11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün seçimlerde aday olacağı iddiası gündeme gelmişti. Fehmi Koru ise konu hakkında, “Destek verebileceğim misyona sahip çıkarak adaylığını açıklasa Abdullah Gül, buna elbette sevinirim; herhalde sevinecek tek kişi de ben olmam. İki güçlü adayla gidilecek seçim ülkem için de görüntü olarak muazzam yararlı olur” ifadelerini kullanmıştı.
AK Parti İstanbul Milletvekili ve Star yazarı Mehmet Metiner köşe yazısında Abdullah Gül’ün adaylığı hakkında bir yazıyı kaleme aldı.
Metiner’in yazısı şöyle:
“Merak edilen sorular var.
Gül aday olacak mı?
Gül hangi partiden aday olacak?
Gül CHP-HDP bloğunun adayı olur mu?
Bu soruların henüz bir cevabı yok.
Çünkü Gül sessizliğini koruyor.
Bu soruların hiçbirine henüz verdiği bir cevap yok.
Ama Gül üzerinden herkes meşrebine ve muradına göre cevaplar veriyor.
Gül’e dair senaryoların ardı arkası kesilmiyor.
Gül’e yakınlığıyla maruf bir gazetecinin son günlerde ortaya attığı senaryo, Gül’ün nerde durduğunu veya duracağını daha belirsiz kıldı.
Bence o gazetecinin senaryosu bilinçli.
İlkin, “Gül aday değil” diyor.
Sonra, “ısrar edilirse kabul edebilir” diyor.
Devamında çelişkili başka iddialar öne sürüyor…
Pensilvanya’ya yakınlığıyla bilinen ve herkesin zekasına şapka çıkarttığı o gazetecinin birbiriyle çelişen iddialar ortaya koyması bence bilinçli.
Dikkat edilirse dediği şudur: “Bakmayın siz Gül’ün yakın çevresine aday değilim demesine. Israr edilirse kabul eder.”
O gazetecinin CHP-HDP’nin ana eksenini oluşturacağı eski Türkiye bloğuna verdiği akıl bu işte: “Erdoğan’ın önünü kesmek için Gül’e mecbursunuz. Başka türlüsü size kaybettirir.”
Bunu tabii kurnazlıkla yapıyor.
Çünkü o gazeteci açık seçik bu meyanda mesajlar verecek kadar akılsız değil. Dahası bu tür mesajları kendi başına tedavüle sokarak kendini riske edecek kadar da tecrübesiz değil.
Görülüyor ki eski Türkiye artıklarından oluşan gayrı milli cephenin tek derdi var: Erdoğan’ı devirmek!
Erdoğan’ı devirmek, eski Türkiye’ye geri dönmek anlamına geliyor pek tabii.
Gül, bu projede akla gelen bir isim haline gelmişse kendisi oturup düşünmeli ilkin.
Kendisine en yakın birilerinin ismini bu tür kirli senaryolarda gündeme taşımasından asıl kendisi rahatsızlık duymalı.
Kimlerin kendisini, hangi kirli amaçlar için kullanmayı düşündüğünü görerek tavrını netleştirmeli.
Kendisini “Benim Cumhurbaşkanı adayım Abdullah Gül kardeşimdir!” diyen Erdoğan’ın karşısına dikmeyi planlayan malum güç odaklarının oyunlarını başlarına çalmalı.
Kendi adının bu tür senaryolarda geçmesinin dahi kendisi için bir zül olduğunu haykırmalı.
Kendisinden sadece AK Parti camiasının değil, Erdoğan liderliğine gönül vermiş milletin beklediği net duruş budur.
MHP lideri Bahçeli aylar öncesinde tavrını netlikle ortaya koydu ve “2019’da Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi.
Bugünden safımızı netleştirip oyunları bozmazsak yarın türlü fitnelere kapı aralamış oluruz.
Sahiden ısrar edilirse malum cephenin adayı olmayı kabul edecek bir Gül algısı, en başta Gül’ü rahatsız etmelidir.
O yüzden suskunluğunu bozmalıdır.
Bilinsin isterim ki işbu sözlerim kardeşlik hukukumuz bozulmasın ve davamız zarar görmesin diyedir.
Gayrı muradım yoktur benim.
Herkes bilir ki tavrımız nettir bizim.
Erdoğan’ın karşısına babamızın oğlu dikilse onu kendimizden bilmeyiz.
Çünkü biliriz ki Erdoğan’ın şahsında hedef alınan bizim ideallerimizdir.
Ve yine biliriz ki Erdoğan karşıtı lobi milletimizin derin irfanı ve sağduyusu karşısında kaybetmeye mahkûmdur.
Bu aziz millet, içinde kim yer alırsa alsın her türlü kirli oyunun farkındadır.
Hiç kuşkum yok: 15 Temmuz ruhu, 2019 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın şahsında şaha kalkacaktır.
“BAHÇELİ GİBİ ERDOĞAN’IN ARKASINDA DURDUĞUNU AÇIKLAMALI”
Gül kardeşimiz tıpkı Bahçeli gibi bugünden Erdoğan liderliğinin arkasında durduğunu açıklayarak eski Türkiye artıklarının oyununu bozmalıdır.
Kendi isminin kirli senaryolarda telaffuz edilmesinden duyduğu rahatsızlığı fitnecilerin yüzüne vurmalıdır.
Suskunluk fitneyi çoğaltır, fitnecileri sevindirir, biline…”
Yorumlar