CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçim çalışmaları kapsamında İstanbul, Sancadktepe’de iş insanları, STK ve meslek odaları temsilcileriyle bir araya geldi.
Sandıkta ittifak yapmanın zorunda olduklarının belirten Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
“Hayat pahalılığı almış başını gidiyor ve kriz de. Reel sektörü yeni vurmaya başladı kriz, işsizlik daha da artacak göreceksiniz. Ne yapacaksınız patron? Dün bir fabrikaya ziyaret ettim. Bana bir işveren anlatmıştı. Biz işçilerle bir araya geliyoruz, bir anlamda bir aile oluyor. İşçinin çocuğu evleniyor yardım yapıyoruz. Veya askere gittiği zaman askerlik dönüşü tekrar işin hazır vesaire. Bir aile gibiyiz. Dönüp bana şunu söyledi. 'Bir işveren için bir işçinin işine son vermenin ne kadar zor olduğunu siz biliyor musunuz?' Yani olay sadece işçi penceresinden düşünülmesi gereken bir olay değil.
Bıçağın kemiğine dayandığı yerde diyor ki, 'kusura bakma kardeşim 50 işçinin işine son vereceğim, yoksa ben ayakta kalamam' Peki sandığa giderken bunu düşünecek miyiz? Düşüneceğiz. Bize yönelik suçlamalar yapılır. Bunların hiçbir önemi yoktur. İnsan kendisini bilmeli. Biz kendimizi biliyorsak, ne söylerlerse söylesinler. Lüks bir hayatımız yok bizim. Har vurup harman savurmuyoruz. İsraf haramdır diye anlayışımız var. Düşünün Türkiye'de binlerce makam aracı var, bütün Almanya'da 9 bin, bizde 100 bin var. Ne oluyor Allah aşkına? Biz sandıkta ittifak yapmak zorundayız. Demokrasi ittifakını sandıkta yapmak zorundayız.
"Siyaset kavga alanı değil"
Biz bir yola çıktık, çıktığımız yol hak yoludur. Hakkı savunma, adaleti savunma yoludur. Birlikte yaşama yoludur. Hiç kimseyi ötekileştirmeme yoludur. Ekonomik kriz var diyoruz, nasıl çözüleceğini de biliyoruz. Çıkıp şunu diyebilirlerdi,13 madde açıkladın ama üç madde eksik diyebilirlerdi. Şunlar lüzumsuz diyebilirlerdi. Ama biz 13 madde açıkladık, vay sen bunu nasıl açıklarsın? Yahu niye açıklamayayım? Bir sorun varsa çare bulmak hepimizin görevi. Siyasetçinin de görevi.
Ufkun bittiği yerde durağanlık başlar. Hedeflerin bittiği yerde gerileme başlar. Bizim ufkumuz Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği ufuktur, çağdaş uygarlık düzeyine bu ülkeyi taşımaktır. Bizim ülkemiz cennet gibi. Her şeyimiz var ya. Deniz deseniz en güzel deniz, dağlar deseniz en güzel dağlar, yaylalar deseniz en güzel yaylalar. Peki bu cennet gibi ülkeyi niye cehenneme çevirdik? İnsanlar sokakta birbirlerine selam veremez hale geldi.
A partisi B partisi kavga edelim. Ya niye kavga edelim? Hizmet yarışı varsa ben de açıklarım sen de açıklarsın. Siyaset kavga alanı değil ki. Vatandaş neredeyse sokakta, kahvede birbirini boğazlayacak. Bundan da memnuniyet duyuyorlar. Yunus Emre'yi unutmak, Mevlana'yı, Erzurumlu Emrah'ı unutmak mümkün mü? Bize bunları unutturdular. Kavga edeceğiz, niye kavga edelim? Aklımızı kullanarak sandığa gideceğiz, ayın 31'inde yeni bir başlangıcı Türkiye'nin huzuruna getireceğiz. Ben size bunun sözünü veriyorum"
Yorumlar