Soner Yalçın Sözcü gazetesinde kaleme aldığı “İngiliz Parmağı” başlıklı yazısında Kadir Mısırlıoğlu hakkında bir yazı yayımladı.
Yalçın’ın yazısı şöyle:
“Önce Erdoğan…
Sonra İsmail Kahraman…
İstanbul/ Ataşehir'de bir hastanede tedavi gören Kadir Mısıroğlu'nu ziyaret etti.
AKP, Saadet Partisi ile ittifak yapmak için elinden geleni yaptı. SP lideri Temel Karamollaoğlu Külliye'ye davet edildi. Ardından… İttifakın diğer ayağı BBP Genel Başkanı Mustafa Destici SP Merkezi'ne ziyarette bulundu.
Sonuç:
Politikayı salt “siyasi mühendislik” sananlar, SP'nin ittifaka neden soğuk baktığını anlamakta zorlanıyor.
Nedenini bir isim üzerinden anlatayım:
Erdoğan, Mısıroğlu'na neden büyük saygı duyuyor?
Soruyla yanıtlayayım:
Rahmetli Erbakan, Mısıroğlu'nu neden hiç sevmezdi?
Sadece bu kadar değil:
– Yıl 1972. Mısıroğlu Sebil dergisinde “MSP, AP'nin önünü kesmek için kurduruldu” diye yazdı.
– Yine de… Erbakan, hakkında davalar açılan Mısıroğlu'nu milletvekili yaparak “dokunulmaz” yapmak istedi. 1977 genel seçimlerinde Trabzon ikinci sıradan aday gösterdi. Seçilemedi. Senato seçiminde İstanbul ikinci sıraya koydu. Kazanamadı.
– Buna rağmen… MSP'nin 1978'deki kongresinde Erbakan'a karşı Korkut Özal hazırladığı alternatif listede Kadir Mısıroğlu (ve İsmail Kahraman ) yer aldı! Özal ve Mısıroğlu, Erbakan'ın listesini deldi.
Erbakan karşıtı alternatif listeden kazanması için çalışan gençlerden biri de Erdoğan idi! (Serkan Yorgancılar “İslamcı Gençliğin Yazılmamış Öyküsü: Akıncılar” adlı kitabında, 1976'daki MSP İstanbul İl Gençlik Kolları Kongresi'nde Erdoğan, Divan Başkanı Kadir Mısıroğlu kurnazlığıyla başkan seçilmiş; Sebil dergisine kapak olmuştu!)
Asıl mesele bunlar değil…
YURTDIŞINA KAÇTI
Fetullah Gülen'i “vermiyor” diye ABD'ye kızıyorlar.
FETÖ elemanlarını “koruyor” diye Almanya ve İngiltere'ye kızıyorlar.
Peki…
Emperyalizmin, gölgesi altındaki İslamcıları “kollaması” yeni mi?
– 200 yıl öncesine gidelim mi?
– II. Dünya Savaşı günlerine gidelim mi?
– Soğuk Savaş dönemine gidelim mi?
Kadir Mısıroğlu'ndan örnek vereyim:
12 Eylül 1980 darbesi MSP'yi kapattı ve başta Erbakan olmak üzere parti yöneticilerini tutukladı.
Bugün SP başında bulunan Temel Karamollaoğlu gibi parti yöneticileri hapse girerken bir kişi yurtdışına kaçtı: Kadir Mısıroğlu!
CIA, savaştan sonra Naziler'den İslamcı kadroları devraldığı sır değil. İki üsleri vardı; Berlin ve Frankfurt.
Kadir Mısıroğlu kısa zaman sonra ailesini de Frankfurt'a getirdi.
1983'te hakkında “yurda dön” çağrısı çıkarıldı. Dönmedi. İngiltere'ye iltica etti.
İngiltere'de “koruyucusu” vardı:
Şeyh Nazım Kıbrısi!
Hatırlayınız:
– “Prens Charles'ı Müslüman yaptım”; “Kraliyet ailesi Hz. Muhammet'in soyundan geliyor” demişti.
– “TC öldü” demişti: “700 sene Osmanlı dayandı bunlar 70 senede bitti. Ektiğiniz ekin mevsimlikti.”
Diyebilirsiniz ki: Kadir Mısıroğlu Bakırköy Akıl Hastanesi'nde yattı; Cerrahpaşa Hastanesi Psikiyatri Kliniği'nden rapor aldı. Delidir ne dese yeridir.
Ancak…
Gel de bunu Milli Görüş kadrolarına anlat!
Yerli… Milli… Yurtsever…
Hiç mi inanç lideri kalmadı? Diyorlar.
Değerli Nasuhi Mehmet Türbesi'nin Kadir Mısıroğlu'nun sahibi olduğu Sebil Yayınevi'ne ve vakfına verilmesini kim kabul edebilir?
Sahi…
Mısıroğlu'nun Kuleli Askeri Lisesi yanındaki -ruhsatını AKP'nin verdiği- Kuleli Yakamoz Restaurant, 15 Temmuz FETÖ darbesi gecesi ne yaptı? Kadir Mısıroğlu'nun adı bir yerde geçecek de, o iş karışık olmayacak! Neyse.
Birileri kandırılmaya doyamıyor.
İngiliz atasözüdür:
Herkes kendi geleceğinin mimarıdır.”
Yorumlar