Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, CNN International kanalında Zeytin Dalı Harekatı’nı ve Suriye’deki durumu değerlendirdi.
Kalın’ın açıklamaları şöyle:
“Biz PYD-YPG’nin DAEŞ ile mücadele adı altında Amerikalılar tarafından desteklenmesi konusunu aylardır, hatta yıllardır gündeme getiriyoruz. Ancak ne Amerikan tarafından ne de bölge ülkelerinden olumlu bir sonuç veya ikna edici bir yanıt alamadık. Bu adımı atmamız, sınırlarımız boyunca ulusal güvenliğimizi güvence altına alabilmekti. Son bir yıllık dönemde PYD-YPG kontrolünde bulunan Afrin bölgesinden yaklaşık 700 saldırı gerçekleştirildi. Sınırın her iki tarafında operasyonlar düzenlendi.
Biz bu konuyu defalarca gündeme getirdik. Ancak günün sonunda sınırımızı korumak için adım atmamız gerekiyordu. Üstelik bildiğiniz gibi PYD ve YPG, PKK’nın Suriye kollarını oluşturuyor. PKK hem Avrupa’da hem de Amerika Birleşik Devletleri’nde terör örgütü olarak kabul ediliyor. Biz böyle bir terör örgütünün sınırlarımızın yanı başında özerklik elde etmesine veya devletimsi bir yapı kurmasına tahammül edemeyiz.
Öncelikle Amerikalılar Afrin bölgesinde bulunmuyor. Fırat Nehri’nin doğusunda bulunan Mümbiç bölgesinde bulunuyorlar. Burada Suriye’nin Batı tarafından bahsediyorum. Ayrıca operasyonla ilgili müttefiklerimize bilgi verdik. Birleşmiş Milletler’i ve Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerini bilgilendirdik. Cumhurbaşkanımız bu akşam Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile görüştü. Ayrıca Rusya Devlet Başkanı Putin’le bir görüşme yaptı. Başkan Trump ile bugün bir görüşme yapacak. Bu diplomatik temasları, herkesin ne yaptığımızı anlaması amacıyla gerçekleştiriyoruz. Yani bu süreci şeffaf şekilde yürütüyoruz. Çünkü burada ulusal güvenliğimiz söz konusu. Christiane.
Bu Afrin Kürtlerine veya Suriye Kürtlerine yönelik bir harekat değil. Bu harekat, Kürtleri temsil ettiğini iddia eden bir terör ağına yönelik gerçekleştiriliyor. Tabii ki bu iddianın gerçeklerle hiçbir ilgisi yok. PKK-PYD’nin Marksist Leninist ideolojisini kabul etmeyen binlerce Kürt var. Zaten burada modern tarihin en büyük ironilerinden birini görüyoruz. ABD, Suriye’de müttefiki olarak bir Marksist Leninist örgütü belirlemiş bulunuyor.
ABD'NİN ATACAĞI EN SOMUT ADIM ABD’nin atabileceği ve atması gereken bir somut adım var. O da son iki yılda PYD-YPG’ye verdikleri tüm silahları toplamaktır. Zira bu askeri desteğin verilmesi, Daeş ile mücadele çerçevesinde makul gösteriliyordu. Bize defalarca “Daeş tehdidi ortadan kalktıktan sonra PYD-YPG’ye askeri destek verilmeyecek” dediler. Şimdi DAEŞ ortadan kaldırıldı; ancak maalesef askeri yardım, silahlar ve mühimmat bu gruplara gitmeye devam ediyor. Burada sorulması gereken soru şudur: Neden onları hâlâ destekliyorsunuz? DAEŞ tehdidi artık yok. Bu silahları bize karşı veya Araplar, Türkmenler ve diğer Suriyelilere karşı kullanmayacaklarını nasıl biliyorsunuz?
RUSYA İLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ Görüntüde Rusya’nın bu durumu manipüle etmek isteyeceğini düşünebilirsiniz ama Rusların böyle bir şey yaptığına şahit olmadık. Biz Suriye’de Rusya ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Ancak biz bir NATO müttefikiyiz. Ve ABD başta olmak üzere NATO müttefiklerimizin, Türkiye’yi yaklaşık 30 yıldır hedef alan bu örgüte verdikleri desteği sonlandırmalarını bekliyoruz.
ERDOĞAN-TRUMP İLİŞKİSİ Açıkçası iyi bir ilişkileri var. İyi bir kimya yakaladılar. Birçok kez telefonda ve şahsen görüştüler. Ve tekrar görüşecekler. Burada liderler seviyesinde çözmek durumunda olduğumuz bazı kritik sorunlar var. Türkiye-ABD ilişkisi PKK-PYD gibi gruplar tarafından zarar verilemeyecek kadar önemli. Birlikte çalışırsak bölgede daha büyük stratejik çıkarlarımız olur. Hem bölge açısından hem bizim açımızdan hem de Amerikalılar açısından”
Yorumlar