Veriler artık daha net
GWAS çalışmaları ile tek seferde birçok genetik varyant analiz edildiğini ifade eden Ulucan, "Genomumuz bölümler halinde değil total olarak analiz edilir. Nisan ayının sonu ve Mayıs ayının başında başlanan bu çalışmalar sonuçlarını vermeye başladı ama genetik çalışmaların sonuçları zaman alabiliyor. Hastalığın ilk gününden beri insan genlerinin bu hastalığa olan katkısının sınırlarını tahmin edebiliyorduk ama elimizde kesin kanıtlar yoktu. Şimdiki veriler ile çok daha net yaklaşımlarda bulunabiliyoruz. Bu çalışmalar tedavinin yönüne etkide bulunabiliyor" dedi.
A kan gruplarına sahip hastalar daha riskli bulundu
2 Haziran 2020 tarihinde yayınlanan bir çalışmanın hastalığın şiddeti ile kan grupları arasındaki ilişkiyi araştırdığını söyleyen Ulucan, sözlerine şöyle devam etti:
"Daha önce kan grupları ile yapılan ilk çalışmalardan biri Wuhan merkezliydi. Bu çalışma A kan grubuna sahip bireylerin daha sık hastalığa yakalandığı ile ilgiliydi. Aynı çalışma A kan grubunun hastalığı en azından yatarak geçirenlerde daha yüksek oranda bulunduğunu, 0 kan grubunun ise diğer kan gruplarına kıyasla daha az bulunduğunu göstermişti. Ancak o zamanlar elde edilen verilerin hastalık ve kan grubu ilişkisi için yeteri kadar değildi.
Son yayınlanan çalışmada İspanya ve İtalya'daki hastanelerde yatılı olarak ventilasyon veya oksijen desteği alan bin 610 hasta ile aynı bölgelerden 2 bin 205 sağlıklı birey genetik açıdan analiz edildi. Elde edilen genetik varyasyonlar, iki grup arasında karşılaştırıldı. İki grup arasındaki en büyük farklardan biri kan gruplarını kodlayan genlerde bulundu ve A kan grubuna sahip hastaların diğer kan gruplarına sahip hastalardan 1,5 kat daha fazla solunum problemi yaşadıkları belirlendi. 0 kan grubunun ise hastalığın şiddeti üzerine koruyucu etki yaptığı gösterildi. Bunlar çok değerli bilgiler ancak halen kan grupları ve hastalığın şiddeti arasında net ilişkinin varlığı için yeterli olmadığını düşünüyorum."