İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanımızın ve yakınlarının Man Adası’nda veya herhangi bir adada parasının olduğunu ispat etmezse şerefsizdir ve alçaktır" ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir televizyon kanalını hedef alan konuşmaları üzerine bağlandığı bir televizyon kanalında bir sistematik kurgunun içerisinde olunduğuna dikkat çekerek, “Ve üzülerek hep beraber bütün millet olarak da takip ediyoruz ki Türkiye’de geçmiş dönemlerde yaşananlar, soğuk savaş dönemlerinde yaşananlar, vesayet dönemlerinde yaşananları yine özleyen, bu tabloları Türkiye’nin tekrar önüne getirmek isteyen ve millete de bu maliyeti yüklemek isteyen bir aklın çok ufak bir parçasıdır Kılıçdaroğlu. Ne yapabilirim diye düşünüyor. Yaptığı çok net. Bir; Türkiye’de 15 yıldır bu ülkeyi önemli bir sıçratmayla karşı karşıya bırakmış ve büyük adımların atılmasına sebebiyet teşkil etmiş Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Cumhurbaşkanı’na, yapıyor. Ve özellikle bugün söylediği ağır bir cümle var, yani işgalci olarak nitelendirdi Sayın Cumhurbaşkanımızı bulunduğu noktada. Bu demokrasiye de hakarettir, millete de hakarettir. Cumhurbaşkanımıza o seçimde oy veren veya vermeyene de hakarettir. Ve demokrasiye karşı ciddi bi yaralama ve demokrasiye inanmama sözlerinin başlangıcıdır” dedi.
Demokraside en kötü hadiselerden bir tanesi ve siyasi hayattaki en kötü hadiselerden bir tanesinin tehdit olduğunu belirten Bakan Soylu, “Şunu çok net söylemek istiyorum. Bir taraftan yürütmeyi felç etmeye çalışacak güya kendi aklıyla, bir taraftan Türkiye’de doğru haberleri iletmeye çalışan haber kanallarını engellemeye çalışacak ve onları tehdit edecek. Elinde siyasi erk olanlar, siyasi güç olanlar tehdit etmemelidirler” diye konuştu.
"İSPAT ETMEZSE BİZ ONUN BOYNUNA NE TAKACAĞIZ O GÖRECEK"
Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakınlarının veya kendisinin bir adaya para naklettiği veya o adada veya başka yerde, dünyanın başka noktasında hesaplarda parasının olduğunu iddialarıyla yaklaşık 1 haftadır Türkiye’nin önünde durduğunu hatırlatan Soylu, şunları söyledi: “Şimdi bir haftadır sürekli olarak bunu farklılaştıran, bu lafın odağından ayıran ve meseleyi başka bir noktaya taşımak isteyen, kah A Haber’e saldıran, kah Sarraf dosyası üzerinden Türkiye’yi yargılamaya çalışan, sonra da güya vicdanı varmış gibi de bir tablo ortaya koymaya çalışan bir çirkefle karşı karşıyayız; çok net söylüyoruz. Biz 15 Temmuz’u yaşadık, 17-25 Aralık darbesini yaşadık, Gezi olaylarını yaşadık ve 48-49 yaşında bir adamım, 28 Şubat’ı yaşadık, hiçbirisinden de korkmadık ve ürkmedik. Ve şunu çok net bir şekilde, 28 Şubat’ta da ben siyaset yapıyor idim, İstanbul’da ilçe başkanıydım, daha sonra da il başkanıydım. Ben hayatımda böyle bir rezillik ve hayatımda böyle bir tehditkar üslup görmedim. Şimdi buradan Kılıçdaroğlu hiçbir yere kaçamaz, çok açık şekilde altını çizerek söylüyorum; o Man Adası’nda veya herhangi bir adada veya herhangi bir yurt dışında Cumhurbaşkanının veya yakınlarının paralarının olduğunu ispat etmezse biz onun boğazına ne takacağız o görecek, hangi çıngırakları takacağız, öyle yok. Hem iftira edeceksiniz, hem ondan sonra da birtakım hakaretlerde bulunacaksınız, ondan sonra da kenara çekileceksiniz. Bunu yapabilmek mümkün değildir, bunu çok net söylüyorum. Görecekler, siyasetin nasıl yapıldığını. Demokrasiyle, hukukun üstünlüğüne hakaret edeceksiniz, Türkiye’de milletin reyine ve oyuna hakaret edeceksiniz, sandığa hakaret edeceksiniz, ondan sonra da adam gibi dolaşacaksınız. "
"ISPAT ETMEZSE SEREFSİZDİR ALÇAKTIR"
Türkiye’nin başını herkesle beraber belaya sokacak biri söz konusu olduğunu ifade eden Soylu, “Bunu ispat edecek, bunu ispat etmezse şerefsizdir, alçaktır; bunu çok net söylüyorum. Man Adası’nda veya herhangi bir adada parasının olduğunu Cumhurbaşkanımızın ve yakınlarının olduğunu ispat etmezse şerefsizdir ve alçaktır. Zannediyor ki bunu söylerim, burada kalır. Bunu net söylüyorum, hayatımızın sonuna kadar bunun takipçisi olacağız, öyle 3 köfte 25’e yok. Sözü söyleyeceksen adam olan sözünün takipçisi olur, o dekontların takipçisi olur, o söylediği sözlerin takipçisi olur” değerlendirmesini yaptı.
