tahran’daki üçlü zirvede muhataplarına ilettiklerini belirterek, “Nusra gibi unsurlar bahane gösterilerek sivillere yönelik saldırıları kabul edemeyeceğimizi ifade ettik” dedi.
Erdoğan, silahların bırakılması noktasında “Putin’le, başa baş görüşmemizden sonra, bir kere daha ayrıca konuştum ayrılırken. Kendisinden bunu rica ettik. İnşallah inanıyorum ki sözlerinde duracaklardır” dedi. Diplomatik sürecin devam edeceğini Rusya Devlet Başkanı Putin ile tekrar bir araya gelebileceğini vurgulayan Erdoğan, “Ateşkes rejiminin sürdürülmesi konusunda mutabakat önemli. Mutabakat, inşallah böyle bir şeyi getirir” dedi.
"Teröristlerin tahliyesine yönelik bir konuşma geçmedi"
Erdoğan, zirvede sivillerin ve teröristlerin tahliyesine yönelik bir konuşma geçmediğini söyledi. Cumhurbaşkanı, Hollanda’nın ardından 2013’ten bu yana ilişkilerin maslahatgüzar seviyesinde sürdüğü Mısır’da elçilik noktasında bir sıkıntı olmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzakere kısmı canlı yayınlanan Tahran’daki üçlü zirveyi Türkiye yolunda değerlendirdi. Uçaktaki sohbete Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da katıldı. Cumhurbaşkanı’nın Suriye’deki gelişmeler odağında Tahran zirvesinden beklentileri ve sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
"Oldubittilere izin verilmemesi gerekiyor"
Astana sürecinin 3. Liderler Zirvesi’ni Tahran’da gerçekleştirdik. Bu zirve, özellikle Suriye’deki siyasi çözüm arayışları ve İdlib’deki gelişmeler bağlamında kritik bir zamanda yapılmış oldu. Zirvedeki konuşmamda da ifade ettiğim gibi biz Suriye’de askeri değil siyasi çözümden yanayız. Bunun için Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, terör unsurlarının etkisiz hale getirilmesi ve oldubittilere izin verilmemesi gerekiyor. Suriye’de 7 yıldır devam eden savaşın daha büyük insani dramlar üretmesine müsaade etmemeliyiz.
Üç garantör ülke olarak bunun üzerinde hassasiyetle durmamızın gereğini ortaya koyduk.
"Büyük bir insani drama neden olur"
Halep, Doğu Guta gibi yerlerden gelen ılımlı muhalifler de şu anda İdlib’te bulunuyor. Nusra gibi unsurlar bahane gösterilerek sivillere yönelik saldırıları kabul edemeyeceğimizi ifade ettik. Bu, büyük bir insani drama ve yeni bir göç dalgasına da neden olur. Türkiye bunun bedelini ödemek durumunda kalmamalıdır.
İdlib’deki terör unsurlarının etkisiz hale getirilmesini şüphesiz ki biz de destekliyoruz. Burada atılacak her tür adımın Astana sürecinin ruhuna uygun olması ve üç garantör ülkenin de mutabakatına dayanması gerekir. Bu adımları koordine etmek için teknik heyetler temaslarına devam edecekler. Ayrılırken sayın Putin’le de konuştuk. Hatta, “Bu heyetler aralarında görüşsünler, sonra da biz bir araya gelerek bu konuda nihai kararı veririz” dedik. Bizim beklentimiz bu çerçevede ilerleme kaydedilmesidir. Bütün dünyanın yakından takip ettiği İdlib konusunda olumlu bir netice alacağımıza inanıyorum.
Yorumlar