Ahmet Kaya'nın Paris'te Pere-Lachaise'deki mezarına çiçek
bırakan Kalın, mezarın başında kısa bir süre dua okudu. Kalın, burada basın
mensuplarına yaptığı açıklamada, vefat yıl dönümünde Kaya'yı mezarının başında
tekrar rahmetle, minnetle yad ettiğini söyledi.
Ahmet Kaya'nın, Anadolu topraklarının yetiştirdiği
"yüreği büyük, gönlü zengin, yetenek li sanatçılarından bir tanesi"
olduğunu vurgulayan Kalın, şöyle devam etti:
"Tabii burada hüzünlü bir gurbet hikayesi var. Zira
ülkesini, vatanını, toprağını, o toprağının taşını, suyunu, güneşini, rüzgarını
bu kadar seven bir insanın ahir ömründe yurt dışında vefat etmesi aslında çok
hazin bir hikaye.Bizde gurbet kelimesi ile gariban kelimesi, garip kelimesi
aynı kökten gelir. Gurbette olmak garibanlıktır. Aslında bu dünyada olmak da
gurbette olmak gibi birşeydir ama Ahmet Kaya'nın yaşadığı 'gurbette gurbet'
gibi birşey oldu. Tabii unutulup gitmek, terk edilip gitmek Ahmet Kaya'ya
yakışan bir tutum değildi. O hep ülkesinin güzellikleri için mücadele etmiş,
kavga vermiş bir insandı. O yüzden ömrü boyunca 'acılara tutunarak yaşamayı'
öğrendi. 'Saçlarına yıldız düşmüş, koparma anne' dediğinde o aslında bütün
anaların yüreğinde taht kuran bir evladı ifade ediyordu, onun duygularını ifade
ediyordu."
Ahmet Kaya'nın sazıyla, sözüyle ve şiiriyle her zaman
hakkın, haklının yanında olduğunu belirten Kalın, şöyle konuştu: