İstanbul'un tarih öncesini aydınlatmak için on yıl önce Küçükçekmece Gölü kenarında başlayan Bathonea kazıları, 2020 yılına büyük bir keşifle girdi.
2008 ve 2009 yıllarında dünyanın en büyük arkeolojik keşifleri listesine giren Bathonea’da, yaklaşık bin yıl önce Afrika kıtasından geldiği düşünülen bir insana ait iskelet bulundu.
İskeletin kafatası ve beden kemiklerinde yapılan incelemede köle olmadığı ve doğal yollarla öldüğü belirlendi.
Milliyet'ten Gökhan Karakaş'ın haberine göre, 2007 yılında başlayan bilimsel kazılarla dünya tarihini yeniden yazan Bathonea’da üç yıllık aranın ardından kazılar tekrar başladı ve yeni yıla şaşırtarak girdi.
Afrikalı kafatası, diğerlerinin yanında kolayca fark edildi.
"Çok kültürlülüğünün kanıtı"
Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle İstanbul Tarihöncesi Araştırmaları (İTA) kapsamında Kocaeli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Şengül Aydıngün başkanlığında süren kazılar, dünya arkeoloji tarihinde yine çok konuşulacak bir keşfe ev sahipliği yaptı.
Küçükçekmece Gölü’nün Avcılar kıyısında 15 gün süren kazılarda bir iskeletin kafatası bulundu. Kafatası, bulunan 70 kafatasından farklı olarak daha geniş yüz ve alın yapısı, yayvan burnu ve öne çıkık çenesiyle dikkat çekti. Adalet Bakanlığı İstanbul Adli Tıp Kurumu Kemik ve Diş İnceleme Şubesi Müdür Vekili ve Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ömer Turan, kafatasının Afrika kıtasından gelen bir insana ait olduğu düşüncesinde yoğunlaştı.
Diğer kafataslarıyla karşılaştıran uzman bilirkişi Dr. Turan, yaklaşık bin yıl önce Afrika kıtasından İstanbul’a geldiğini düşündüren bireyin doğal yollarla öldüğünü tespit etti. İstanbul’daki kazılarda bulunan ilk Afrikalı kafatası olduğunu söyleyen Dr. Turan, “Afrikalı’nın vücudunda bozulma ya da tahribat olmaması köle, forsa ya da hizmetli olmadığını ve doğal yollarla öldüğünü gösteriyor. Geniş alnı ve çene yapısı Afrika kıtasından geldiğini kanıtlıyor. Diğer kafataslarından farkı ortada. 30-40 yaşlarında erkek olduğunu tahmin ettiğimiz insan, İstanbul’un tarihsel önemini tekrar ortaya koydu. 10 yılda pek çok iskelet bulduk ama Afrikalı olması çok kültürlülüğünün kanıtı” dedi.
“Afrika'dan ticaret malları getirip satan bir tüccar olduğunu düşünüyoruz” diyen kazı başkanı Doç. Dr. Şengül Aydıngün ise, kafatasının Bathonea’daki arkeolojik çalışmaların devam etmesi için önemli mesaj verdiğini ve kazıların ilerlemesiyle kent tarihinin dünyayı daha çok şaşırtacağını belirtti.
Doç. Dr. Aydıngün, “Küçükçekmece Gölü’nün geçmişte Marmara Denizi’nin bir koyu olduğunu jeomorfolojik ve jeolojik incelmelerle anlamıştık. Akdeniz ve Ege’den, Karadeniz’e mal götüren ticari tekneler 5 bin yıl bu limanı kullanmış. Yarımburgaz mağarasında 4 bin yıl önceki Minos uygarlığı teknelerine benzeyen resimleri var. Karaburun’da da antik liman kalıntılarını bulmuştuk.
2019 yılında kısa süren çalışmalarda, 9 ve 10’uncu yüzyıllarda bölgenin ticari hareketlilik yaşadığını kanıtlıyor. Avrupa’nın kuzeyindeki Vikingler’den Afrika kıyılarına uzanan ticaret hareketliliği varmış. Bathonea, uluslararası deniz ticaretinin aktarma noktası gibi görünüyor” dedi.
"Bathonea şaşırtmaya devam edecek"
Dr. Ömer Turan, 45 mezarda 70 iskelet bulduklarını, 28’inin erkek, 25’inin kadın, 17’sinin de 4 yaşına kadar çocuk olduğunu söyledi. Uzman bilirkişi Turan, 4 ile 17 yaş arası çocuk ve gençlerin bulunmamasının ilginç olduğunu ve soru işaretini çözmek için çabaladığını vurgulayarak, “Deniz ve göl kıyısında olmalarına rağmen deniz ürünü yememeleri ilginç. Ama ölümlerinde, işkence ya da cinayet ihtimali az. Toplu ölüm de yaşanmamış. Kemik hastalıkları ve vitamin eksikliği gözlemledik, bu da beslenme zorluğu çektiklerini gösteriyor. Yaş ortalaması 24-25 arasında değişse de 50 yaşına kadar gelenler de olmuş. Bathonea şaşırtmaya devam edecek” dedi.
Bathonea’da, tarım bilgisinin Avrupa’ya İstanbul üzerinden geçtiğini ispatlayacak çakmak taşı aletlere ulaşılmıştı. Avrupa kıtasındaki ilk Hitit izleri, antik tarihçilerin söz ettiği ama maddi kanıtı olmayan Trak/Frig kavimlerinin 3 bin yıl önce İstanbul Boğazı’ndan Anadolu’ya göçü, Roma İmparatoru Büyük Konstantin’in 1600 yıl önce yaptırdığı imparatorluk sarayı, İstanbul’un ilk Hristiyan şehitliği gibi şaşırtan verilere ulaşılmıştı.
Kazı Başkan Yardımcısı Dr. Şeniz Atik, “1500 yıl öncesine tarihlenen 20 bin cam parçası ne denli bir büyük tarihsel zenginlik üzerinde olduğumuzu kanıtlıyor” dedi.
Yorumlar