ANLAŞMADAN 72 GÜN SONRA ZORAKİ TESLİM!
Mondoros Mütarekesi'ne ve İstanbul Hükümeti'nin kesin emrine karşı gelerek şehri teslim etmeyen Fahrettin Paşa, hayatta kalan askerlerinin çoğunun hastalanmasına, yiyecek, ilaç ve giyecek stoklarının tükenmesine rağmen tarihe geçecek direnişini sürdürdü. Fakat her direncin bir sonu vardı ve askerlerin de takati kalmamıştı. Çaresizlik içindeki Fahrettin Paşa da artık teslim olma kararı vermişti. Hicaz Kuvve-i Seferiyyesi Kumandanı Fahreddin Paşa'nın şartlar gereği 24 saat içinde Haşimi kuvvetleri karargâhının özel misafiri olması istendi. Son anda "misafir" edilmeyi de kabullenemeyen Fahreddin Paşa, Ravza-i Mutahhara yakınındaki bir medresede giderek şehri terk etmeme direnişine geçti. Fakat kendisi ile görüşmeye gelen kumandan vekili Necip Bey ve diğer askerler tarafıdan "tutuklanarak" 10 Ocak 1919'da Haşimi karargâhında hazırlanan çadıra götürüldü. İngilizlerin kontrolündeki Şerif Abdullah'ın birlikleri Medine'yi Mondros Mütarekesi'nden ancak 72 gün sonra teslim almış oldular.
ATATÜRK: FAHRETTİN PAŞA, SAĞLIĞINDA ADINI TARİHE ALTIN HARFLERLE YAZDIRAN KUMANDANDIR
24 Eylül 1921'de Milli Mücadele'ye katılmak üzere Ankara'ya gelen Fahrettin Paşa yaklaşık altı yıl sonra döndüğü memleketinde hak ettiği saygıyı gördü. Ankara'da buluştuğu Mustafa Kemal Paşa kendisi için ''Fahrettin Paşa, daha sağlığında adını tarihe altın harflerle yazdıran kumandandır...'' demiştir
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 9 Kasım 1921'de Kabil sefirliğine tayin edilen Fahrettin Paşa'nın Türk-Afgan dostluğunun gelişmesinde çok önemli rol oynadı. Ve bugün tartışmaya açılan Afganistan'daki varlığımızın temellerini 90 yıl önce atan isim oldu. Kurtuluş savaşı sürecinden Afganistan halkının da maddi desteğiyle çıkan Türkiye'ye 12 Mayıs 1926'da dönen Fahrettin Paşa, 5 Şubat 1936'da Türk Silahlı Kuvvetleri'nden tümgeneral rütbesiyle emekliye ayrıldı. 22 Kasım 1948'de vefat eden Fahrettin Paşa vasiyeti üzerine Rumelihisarı'na defnedildi.