İstanbul Boğazı’nın en görkemli 10 yalısı - Sayfa 9

Yusuf Ziya Paşa Yalısı (Perili Köşk)

Belki de Boğaz’ın en ilginç hikayesine sahip yalı Yusuf Ziya Paşa Yalısı, nam-ı diğer “Perili Köşk”. Yalının yapımı Osmanlı’nın en karışık dönemi olan 1910’lu yıllarda başlamış. O dönemin Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa’nın Başyaveri olarak görev yapan Yusuf Ziya Paşa, her şeye rağmen kendisi ve çok sevdiği eşi için boğazda bir yalı yaptırmaya karar vermiş. 1914 yılında I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla beraber yalının yapımında görev alan işçiler asker olarak savaşa çağırılınca yapım çalışmaları durmuş. Bunun üzerine aynı zamanda bir tüccar olan Yusuf Ziya Paşa’nın gemileri de üst üste batınca, aile iflasın eşiğine gelmiş. Burada hikaye ikiye ayrılıyor:

1. Versiyon: Maddi sıkıntılar nedeniyle Paşa Mısır’a geri dönmek zorunda kalmış fakat ailesi yalıya taşınmış. Aile yalının tamamlanan son katında yaşamış. Issız ve yarım kalan köşk perili köşk olarak anılmaya başlanmış. Paşa’nın ailesi de zamanla katları kiralayarak geçimini sağlamış. Yusuf Ziya Paşa da Mısır’a gittikten sonra vefat etmiş. Vasiyeti gereği yalının kulesinin en üst katının taşları sökülerek Mısır’a götürülmüş ve bu taşlardan Yusuf Ziya Paşa’nın mezarı yapılmış.

2. Versiyon: Maddi sıkıntılar içindeki Paşa, yarım kalmış da olsa ailesiyle beraber Yalı’ya taşınmış. İkinci eşi Nebiye Hanım ve Nebiye Hanım’ın ilk eşinden olan 3 kızı ile birlikte, vefat ettiği tarih olan 1926 yılına kadar köşkte yaşamış. Paşanın ölümünden sonra aile 1993 yılına kadar köşkte oturmuş, birinci katında ise kiracıları yaşamış. Yarım kalan inşaat nedeniyle tamamlanamayan ve boş kalan ikinci ve üçüncü katlar yüzünden bina çevrede “Perili Köşk” diye anılmaya başlanmış.

Hikayeler 1993 yılında birleşiyor. 1993 yılında Yalı, müteahhit Basri Erdoğan’a satılıyor. Binanın restorasyon çalışmaları sırasında da çılgın olaylar patlak veriyor. İşçilerin rivayetine göre evde sürekli piyano sesleri yankılanıyor ve bazıları aynalarda Nebiye Hanım’ı gördüklerini iddia ediyor. Yalıyı son olarak Borusan Holding 2007 yılında kiralanmış ve şu an hafta içi ofis, hafta sonları ise müze (Borusan Contemporary) olarak kullanılıyor.

9 12
 
İstanbul Boğazı’nın en görkemli 10 yalısı - Sayfa 10

Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı (Erbilgin Yalısı)

Dünyanın en pahalı 4. evi olarak bilinen ve değeri 100 milyon Euronun üzerinde olan yalı adını II. Abdülhamid’in oğlu Burhaneddin Efendi’den alıyor. Neo-Barok tarzındaki yapıyı Şehzade Burhanettin satın alınca içerisini adeta bir saraya benzeyecek şekilde dekore ettirmiş. 1924’de halifelik kaldırılıp hanedan şehzade yurt dışına sürgün edilmeden 1 yıl önce yalıyı Mısırlı Ahmet İhsan Bey’e satmış ve yalı “Mısırlı Yalısı” olarak anılmaya başlanmış. Ahmet İhsan Bey’in 1946’da ölümü üzerine de mirasçıları yalıyı Erbilgin ailesine satmış ve yalının ismi bu sefer “Erbilgin Yalısı” olarak değiştirilmiş. Yeniköy’deki ikonik yalı son olarak Katar Kraliçesi Anoud’un isteği ile 100 milyon Euro karşılığında satılmış. Boğaz’ın en pahalı yalısında balo salonu, yüzme havuzu, Türk hamamı, kayıkhaneler, çamaşırhaneler, dev bir mutfak, altın kaplama musluklar, banyolar ve nadir ağaçlarla dolu bir bahçe bulunuyor. Yalı aynı zamanda Kıbrıslı ve Hıdiv Yalılarından sonra en uzun boğaz rıhtımlarından birine sahip.

10 12
 
İstanbul Boğazı’nın en görkemli 10 yalısı - Sayfa 11

Kıbrıslı Yalısı

64 metrelik rıhtımla Boğaz’ın en geniş cepheli ikinci yalısı ünvanını alan Kıbrıslı Yalısı 18. yüzyılda inşa edilmiş. Bilinen ilk sahibi I. Abdülhamit’in sadrazamlarından biri olan İzzet Mehmet Paşa. Yalı daha sonra Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa tarafından 1840’da satın alınmış. Adeta bir sarayı andıran genişliğiyle, yalıda toplam 21 oda var. Büyüklüğü ile göz dolduran yalı Pierre Loti, Yahya Kemal, Irak Kralı Faysal ve Fransız Kraliçesi Eugine gibi ünlü isimleri ağırlamış. Geçtiğimiz yıllarda miras kavgaları ile gündeme gelen yalıda şimdi birden fazla aile yaşıyor.

11 12
 
İstanbul Boğazı’nın en görkemli 10 yalısı - Sayfa 12

Zeki Paşa Yalısı

Baltalimanı’nda yer alan ve başka hiçbir yalıya benzemeyen bu yalı adeta bir şatoyu andırıyor. Adını II. Abdülhamit döneminde tophane müşirliği ve askeri mektepler nazırlığı yapmış olan Zeki Paşa’dan alan yalının mimarı Alexandre Vallaury. Zeki Paşa’dan sonra yalıda bir aşk evliliği yapan, son Osmanlı sultanı Vahdettin’in güzelliği ile ünlü kızı Sabiha Sultan ile son halife Mecit Efendi’nin oğlu Ömer Faruk Efendi yaşamışlar. Büyük kızları Neslişah Sultan da bu yalıda dünyaya gelmiş. Ömer Faruk Efendi sürgün edilene kadar bu yalıda yaşamış. Yalının bugünkü sahipleri Baştimar ailesi 2011’den bu yana yalıyı satmak için uygun alıcısını bekliyor. Uluslararası Sotheby’s firması aracılığı ile satışı gerçekleştirilecek olan ve 115 milyon dolar fiyat biçilen yalı, dünyanın en pahalı gayrimenkullerinden biri olarak gösteriliyor.

12 12