CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu, TBMM Genel Kurulu’nda Ayasofya’nın camiye çevrilmesi tartışmalarına değinirken tartışma Meclis tutanaklarına şöyle geçti:
“Ayasofya konusunda yargı araçsallaştırılıyor. Benim görüşüme göre Topkapı Sarayı da müze olarak korunmalı, Ayasofya da müze olarak korunmalı, hatta Sultanahmet de müze olmalı; çünkü bunlar artık bizim kendi şeyimiz değil, kendimize özgü değil, insanlığın ortak mirasıdır bunlar. Anayasamız 63’üncü maddesinde bunu öngörüyor ve evrensel değerleri benimsemesi açısından da dünya ölçeğinde bunlar mirastır. Yargıyı kullanmayalım. Pekâlâ Cumhurbaşkanı kendi işlemiyle yapabilir, ama siz bugünden ‘Danıştay karar verecek’ diye her gün konuşmaya başladığınız zaman Danıştay bağımsız olarak karar veremez.”
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş: Kendileri iktidara geldiklerinde, yapabilirlerse, Sultanahmet’i müzeye çevirirler. İYİ Parti’nin araştırma önergesidir. Sayın Kaboğlu aslında bir zihniyeti ifade etti. ‘Elimizden gelse Sultanahmet’i de müzeye çevireceğiz’ diyor, Ayasofya’yı yaptıkları gibi.
HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül: Ne var bunda? Sen Hacı Bektaş’ın dergâhını müze yapıyorsun da...”
Çelik: Akıl, izan hiç uğramamış
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP’li İbrahim Kaboğlu’na şöyle tepki gösterdi:
“Akıl, idrak, izan bu mahalleye hiç uğramamış... Bir insan kendi coğrafyasına ve değerlerine nasıl bu kadar yabancı olabilir? Bu zihniyeti şiddetle kınıyoruz. CHP derhal gereğini yapmalıdır. Her türlü toksik siyasetin aynı anlayıştan tezahür etmesi kimseyi şaşırtmıyor. Ama bunların artık ülkemizle rekabet içinde olan başka devletler için gerekçe üretmesi tahammül edilmez bir noktaya geldi.
Bu şekilde düşünenler Libya meselesinden Doğu Akdeniz’e ve Suriye meselesine kadar sadece başka devletlerin tezlerini dillendiriyor. Hükümet eleştirisi değil bu. Muhalefet etmek değil, siyaseti zehirlemek için konuşuyorlar. Türkiye tüm dinlerin ibadethanelerine saygısını yıllardır yeni adımlarla pekiştiriyor. Bunlar ise her türlü saygısızlığı bu ülkenin parlamentosunda yapıyorlar. Şiddetle kınıyoruz bu siyaseti. Bunlarla mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Özel: Aklımızdan dahi geçirmeyiz
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, düzenlediği basın toplantısında tartışmaların gündemi değiştirme amaçlı olduğunu savunarak tepkilerle ilgili şunları kaydetti:
“Durumumuz net. Sayın Kaboğlu, beyanında Ayasofya’nın bir insanlık mirası olduğunu, Dolmabahçe’nin de öyle olduğunu, Sultanahmet’in de öyle olduğunu, hepsinin korunması gerektiğini söylüyor. Ancak orada Sultanahmet’in cami olmaktan çıkarılmasını söylemek gibi bir kastı yok. Kendisiyle de konuştum. Bunu aklından dahi geçirmiyor, biz de geçirmiyoruz. Ayasofya konusunda da yıllardır siyasal İslamcılar bir istismar konusu, bir kilometre taşı olarak görüyorlar.
Zaman zaman pazarlık, zaman zaman dış ilişkilere alet edilen bir konu. Ama Akdamar meselesi, Ruhban Okulu meselesi, farklı dönemlerde AK Parti tarafından istismar edilen, pazarlık yapılan bir konu. Herhangi bir camimizin ibadete kapatılıp müze yapılmasının düşünülmesi dahi söz konusu değildir. Hoca’nın da söylediği; müze statüsünde korunması lazım, cami olmaktan çıkarılması söz konusu değil, daha ciddi bir korumacılık ifade edilmektedir. Kastı aşan bir beyan, bir anlaşılma varsa bunu geri alıyoruz. Ayasofya için de söylediğimiz; müze statüsünün devam etmesi lazım, ancak ibadete açılma konusu hükümetin yıllardır söyleyip yapmadığı bir şey. Niye ve neyi bekliyorlar? Bunu Ayasofya’yı istismar ettiği kitlelere AK Parti’nin açıklaması gerekiyor.”
MHP: Atina’da tek cami yok
MHP Genel Başkan Yardımcısı Kamil Aydın, “Yunanistan’ın Ayasofya özelinde 567 yıllık kuyruk acısını anlıyoruz da, aynı safta durup ‘Bırakın Ayasofya’yı Sultanahmet Camii bile müze olmalı’ diyen CHP’nin hukukçu milletvekili, bir kez olsun Müslüman Türk nüfusuna rağmen Atina’da tek bir caminin olmamasına söyleyeceği bir şey yok mudur” mesajını paylaştı.
MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ise “CHP tabanı böyle düşünmez” diye umut ettiğini belirterek Kaboğlu’nu beynini kiraya vermekle suçladı.
“Daha iyi korunması için”
Sözlerinin çarpıtıldığını ve Ayasofya’da yargının araçsallaştırıldığını savunan Kaboğlu, tepkilere şu yanıtı verdi: “Tarihsel ve kültürel eserlerimizi, insanlığın ortak mirası statüsünde evrensel değerler olarak sahiplenmek ve onların bu anlayışla daha iyi korunmasını önermek, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetini, ‘Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi’ olarak (Anayasa, Bşlg.) savunmaktır.”
Yorumlar