"500 yıllık kardeşlik bağlarımız olan Libya’da faaliyetlerimizi de bu kapsamda sürdürüyoruz. Amacımız 'Libya Libyalılarındır' anlayışıyla toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış, barış ve istikrar içerisinde yaşayan bir Libya’nın oluşumuna katkıda bulunmaktır. Birçok ülkenin özellikle ateşkesten sonra rol kapmaya çalıştığı Libya’da ikili anlaşmalarımız çerçevesinde bulunan birliklerimiz tarafından Libyalı kardeşlerimize askeri eğitim, mayın/EYP temizliği, sağlık, insani yardım ve diğer askeri konularda danışmanlık desteği verilmektedir. Yakın zamanda Hafter güçleri tarafından sözde bir tören gerçekleştirildi. Bu sözde törene çok sayıda personel ile askeri harp araç-gereç ve malzemesi katıldı. Bu eylem, Hafter'in varlığını koruma gayretlerinin, Libya'daki sorunun Hafter ve destekçilerinden kaynaklandığının açık bir göstergesidir."
"VİCDAN SAHİBİ HERKES SORMALI"
Bakan Akar, bu kadar askeri teçhizatın Hafter güçlerinin eline nasıl geçtiği sorusunu, akıl vicdan sahibi ve Libya’nın istikrarını isteyen herkesin sorması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Görülüyor ki IRINI Harekatı sadece Ulusal Birlik Hükümeti için uygulanmaya çalışılan, bu yönüyle de yanlı ve meşruiyeti tartışmalı bir faaliyettir. Siyasi süreci olumsuz etkileyip istikrarsızlığa sebep olmaktadır. Tüm bu provokatif girişimlere rağmen bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Libyalı kardeşlerimizin haklı davasına desteğimiz devam edecektir. Ayrıca bölge barışına katkı sağlamak maksadıyla başta Mısır olmak üzere ilgili ülkelerle çalışmalarımız, temaslarımız devam etmektedir."
Türkiye'nin bölgesindeki ve dünyadaki tüm sorunları uluslararası hukuka uygun olarak, barışçıl yöntemlerle ve iyi komşuluk ilişkileri içerisinde çözülmesinden yana olduğunu vurgulayan Akar, "Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'taki sorunların da diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine samimiyetle inanıyor ve bunun için çaba sarf ediyoruz." dedi.