Kılıçdaroğlu: Hak mıdır hukuk mudur adalet midir?

Şehirler arası otobüsler için gündeme gelen belgelendirmeye dikkat çeken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "B1 belgesi için 60 bin TL'lik vergiyi 250 bin TL'ye çıkardılar. B2 belgesini 25 bin TL'den 180 bin liraya çıkardılar. Devletin enflasyonu neydi yüzde 22'ydi. Yapılan bu zamlar ne, yüzde 1100"dedi

Kılıçdaroğlu: Hak mıdır hukuk mudur adalet midir?
Son Güncelleme: 14 Ocak 2020 Salı 15:01
14 Ocak 2020 Salı 14:49

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi: "Barış bildirisini imzaladıkları için yüzlerce akademisyeni üniversitelerden attılar. Bu insanların elinde sadece kağıt ve kalem vardı. Onlar da haklarını aradı ve Anayasa Mahkemesi dedi ki, 'Bu düşünce özgürlüğüdür. Bunları neden üniversitesinden atıyorsunuz.'şimdi Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne elinde silahla poz veren adamı üniversiteye hoca yapıyorsunuz. Böyle mi ders vereceksiniz. Türkiye bunu yaşadı. Sağcı, solcu hepsi vatanını seviyordu; toprağa verdik. Akla ve mantığa davet ediyorum bu ülkeyi yönetenleri.

Hem içerde hem dışarda bir felaket yaşıyoruz. Medyanın görevi nedir? Dördüncü kuvvet olarak çağdaş ülkelerde gücü denetler. Kibir sahipleri kendi medyalarını oluşturdu. Gücü denetlemek yerine gücü pohpohlayan bir medya oluşturdular. Ama inanın onları da kimse okumuyor ve izlemiyor. 24 saat bizim propagandamızı yapıyorlar; onlara da çok teşekkür ediyorum. Biz diyoruz ki verilmeyecek hesabımız yoktur nokta.

Trump ne dedi? 'Senin mal varlığını araştırırım.' Şimdi bütün vatandaşlarımın vicdanına sesleniyorum. Yüreğinde Allah korkusu olan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum. Biz şunu beklemez miydik, 'Ey Trump benim verilemeyecek hiçbir hesabım yoktur' demesini beklemez miydik. Ama diyemedi. Ne demek Türkiye Cumhuriyeti'nin en üst koltuğunda oturan insan bunun hesabını veremiyor. Egemen güç sizi en süt noktadan yakalamış. Siyasette temiz olacaksınız. Malı götürdüğünüz anda egemen güç bunu affetmez.

Basın İlan Kurumu'na diyorlar ki, 'Siz şu şu gazetelere ilan vermeyeceksiniz.' Sanıyorlar ki bu gazeteler yayın yapmayacak. Hayır efendim bu gazeteler yayın yapacak biz de destekleyeceğiz. Yeri geldiğinde o gazeteler bizi de eleştirecek. Yeni Asya Gazetesi'nin yöneticilerinin basın kartları yenilenmedi, neden? Siyaseten farklı olsak, görüşlerini beğenmesek bile herkesin haber yapması, yazı yazmasını demokrasi gereği savunacağız.

Şimdi Sözcü Gazetesi'ni, FETÖ'cü diye yargılayıp cezalandırıyorlar. Gerekçede de, Zaman Gazetesi kapandıktan sonra onun görevinin Sözcü Gazetesi tarafından yapıldığı belirtiliyor. Havuz medyası oluşturdular. O da devleti nasıl hortumluyor onu söyleyim. Diyorlar ki 100 bin, 200 bin tiraj aldığını belirtip Basın İlan Kurumu'nu hortumluyor. Savcılar da bunun üzerine gidemez çünkü giderlerse sürgün edilirler.

Çalışanların hayat seviyesini yükseltmeyi bir yana bırakın, 18 yılda geldiğimiz nokta, asgari ücret açlık seviyesinin altında. Sarayın mutfağı zengin. Paralar gani. Ayrı bir sosyete oluşturmuşlar orada. Çöp konteynerlerinden ekmek toplayanlardan uzak yaşıyorlar orada. Damat Bey, 2.5 milyon kişiye istihdam yaratılacağını söylemişti. TOBB'un kurulunda bütün işadamlarına bir iki kişiyi işe alacaklarının sözünü aldı ama sonuç ne?

İşsizliğin ne olduğunu, nasıl bir felaket olduğunu bilmiyorlar. İşsizliğin nasıl yuva yıktığını bilmiyorlar. Baba çocuğuna harçlık verip okula gönderemiyorlar. Her bir belediye başkanımızın önünde 20 bin ile 100 bin arasında iş bekleyenlerin verdiği dilekçe var. Ama Erdoğan'a göre herkesin işi var. Bunu da milletimizin vicdanına teslim ediyorum. İşsiz kardeşim de fakir kardeşim de bunları düşünmeli. Bu iktidar hortumculardan yana.

