Benjamin, Martin ve Elizabeth'in beşinci kuşaktan torunlarıydı ve tıpkı Martin gibi mavi ten rengiyle doğmuştu. Bebeği gören doktor ve hemşireler, bu sıra dışı durumu nasıl açıklayacaklarını bilemedikleri için bebeği kasabanın dışında, şehir merkezinde bulunan bir hastaneye sevk ettiler. Benjamin'in büyük annesi durumdan haberdar olunca, doktorları ailenin genetik rahatsızlığı ile ilgili bilgilendirdi. Benjamin, mavi tenli ailenin genetik mirasını damarlarında taşıyordu.
Mavi tenli insanların hikayesi, Madison Cawein adlı bir doktorun oldukça ilgisini çekti. Kentucky'de yaşadığı söylenen aileyle ilgili araştırma yapmaya karar veren doktor, Ruth Pendergrass adlı bir hemşireyle birlikte yola koyuldu.
Fugate ailesinin üyelerini bulan doktor, ailenin üyelerinden Patrick ve Rachel çiftine ulaşmayı başardılar. Çift, ten renklerinden dolayı utanç içindeydi ve diğer insanlarla yüz yüze gelmekte bile çekiniyorlardı. Doktor, Patrick ve Rachel'da methemoglobinemi olmasından şüpheleniyordu. Bu hastalık, cildi maviye, dudakları mora, kanı ise çikolata kahvesine çeviren bir hastalıktı.
Genellikle dışarıdan maruz kalınan kimyasallar hastalığı tetiklese de Fugatelerin durumunda hastalık kalıtsaldı. Yapılan kan testleri sonucu Fugate ailesinde diaforaz enzimi olmadığı ortaya çıktı.