Cumhurbaşkanı Erdoğan, Niğde mitinginde Kandil operasyonunun başladığını duyurmuştu. Erdoğan, "Bataklığın büyüğünü temizleyeceğiz" ifadelerini kullanmıştı.
Yazar Abdulkadir Selvi, Kandil’e yapılan operasyonu köşesine taşıdı.
Selvi’nin yazısı şöyle:
“Kandil’e Türk bayrağını dikmek, 40 yıllık PKK ile mücadelemizin neredeyse, ”Kızılelma”sıydı.
Çünkü Kandil, PKK’nın beyni demekti. Kandil’in susturulması demek, PKK’nın belinin kırılması demekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kandil operasyonunun başladığını açıkladı. Nedendir bilinmez ama Kandil operasyonu henüz beklenen heyecanı oluşturmadı. Afrin harekâtında Mehmetçik’e çay yapan sakallı amcaları, börek açan teyzeleri, dolma saran anneleri, askerlik şubesine müracaat eden gençlerin oluşturduğu kuyrukları görüyorduk. Afrin’de bir milli şuur oluşmuştu. Seçim iklimi nedeniyle mi, yoksa iktidarın bunu seçimlerde kullanacağı propagandası mı etkili oldu tam bilemedim ama aynı heyecan dalgası yok.
Bu gözlemi bir kenara not edip, Kandil operasyonunun kodlarını paylaşmak istiyorum. Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, “Terörü ortadan kaldırana kadar, Kuzey Irak’ta kalacağız” dedi.
YENİ KONSEPT
Bakan Canikli’nin de ifade ettiği gibi Kandil operasyonu iki ayaktan oluşuyor. 10 Mart’ta başlayan operasyonun şimdilik birinci aşamasındayız. Buna göre Türkiye-
Irak sınırının dağlık bölgesini aşıp, nispeten daha düz olan arazide Türkiye’ye yönelik sızmaları önlemek için bir güvenlik kuşağı oluşturuluyor. Bir tugayla yürütülen operasyon, zamanla tümene çıkarılacak. PKK’nın Türkiye’ye sızdığı geçiş güzergâhında geçici 11 üs kurularak güvenli hat oluşturuldu. Geçici üs tanımı sizi şaşırtmasın. Bunlar İdlib’de kurulan 12 üs bölgesi gibi haberleşme, lojistik ve askeri güvenlik ayakları üstüne oturan donanımlı üsler. PKK üslerini terk edip, kamplara çekiliyor. O nedenle sadece üsleri yok etmek yetmez. PKK kamplarının da ortadan kaldırılması gerekiyor. 90’lı yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından o kamplar vuruldu, gazeteciler olarak biz o kamplara gittik ama Türkiye oralarda kalıcı olmadı. TSK çekildi, PKK yeniden yerleşti.
Bu kez PKK’ya yönelik, “en kapsamlı, en geniş, en güçlü” operasyon yapılıyor. Türkiye artık vurup geri çekilmeyecek. “Vur-çekil” değil, “vur-kal” stratejisiyle hareket ediliyor. PKK’nın tekrar o üslere ve kamplara geri dönmemesi için Mehmetçik kalıcı olacak. Türkiye, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, terörle mücadelede paradigma değişikliğine gitti. “Terörü kaynağında yok etme” konsepti kapsamında Fırat Kalkanı ile DEAŞ, Cerablus ve El Bab’dan söküp atıldı. Zeytin Dalı ile Afrin, PKK-YPG’den alındı. Bu konseptin üçüncü ayağında PKK’nın beyni olan Kandil’e giriliyor. Kandil’e sembolik olarak Türk bayrağı dikilmeyecek, üs bölgeleri kurulacak.
ÜÇLÜ SACAYAĞI
Irak, ABD ve Erbil yönetimiyle arka kapı diplomasisi faaliyetiyle bir uzlaşma sağlandı. İran’la müzakerelerin ise sürdüğü söyleniyor. İran’dan destek sözü alınmış durumda. Ama bunun yansıması sahada görülecek. Oranın adı İran; ne yapacağı belli olmaz. Operasyon için süre verilmiyor, “Gerektiği kadar sürecek” deniliyor. Edindiğim izlenim bu yazın sıcak geçeceği yönünde.
Operasyonda yüzde 80-90 oranında yerli mühimmat ve akıllı bombalar kullanılıyor. Aşağıdan yukarıya bir harekât olacağı için öncelikle Kandil’in etkin hava operasyonlarıyla yumuşatılması, PKK’nın savunma noktaları, mühimmat depoları, eğitim ve barınma alanlarının ortadan kaldırılması gerekiyor. Kara operasyonu ve uçar birlik harekâtının ondan sonra ve eşzamanlı olarak başlaması planlanıyor.
Kandil operasyonuna MİT hem arka kapı diplomasisi, hem örgüt içi ve sahadan sağladığı istihbaratla destek veriyor. Operasyon sırasında anlık istihbarat sağlıyor. Bu operasyonun eskisine göre farkı, ”üç var” olarak özetleniyor.
1- Kandil’e giden yolları kontrol altına almak var.
2- Kandil’e gitmek var.
3- Kandil’de kalmak var.”
Yorumlar