Afif Ahmed Paşa Yalısı
1910 yılında inşa edilen bu yalı, zamanın en ünlü mimarlarından Alexandre Vallaury tarafından batı ve doğu mimarisinin muhteşem bir karışımı olacak şekilde tasarlanmış. Vallaury aynı zamanda Pera Palas, Osmanlı Bankası (SALT Galata), Zeki Paşa Yalısı gibi yapıları da tasarlamış. Bu yapı diğer birçok yalının aksine yalının sahipleri ile değil, yalıya gelen misafirler ile ünlü olmuş. Bu misafirlerin başında da yazar Agatha Christie geliyor. Yazarın “Doğu Eksperinde Cinayet” kitabını yazarken bir süre bu yalıda misafir edildiği biliniyor.
Hıdiva Sarayı
İtalyan mimar Raimondo D’Aronco tarafından tasarlanan Hıdiva Sarayı 1902 yılında inşa edilmiş. Aslında Hıdiv Abbas Paşa’nın annesine yazlık ev olarak tasarlanan saray, cumhuriyetin ilanından sonra Hıdiv ailesi tarafından Mısır Devleti’ne bağışlanmasının da ilginç bir hikayesi var. Osmanlı zamanında Paşa ünvanını alan tek kadın olan Hıdiv Abbas Paşa’nın annesi Emine Valide Paşa binayı ilk olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne bağışlamak istemiş. Ama Resmi yazışmalarda “Paşa” gibi rütbeler yasaklanmış olduğundan kendine “Bebekli Emine Hanım” diye hitap edilmiş. Bu duruma çok kızan Emine Valide Paşa (Ya da Bebekli Emine Hanım) yalıyı intikam olarak Mısır Devletine bağışlamış. Bina günümüzde de Mısır’ın İstanbul Başkonsolosluğu olarak hizmet veriyor. Art Nouveau trendinin boğazdaki en önemli örneklerinden biri olan sarayın 48 odası ve 76 metre uzunluğunda bir rıhtımı var.
Huber Yalısı
1985’den bu yana Cumhurbaşkanlığı Yazlık Köşkü olarak hizmet veren Huber Yalısı’nın ilk sahipleri ya da mimarı bilinmiyor. Yalının ilk bilinen sahibi Alman silah şirketi Mauser’in (kurşun gibi mavzer gibi dağ gibi patlar giderim’deki mavzer evet) Osmanlı temsilcisi August Huber. Binayı satın alan Huber, dönemin ünlü mimarı İtalyan Raimonda D’Aronco’dan ana binaya ek binaların tasarlanmasını istiyor ve yalı bugünkü şekline ulaşıyor. 34 hektarlık korusuyla Boğaz’ın aynı zamanda en yeşil alanlarından biri olan Huber Yalısı’nın bahçesi birçok heykelle dekore edilmiş. Son eklemelerle birlikte Çin, İngiliz, Fransız, İtalyan, Acem, Arap ve Osmanlı mimari izlerini taşıyan yapı, Boğaz’ın en ilginç yapılarından biri haline dönüşmüş. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla beraber İstanbul’u terk eden Huber ailesinden sonra yalı birkaç kez sahip değiştirse de 1985’de kamulaştırılarak Cumhurbaşkanlığı Yazlık Köşkü haline getirilmiş. Bu yalının aynı zamanda popüler kültürde çok rağbet gören bir hikayesi var. Rivayete göre Huber Yalısı, Osmanlı döneminde, Sultan Abdülaziz ile gizli bir birlikteliği olan Fransız İmparatoriçesi Eugénie’nin hizmetçisine sus payı olarak hediye edilmiş.
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı
Kırmızı renkteki bu ikonik yapının bilinen ilk sahibi, Osmanlı’nın ilk tıp okulu olan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin ilk mezunlarından Hekimbaşı Salih Efendi. Yalıya da ismini veren Hekimbaşı Salih Efendi 3 Osmanlı sultanının doktorluğunu yapmanın yanı sıra botanik hocalığı, maarif müsteşarlığı ve Maarif Meclisi başkanlığı gibi görevlerde de bulunmuş, ünü Osmanlı sınırlarını aşmış biri. İstanbul Boğazı’nda fotoğrafı en çok çekilen yapılar arasında yer alan Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı, “Binbir Gece” gibi popüler dizilere de ev sahipliği yapmış. Yalı şimdilerde düğün, konser ve benzeri etkinliklere ev sahipliği yapıyor.