Poliamori ya
da çoklu aşk, “sorumlu, açık, dürüst ve uzun vadeli” duygusal birliktelikleri
içerir. Bu tanıma dayanarak çoklu aşkın üç ayırdedici özelliğinden söz etmek
mümkündür. Birincisi, çoklu aşk ilişkiye taraf olan herkesin bilgisi ve onayı
ile yürür. Bu anlamda “radikal dürüstlüğe” dayanır ve “aldatma” pratiklerinden
ayrılır. İkincisi, uzun vadeli duygusal yakınlıkları temel alır, ve bu anlamda
“çapkınlık”, “tek gecelik ilişki”, “poligami” gibi cinsellik üzerinden
tanımlanan ilişki biçimlerinden ayrılır.
Üçüncüsü,
çoklu aşkta temel sorun bağlanma-bağlanmama ya da özgürlük-güvenlik ikilemi
değil, birden fazla sevgi ilişkisinin nasıl sürdürülebileceği sorusudur. Hem
özgürlüğün hem de güvenlik duygusunun insanın temel gereksinimleri olduğu, ve
günümüzde bu gereksinimleri hala “aile” kurumunun karşıladığı kabul edilir. Bu
anlamda, 60’lı yılların aile-karşıtı söyleminden farklı olarak sorun “aile”
kavramının kendisinde değil, içeriğinin doldurulma biçiminde görülür.
Aile kurumu
ile karşılanan insani gereksinimlerin (çocukların bakımından gündelik yaşamın
yeniden üretimine dek), alternatif yaşam tarzlarının inkar etmesi gereken
değil, tam tersine başka biçimlerde karşılaması gereken gereksinimler olduğu
vurgulanır. Bu gereksinimleri karşılamak için de kuralsız bir serbesti yerine,
açıkça tanımlanmış kuralları olan alternatif düzenlemeler yapılması önerilir.
Çoklu aşkın
pek çok değişik biçimi vardır. Aslında her ilişki kendi dinamiklerine özgü bir
biçim yaratır. Yine de birkaç ana eğilimden söz etmek mümkündür. “Açık ilişki”
(open relationship) olarak tanımlanan modelde, bir çift birlikteliklerini
sürdürürken, başka yakın ilişkiler kurarlar. Bu modelin kendine özgü terimleri
de vardır. Aynı evde yaşamayı sürdüren çiftin arasındaki ilişki “birincil”
(primary), sürekli ilişki içinde oldukları sevgiliyle ya da sevgililerle
kurdukları ilişki ise “ikincil” (secondary) olarak adlandırılır.