Nereden başlayacağımı bilemediğim bir yazı olacak... Evet, Türkiye'nin görüntüleri düştüğü anda sarsılmasına neden olan bir cinayet...
Kırıkkale'de 10 yaşındaki kızının önünde öldürülen Emine Bulut'tan bahsediyorum. Olayın ne kadar acı olduğunu sizler de görüntüleri izlerken fark ettiniz...
Hatta birçoğunuz o caniye ağzına gelen küfürleri de saymıştır. Böyle bir olayın yaşanması hepimizi derinden etkiledi.. Ülkemizde halihazırda var olan kadına şiddetin bir kez daha ayyuka çıkardı.
Peki kadına şiddetin nedenleri neler? Nasıl bir toplumda yetişiyoruz ki böyle şeyler ortaya çıkıyor
Aile ortamı
İlk nedenlerinden biri aile; iyi bir aile ortamında yetişemeyen birbirlerine saygısı olmayın toplumlarda yetişen insanlar ve özellikle aile ortamında da kavga varsa daha doğrusu babası da annesine şiddet uygulamışsa babasını örnek alacağı için kendisi de evliliğinde şiddete başvuracaktır. Çünkü kendisi örnek aldığı insanlar olan babasından, olaylarının böyle çözüleceğini görmüş için şiddete başvurmuştur.
Tabii bu her zaman olan bir şey değil tam tersi durumda Söz konusu olabiliyor. Şiddet içinde büyüyen kimi çocuklar ailesine daha şefkatli davranabiliyor
Sorunlar şiddetle çözülemez
İkincisi ise sorunların şiddetle çözülebileceğine inanması... Aile içinde meydana gelen tartışmalar şiddete dönüşür. Kadınlar tartışmalarda erkekleri genelde söz ile yenerler. Bu yenilmeyi hazmedemeyen diğer taraf olan erkek tekrar üste çıkmak için şiddete başvurur. Aile içinde nasıl bir tartışma olursa olsun çözümü şiddet değildir.
Toplumsal kavramların değişmesi
Üçüncüsü ise toplumsal kavramların artık değişmesi... Toplumda kadına biçilen bir rol var. Çalışıyorsa eve gelir yemek yapar, çocuklar ilgilenir. Bunlar kadına görevi değil olsa olsa bir lütfudur. Düşünün bizde 'Kadının sırtından sopayı karnından sopayı eksik etmeyeceksin' diye bir söz var. Böyle bir sözün medeni toplumlarda olmaması gerekir
İslamiyet yayılmadan önce cahiliye devrinde kız çocuklarından utanç duyulduğu için canlı canlı gömülürlermiş...
Kadına toplumda olması gereken yere Hz. Muhammed getirdi. Hatta veda hutbesinde 'Kadınlar size Allah'ın emanetidir' diye bir söz de söylemiştir. Lakin o yüce insanın vefatıyla kadına gereken değer tekrar önemini yitirmiştir. Bu değer Atatürk zamanında tekrar yerine gelmişse de zaman yine önemini kaybetmiştir
Erkek egemen toplumda kadın her zaman aşağılanmış, başarılarının önünü kesilmeye çalışılmıştır. Bugün birçok şirkette kadına yönetici yok. Hatta bırakın şirketti Cumhuriyet tarihinde kadın cumhurbaşkanı hiç seçilmedi. Başbakan ise parmakla gösterilecek kadar az.
Eğitimde kadının önemine dair dersler olmalı
Toplumda eğitim olması hatta kadının değerine dair bir eğitim sistemi olmadığı sürece kadına verilen değer konuşmanın ötesine gidemez. Yani daha da açmak gerekirse herkes ilköğretimi okuyor hatta liseyi bitirenlerin sayısı da fazla. Derslerde insanlar saygısını, kadına biçilen değeri, kadının önemini anlatan dersler konulursa belki şiddetin önünde geçmek bir nebze mümkün olur
Eğitimli cezalar verilmeli
Tabii bu işin eğitim ayağı. Bunun bir de güvenlik ayağı var. Bu sistemde ise güvenlik güçleri kendisine gelen ve eşinden şiddet gören bir insanı şikayet ermişse şikayet edilen kişi derhal gözaltına alınmalıdır. Kadından alınacak adli tıp raporu ile mahkeme süreci devam etmeli. Mahkeme burada kanunlara göre ve insanın eğitimine yönelik cezalar vermesi gerekir.
Aksi takdirde normal cezalar da suçlu girip yatmayı kendine bir alternatif olarak görüyor. Eğitim verilmediği sürece bu kişiler aynı şiddeti tekrar gösterecektir. Cezanın içinde eğitime olursa kişinin Düşünün yapısı da değişeceği için bu şiddet eylemi minimuma inecektir.
Kadına şiddetin nedenleri saymakla bitiremeyiz lakin bu şekilde özetleye biliriz.
Yazar: Mehmet Ali Çakır
Yorumlar