Siyasetin ne zaman edepli yapılması lazım geldiğini, ne zaman da edepsiz yapılması gerektiğini bilenlerden biri olduğunu ifade eden Bakan Soylu, şöyle konuştu: “Bu adam edepsiz siyaset yapıyor ve bu edepsiz siyaset 1960 darbesinde yapıldı. 1960 darbesinde yapıldığı andan itibaren bu ülkede bir Başbakan asıldı, bir Dışişleri Bakanı asıldı, bir Maliye Bakanı asıldı, bir Cumhurbaşkanı hapse gönderildi. Sonra da yalandan Adnan Menderes’in mezarına gidiyor. Türkiye böyle bir siyasi sahtekar görmemiştir. Çok net ve açık söylüyorum, bu adam bir siyasi sahtekardır. A Haber’i korkutacaksın, milleti korkutacaksın öbür taraftan devam ederken Türkiye’de onun üzerinden Türkiye’ye korku salmaya çalışacaksın ve bunların hepsi, çok net söylüyorum, daha önceki darbe dönemlerinde denenmiş ve Türkiye bunun acısını yaşamıştır. “
Bakan Soylu, Türkiye’de hükümet sistemleri üzerinden siyasetin zayıflamasını gerektiren vesayetler kalktığını ifade ederek, bütün bunlar kalktıktan sonra Türkiye’ye yepyeni bir vesayet getirmeye çalışıldığını belirtti.
Soylu, “Onun kurduğu tezgahın, ona söylenenlerin, onun kulaklarına neler üflendiğinin biz bilinci içerisindeyiz, her şeyi takip ediyoruz, bilmesini isteriz. Türkiye’yi yanlış bir yola sevk ediyorlar. Cumhuriyet Halk Partililere burada bir çağırım var, çağrım şudur: Başınızda tamamen bir düzenbaz var, başınızda tamamen bir sahtekar var. Ve bu adam Türkiye’de 15 yıldır Türkiye’nin büyümesi, kalkınması, özgürleşmesi, demokratikleşmesi ve Türkiye’nin hasta adam yatağından kalkıp da bütün dünyaya nasıl bir ülke olduğunu gösterebilecek bir insana karşı ağza alınmayacak sözlerin söylenmesi bizim açımızdan kabul edilemezdir. Bunun hesabını sorarız, siyasi mahfilde sorarız çok net, öyle bedava bu işlerde olmak yok. Siyasi mahfilde bu işi, eğer sormazsak bunun hesabını bize adam demesinler, bu çok net ve açıktır. Öyle çıkacaksınız bir yalan söyleyeceksiniz, sonra kıvırtıp üstüne yatacaksınız; öyle üstüne yatmak da yok, yatılmayacağını çok net bir şekilde, buna açık bir şekilde göstereceğiz. İlk önce kendi arkasına bakacak, yaptığı pisliklere bakacak, hangi pisliklerin üzerinde oturduğuna bakacak, kiminle iş tuttuğuna bakacak ve kimin nasıl ve ne şekilde bunu dönemler boyunca kullandığına bakacak, öyle yok" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE SİYASİ, EKONOMİK VE MEDYA VESAYETİ BİTTİ"
Bakan Soylu sözlerine şu şekilde devam etti: "Bir kere seçim kazanmamış bir adam sadece kongrelerde yapmış olduğu Ali Cengiz oyunlarıyla beraber Genel Başkanlığını sürdürüp kongre zamanları geldiği zaman, böyle kayıkçı kavgalarıyla, kongrenin gündemini değiştirebilmek için bir çaba sarf ediyormuş Türkiye’nin gündemini ve Türkiye’nin hedeflerini kimseye ama kimseye gerileştirebilecek bir alan ve imkan tanımayız. Başlattıkları mücadele ve başlattıkları hadisenin ne olduğunu anlayacak, bu ülkenin Cumhurbaşkanına, bu ülkenin Genel Başkanına, bir siyasi partinin Genel Bakanına, bir haber kanalına bir televizyona; bunlar 60 darbesi öncesi senaryolardır, 80 darbesi öncesi senaryolardır. Siyaseti itibarsızlaştırmak, doğru kanalları itibarsızlaştırmak ve Türkiye’nin istikrarını zedeleyip millet acaba ne oluyor endişesine sevk etmeye yönelik bir anlayışın ta kendisidir. Bu adamdan bu hesap sorulacaktır, bunu ilk önce Cumhuriyet Halk Partililerin sorması esastır. Biz üzerimize düşeni yapacağız hiç merak etmesinler. 15 Temmuz akşamı nereye kaçacağını bir şekilde hesap edememiş, bir taraflara kaçmak için fırsat kollayan, sığıntı olan bir adamla biz Türkiye Cumhuriyeti Liderini tartışacağız, öyle mi? Bunu çok net söylüyorum; ne pahasına olursa olsun bizim boynumuzun borcudur, bu adamın bütün ipliğini pazara çıkarabilmek, bu kadar net ve açıktır. Hiç endişe etmeyin, A Haber de adam gibi yayın yapıyor, doğru yayın yapıyor, güzel yayın yapıyor. Doğru yayın yapmaya ve güzel yayın yapmaya devam edecek. Çünkü bir vesayet ve medya üzerindeki vesayeti, A Haber bu medya üzerindeki vesayeti bitirdiği için. IMF’cilerin de vesayetini bitirdi, medya vesayeti bitti, yargı vesayeti bitti, Türkiye’deki ekonomik vesayet bitti, Türkiye’de koalisyonlar ve hükümet sistemleri üzerine kurdukları vesayetler sona erdi, şimdi karın ağrıları başladı. 17-25’te şöyle oldu, 17-25’te böyle oldu. FETÖ’cülerle beraber işbirliğinin bedelini Kemal Kılıçdaroğlu ödeyecektir, bu kadar açık ve nettir."
Yorumlar