Taşerondan kadroya geçenler için yeni dönem

Taşeron kadroya geçen 1 milyona yakın çalışan için yeni dönem sessiz sedasız başladı. Temmuz ayıyla beraber başlayan dönemde taşeron çalışanların sendikaları değişecek ve ücret artışlarını belirleyen toplu sözleşme süreçlerine dahil olma hakkı olacak. Bu da 1 milyona yakın çalışanın ücretlerinde değişiklik olması anlamına geliyor.

Taşerondan kadroya geçen çalışanlarla ilgili süreç, 2017 yılı sonunda çıkarılan kanun hükmünde kararnameyle başladı. Bu kararnameyle, kamu idarelerinin yanı sıra, belediyeler ve bağlı kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalışanlar kadroya alındı. Ancak işçilerin toplu sözleşme ve sendika süreçlerinde kademeli bir geçiş olması öngörüldü. Buna göre, merkezi idarelerde kamuya geçirilen işçilere, kendi iş yerlerinde geçerli olan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin 31 Ekim 2020’den sonra uygulanması kararı alındı. Yerel idarelerde ise bu tarih 30 Haziran 2020 olarak belirlendi. Geçiş döneminde taşerondan kadroya geçen çalışanların ücretlerinde yıllık bazda yüzde 4 artı 4 artış sağlayan ayrı bir toplu sözleşme uygulandı.

30 Haziran itibarıyla belediyelerde yaklaşık 450 bin işçi için ara dönem tamamlandı. Artık bu işçilerin şimdiye kadar üye oldukları sendikalardan ayrılarak, belediyelerde ve il özel idarelerinde toplu sözleşme yapma hakkı bulunan sendikalara geçmesi gerekiyor. Çalışanların bu sendikaların yaptığı toplu sözleşmelerden yararlanma süreci de başlıyor. Buna bağlı olarak bu çalışanların ücretlerinin, geçerli toplu sözleşmelere göre düzenlenmesi gerekiyor. Kasım ayında ise, kamu kurum ve kuruluşlarında benzer süreç başlayacak. Buralarda kadroya geçmiş çalışanların da o iş yerlerinde örgütlü olan sendikalara geçmesi ve buna göre mali ve sosyal haklarının revize edilmesi gerekecek. 2021 yılına girildiğinde ise, tüm taşeron çalışanlarının kendi kurumlarında çalışanlarla aynı ücret artışı ve sosyal hak düzenine sahip olması bekleniyor.

Taşeron işçilerin sendikalarının değişmesi, işçi sendikalarının üye sayılarını da değiştirecek. Taşeron işçiler “genel hizmet” sektöründe örgütlenmiş bulunuyorlar. Ancak artık istihdam edildikleri işyerleri hangi faaliyet alanındaysa ve orada hangi sendika örgütlüyse o sendikaya üye yazılacaklar. Bu da sendikaların üye sayılarında değişikliğe yol açacak. Herhangi bir sendikanın yetkisinin olmadığı iş yerlerinde ise sendikalar arasında üye rekabeti olması bekleniyor.