Filistinliler, İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te adım adım yürüttüğü Yahudileştirme politikalarına şahit olurken, İsrail'in Mescid-i Aksa'nın altında sürdürdüğü kazı çalışmaları ise onlar için meçhullüğünü korumaya devam ediyor.
AA’da yer alan habere göre, İlk defa 1981'de Harem-i Şerif'in içindeki Kubbet'us Sahra'ya birkaç metre uzaklıktaki Kayıtbay Sebili'ne kadar uzanan bir tüneli fark eden Filistinliler, böylece İsrail'in Mescid-i Aksa'nın altında yürüttüğü kazı çalışmalarından haberdar oldu.
Her ne kadar İsrail, Mescid-i Aksa'nın altında yürüttüğü kazı çalışmalarını inkâr etse de Filistinliler açısından hiçbir zaman bu olgu "gerçekliğini" yitirmedi.
İsrail'in 1996'da Mescid-i Aksa'nın Batı Duvarı'nın (Burak Duvarı-Ağlama Duvarı) altında açtığını duyurduğu tünel ve daha sonra bu çerçevede açılan diğerleri, İsrail'in kutsal mabedin altında ve çevresinde yürüttüğü kazı çalışmalarına ilişkin "şüpheleri" güçlendirdi.
Kudüs Yüksek İslam Heyeti Başkanı ve Mescid-i Aksa Hatibi Şeyh İkrime Sabri, konuyla ilgili yaptığı açıklamalarda, İsrail'in başta Mescid-i Aksa'nın altı olmak üzere bölgede geniş çaplı hafriyat çalışması yürüttüğünü teyit etti.
İSRAİL KAZILARLA YAHUDİ BAĞINA ULAŞMAYA ÇALIŞIYOR"
Şeyh Sabri, "İsrail, Mescid-i Aksa'nın güneyindeki Silvan Mahallesi'nden Mescid-i Aksa'ya doğru ciddi bir hafriyat çalışması yürütüyor. Bunun neticesinde Mescid'in Silvan yönünde ve batı duvarı yönünde birçok defa çökme meydana geldi. Bu durum da İsrail'in çalışmalarını ispat ediyor." diyerek, 1980'li yıllarda Mescid-i Aksa'nın altında keşfedilen tünel ile bu bağlamda mabedin temelinde meydana gelen büyük çatlaklıkların halihazırdaki varlığına vurgu yaptı.
İsrail'in söz konusu kazı çalışmalarının amacına ilişkin Şeyh Sabri, "Ana hedef Yahudi tarihine dair bir bulguya ulaşmaktır. Ancak İsrail, Doğu Kudüs'ü işgal ettiği 1967'den bu yana sürdürdüğü kazı çalışmalarına rağmen bu bağlamda tek bir bulguya rastlamamıştır." ifadelerini kullandı.
Şeyh Sabri, İsrail'in 1996'da açtığını duyurduğu ve Eski Şehir bölgesindeki Ömeriye Okulu'ndan Burak Duvarı'na kadar uzanan tünelin aynı zamanda Filistinlilerin mülklerinde de derin çatlaklara yol açtığını dile getirdi.
"MESCİD-İ AKSA YIKILABİLİR"
Kazıların Mescid-i Aksa'nın temellerine de zarar verdiğini vurgulayan Şeyh Sabri, "İsrail'in bu kazı çalışmaları, Mescid-i Aksa'nın temellerine açıkça zarar vermektedir ve Allah korusun yıkılmasına neden olacaktır." dedi.
Kazılar nedeniyle 5 büyüklüğünde bir deprem olması durumunda Mescid-i Aksa'nın yıkılabileceğine dikkati çeken Şeyh Sabri, son dönemlerde kutsal kentte küçük çaplı depremlerin meydana geldiğini ancak şu ana kadar Mescid-i Aksa'nın bunlardan zarar görmediğini aktardı.
Şeyh Sabri, İsrail'in UNESCO'nun geçen yıllar boyunca kazı çalışmalarına dair kurduğu araştırma komisyonunun bu çerçevede soruşturma başlatmasına izin vermediğini belirterek, "Uluslararası herhangi bir heyetin gerçekleri görme hakkı vardır. Ancak İsrail, söz konusu saldırılarını ortaya çıkarmak isteyen hiçbir heyete izin vermiyor. Eğer İsrail bu yönde herhangi bir saldırıda bulunmuyorsa neden yaptıklarının uluslararası komiteler tarafından soruşturulmasına izin vermiyor?" diye konuştu.
UNESCO Dışişleri Komisyonu, 13 Ekim 20016'da Mescid-i Aksa'nın Musevilikle bağına dair herhangi bir ibarenin bulunmadığına ilişkin tasarıyı oylamış ve 6'ya karşılık 24 oyla kabul etmişti. Karar tasarısı daha sonra UNESCO Yürütme Kurulu tarafından da onaylanmıştı.
UNESCO Dünya Mirası Komitesi ise 7 Temmuz 2017'de İsrail'in Kudüs'te Mescid-i Aksa ve çevresinde egemenlik hakkı iddiaları ve yürüttüğü yasa dışı kazıları kınayan bir tasarıyı kabul etmişti.
Yorumlar