Verginin adaletli olması gerekir. Anayasa'da bu yazıyor, 'Herkes mali gücüne göre vergisini ödemekle yükümlüdür' diyor. Man Adası'nda şirket kuruyorsun. Naylon fatura ile 15 milyon dolar para getireceksin ama 1 Kuruş vergi ödemeyeceksin. Dünürü orda mı orada. Damat orada mı orada. Meclis kanun çıkardı, 'Böyle vergi cennetlerinden para gelirse devlet yüzde 30'unu keser' diyor. Ne zaman çıktı bu kanun, 2006.

 

Şehirler arası otobüslere hepimiz binmişizdir. Alın teriyle çalışırlar, kazanırlar, öderler. 8 Ocak 2018'de, otobüs şoförlerinin aldığı belgeler var. B1 belgesi için 60 bin TL'lik vergiyi 250 bin TL'ye çıkardı. B2 belgesini 25 bin TL'den 180 bin liraya çıkardılar. Devletin enflasyonu neydi yüzde 22'ydi. Yapılan bu zamlar ne, yüzde 1100. Hak mıdır, hukuk mudur, adalet midir bu? Herkesin oturup düşünmesi lazım.

Anayasa hakimlerin görevlerinde tarafsız olduğunu söylüyor. Hiçbir merci yargı yetkisinin kullanılmasında telkinde bulunamaz diyor Anayasa. Peki, Papaz nasıl gitti Amerika'ya? Bu memlekette adalet yok. Bu memlekette hukuk yok. Osman Kavala 805 gündür hapiste. AİHM serbest bırakın diyor. Yüzlerce gazeteci hapiste. Sözcü Gazetesi davasında gazetecilere hapis cezaları verdiler. FETÖ ile mücadelenin bayraktarlığını bu gazete yapıyordu.

Doğu illerimizdeki sanayileşme oranında büyük bir gerileme var. Vatandaştan dünyanın parası alınıyor peki bu paralar nereye gidiyor? Bu paralar faize gidiyor. İstihdama, işsizliğe, fabrikalara değil bu paralar Londra'daki tefecilere gidiyor. Son 17 yılda 163 milyar dolar yurtdışındaki tefecilere verildi. Bu para ile Türkiye'nin istihdam sorunu çözülürdü. Türkiye bir dakikada 35 bin dolar faiz ödüyor.

Şimdi yurt dışından çöp ithal ediyoruz. Neden Avrupalı'nın çöpüne muhtaç hale geldik? Binlerce insan kağıt topluyor, plastik topluyup geçiniyor. Şimdi siz bu insanların da ekmeğine mani oluyorsunuz.

Hükümetin izlediği Suriye politikası bize ne avantaj sağladı. Bir Allah'ın kulu desin ki şu faydası oldu. Milyonlarca insanın açlıktan nefesi kokuyor; 40 milyar doları Suriyelilere harcadık. Erdoğan diyor ki, 'İdlib'den yeni bir göç dalgası gelecek.' Hepsini saraya al. Bir yetkiliye sordum. 'Sınırdaki 1 milyon kişiyi tutabilir misiniz?' Dedi ki, 'Bir milyon kişiyi kim tutabilir?'

Mavi vatan konusunda, Doğu Akdeniz'de haklarımızı kaybetmek üzereyiz. Ne oldu Mısır gitti, İsrail ile Yunanistan ile anlaştı. Kendi aralarında bir anlaşma yaptılar. Lİbya'da Suriye'deki gibi bir politika izlemeyin dedik. Türkiye çatışan devletler arasında değil daha üstte kalmıştır. Yukarıdan uzlaştırmaya çalışmıştır. Söyledim, Hafter'le de, Beşar Esad ile de görüşmeniz lazım dedim. Şimdi görüşüyorlar. Kim doğru söylüyormuş CHP ve CHP kadroları doğru söylüyormuş.

Nereden aldık bunu, 'Yurtta barış, dünyada barıştan aldık.' Efendim 'Hafter ile görüşmem' dedi. Biz de BM kanalıyla işbirliğini sağlayın dedik. Ne oldu Putin geldi, konuştu hemen altına bastılar imzayı. Şimdi soru şu dış politikayı sen mi bilmiyorsun ben mi bilmiyorum? Bizim dış politika kurulumuz var. Emekli büyükelçiler ve askerlerden oluşan. Biz otururuz tartışırız.

Diyor ki Libya'da meşru hükümetle görüşüyoruz, Hafter ile görüşmeyeceğiz. İyi de Suriye'de de Esad meşru olan. Onunla da görüşmüyorsun. Kim kaybediyor; Türkiye kaybediyor."

 

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar