Yıldırım, "Bir milyon çalışanımızın kadroya geçirilme meselesini hep beraber çözdük. 'Belediyelere kadın eli değmesi için elimden geleni yapacağım' sözü verdim. Bu sözü unutmuş değilim. Verdiğim bu söz, biraz gecikti ama olacak. Bunun için önümüzde 24 gün var. 23 Haziran'dan sonra hem sizlere hem de İstanbullulara verdiğimiz sözleri birer birer yerine getireceğiz. Bu konuda her zaman olduğu gibi desteğinizin bizimle beraber olacağını da yürekten inanıyorum" ifadesini kullandı.
31 Mart seçimlerinde yaşananlara değinen Yıldırım, "İBB Başkanlığı'nı el çabukluğuyla almak isteyenlere bu sefer fırsat vermeyeceğiz. 31 Mart'ta akla, hayale gelmeyen işlerle, hilelerle, yolsuzluklarla karşı karşıya geldik. Yüksek Seçim Kurulu'nun sandık kurullarını kanunun emrettiği şekilde değil, tamamen İlçe Seçim Kurulları'nın keyfi kararlarıyla oluşturulması ve bu görevlilerin yaptığı iş ve işlemler, görev aldıkları sandıklardaki oyları sakat hale getirmiş, seçimin sonucunu etkileyecek bir durum meydana getirmiştir" dedi.
"Biz İstanbulluların hakkının ve milli iradenin teşekkül etmesinin peşindeyiz"
"Ortada bir mağduriyet şarkısıdır dolanıyor" diyen Yıldırım, bu konuda bir kaç şey söylemek istediğini belirterek şunları söyledi:
Biz bu seçimlerin tekrarlanmasını asla istemedik. Bunu bütün milletimizin ve İstanbulluların bilmesini istiyorum. Biz, öncelikle oy kaydırmalarının, oy hırsızlığının ve türlü türlü olumsuzluklar ve organize kötülükleri görünce 'Gelin bu oyları yeniden sayalım. Kimsenin aklında bir şüphe kalmasın. Seçimler hakkında da şaibeler ortadan kalksın.' dedik. Öyle ya oy veren 8,5 milyon İstanbullu şundan emin olmak istiyor. Ben oy verdim. Acaba benim oyum yerini buldu mu?' Biz bu sorunun cevabının peşinde olduk. Mücadele ettik. Ancak oyların yüzde 10'ununu saydırabildik. Yani 850 bin oy saydırabildik. Aradaki fark 29 binden 13 bine düştü. Yüzde 15'ini saysak fark kapanacak. Yüzde 90'ınını saysak, açık ara önde seçimin sonucu değişecek. Olay bu. CHP bunu gördüğü için oyların yeniden sayılmasına şiddetle karşı çıktı. Biz müracaat ettik, hemen arkasında başvuruda bulunarak reddettiler. Bu işte bir sakatlık olduğunu gördüler. Seçimin sonucu değişeceğini gördükleri için bunun olmasına müsaade etmediler. Böylece oy veren 8.5 milyon İstanbullunun hakkını yediler. Gerçek mağdur varsa, o gün sandık başına gidip oy veren insanlardır. Biz İstanbulluların hakkının ve milli iradenin teşekkül etmesinin peşindeyiz.
"Hayatım boyunca makamları insana hizmet etmek için tercih ettim"
"Derdim makam ve mevki değil" diyen Yıldırım, "Hayatım boyunca makamları insana hizmet etmek için tercih ettim. Benim için en büyük makam, insanların gönlünden oluşan makamdır. Seçimler oldu, bitti ama kavgası, tartışması bitmedi. O halde ne yapacağız? Bu tartışmayı bitireceğiz. Öyle bir bitireceğiz ki, kimsenin sesi soluğu çıkmayacak. Anlamlı bir farkla 23 Haziran'da bu işi bitirmeye var mısınız? Şu CHP'li belediyelere bakın. İki günde yaptıklarını gördünüz. Hemen HAK-İŞ'lileri zorla istifa ettirmeye ve işte attırmaya başladılar. Bunların sicili bozuk. Gerçek niyetleri fırsat ellerine geçince çok daha iyi anlaşılıyor. Hani nerede sendikal özgürlük? Hani nerede çalışanın hakkına, hukukuna saygı? İsteyen, istediği sendikaya üye olacaktı. Laflar güzel! İşe gelince çalışma barışını, iş güvencesini ortadan kaldırmaktan işlerine geldiği zaman hiç tereddüt etmiyorlar. Bu sebeple hakkınızı, hukukunuzu korumak için aslanlar gibi mücadele edeceksiniz. Her zaman mücadelenizin yanında bu kardeşiniz olacak" değerlendirmesinde bulundu.
Yorumlar