CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Parti Meclisi’nde, partisinin izleyeceği stratejiyi anlattı.
Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
“Siyasi iktidar, sonunun yaklaştığının farkına varmış, bu nedenle halk üzerindeki baskısını artırarak yok oluşun önüne geçmeye çalışmaktadır. Demokrasimizin en öncelikli meselesi sivil toplumdaki işgalin sona erdirilerek bireyin özgürlük alanının genişletilmesidir. Halkımızla birlikte bunu başaracağımızdan, bu çerçevede Türkiye’yi önümüzdeki seçimlerde yeni bir cumhurbaşkanı ile tanıştıracağımızdan kuşku duymuyoruz. Halkımızla yerel yönetimlerde büyük bir değişimi gerçekleştireceğimize inanıyoruz.
"EN KUVVETLİSİ DEĞİL"
Önümüzdeki her üç seçimde de başarılı olmak hedefimizdir. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Anadolu’nun yaşadığı en umutsuz dönemde yaptığı “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır” çağrısı, bugün bizler için de yol gösterici niteliğindedir. 2019 seçimlerinde de ülkemizi içinde bulunduğu bu karamsar tablodan kurtaracak olan milletimizin takdiri olacaktır. Bu iktidar, kendi tarihinin en baskıcı döneminde olabilir ama asla en kuvvetli döneminde değildir.
AĞIRDIR SUNUM YAPTI
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır da dün CHP Parti Meclisi (PM), Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) ve milletvekillerine “2019’a Doğru Strateji Değerlendirmeler” başlıklı sunum yaptı. Haritalar eşliğindeki sunumda Ağırdır, “Türkiye toplumu, metropolde yaşayan kentli, laik kesim; dindar-muhafazakâr Orta Anadolu ve ekonomik olarak ülkenin gerisinde kalmış Kürtlerin bulunduğu kesim olarak üç ana bölgeye bölünmüş durumda. Şu anda bütün bu yapı siyaseten kimliklere ve kutuplaş- maya sıkışmış durumda. CHP, genelde ekonomik ve eğitim durumu iyi olan kentli seçmenden oy alıyor” diye konuştu. Hangi şartta olursa olsun partisine oy vereceğini belirtenlerin oranının AK Parti’de yüzde 21, CHP’de yüzde 5.8 olduğuna dikkat çeken Ağırdır, “Türkiye, genelinde yüzde 45.3 oranında bir partinin sempatizanı olmayan seçmen bulunuyor. Bu seçmenlere yönelik çalışmalara ağırlık verilmeli” dedi. Seçmenlerin kararlarının çoğunu duygusal olarak aldığını vurgulayan Ağırdır, “Toplumun yüzde 25’i alışveriş yaparken bile inanç ve değerleri üzerinden tercihini yapıyor. Yüzde 64’ü siyasi anlayışına göre karar veriyor. İnsanlar, kendi gündelik hayatlarında ‘hoşgörülü’ ancak ortak hayatta ‘korkak’ ve ‘tutucu’ olabiliyorlar” saptamasını aktardı.
Yorumlar