2 YIL 7 AY MEDİNEYİ SAVUNDU
Mekke Şerifi Hüseyin'in isyanını bastırmak için 4. Ordu kumandanı Cemal Paşa tarafından 1916'da Medine'ye gönderilen Fahreddin Paşa, Mekke Valisi Galip Paşa'nın beceriksiz idaresi yüzünden gittikçe büyüyen isyanın tüm Arap yarımadasına yayılmasıyla Medine dışındaki tüm şehirler isyancıların eline geçti. Yaklaşan tehlikeyi görerek Medine ve çevresinde 100 km'lik bir emniyet şeridi oluşturan Fahreddin Paşa, imkansızlıklar içerisinde 2 yıl 7 ay boyunca İngilizler ile yerli işbirlikçileri olan çöl bedevilerine karşı Medine'yi savundu.
ÇEKİRGE EMİRNAMESİ
Maliki ve Hanefi alimlerinin görüşlerini de zikrederek, çekirgenin yenilebileceğini belirtip, çekirgenin faydalarını anlatan Fahrettin Paşa, birkaç çekirge yemeği tarifi de verdiği emirnamede şunları zikreder:Çekirgenin serçe kuşundan ne farkı var? Yalnız tüyü yok. O da serçe gibi kanatlı ve uçuyor. Bitkilerle besleniyor, temiz ve taze şeyler yiyor. Hem de tiryaki ve keyif sahibi, tütün ve limondan zevk alıyor. Ayrıca Hicaz, Asir, Yemen ve Afrika bedevilerinin başlıca gıdası çekirgedir. Bedeviler sağlamlıklarını ve zindeliklerini yedikleri çekirgeye borçludurlar. Çekirgeyi develerde büyük zevkle yiyorlar. Dizlerinin bağı çözülenlere, basurlulara ve romatizmalılara şifadır. Dün karargah sofrasında çekirge tavası vardı. Arkadaşlarımla beraber yedim ve bunu dil konservesinden daha lezzetli buldum. Hele zeytinyağı ile ve limon suyu ile salatası pek nefis oluyor. Elhasıl, dün çekirgeyi bahçelerden def ve tenkil tedarikini düşünürken, bu gün çekirge geliyor mu diye yollarını gözlüyorum. Hangi mıntıkaya çekirge düşerse tarifim veçhile istifade edilmesini ve bana da hediye olarak çekirge gönderilmesini arkadaşlarımdan rica ederim."
30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Mütarekesi imzalanmıştır ve anlaşma gereği Osmanlı Devleti'nin Medine'yi 48 saat içinde İngilizlere teslim etmesi gerekmektedir. Beyninden vurulmuşa döner Fahreddin Paşa. Peygamber kentini İngilizlere teslim etmeyi aklından bile geçirmez. Fakat kötü haber çabuk yayılır. Aylardır komutanlarının izinde kahramanca direnen Osmanlı askerinin de artık takati kalmamıştır ve moraller bozulur.
‘YA RESULALLAH BİZ SENİ BIRAKMAYIZ’
İçinde bulundukları durumun farkında olan Fahreddin Paşa'nın gönlü yine de el vermez. Şehir İngilizlere teslim etmeyecektir. Hazreti Peygamberin kabir önünde topladığı askerlerine tarihe geçecek şu konuşmayı yapar: "Ey insanlar, malumunuz olsun ki bütün kahraman askerlerim, bütün İslam'ın sırtını dayadığı yer, manevi gücün desteği olan Medine'yi, son fişengine, son damla kanına, son nefesine kadar korumaya ve kollamaya me'murdur. Bu asker Medine'nin enkazı ve nihayet Ravza-ı Mutahhara'nın yeşil türesi altında, kan ve ateşten dokunmuş kefenle gömülmedikçe, Medine-i Münevvere kalesinin burçlarından ve yeşil kubbesinden al sancağı alınmayacaktır. Ey Osmanlı ordusunun yiğit subayları! Ey her cenkte cihanı tir tir titretmiş, yiğit Mehmetçiklerim! Gelin hep beraber Allah'ın ve işte huzurunda huşu ve aşk içinde gözyaşları döktüğümüz Peygamber’in karşısında, aynı yemini tekrar edelim... Ve diyelim ki; Ya Resulallah, biz seni bırakmayız!.."