Terör örgütü PKK’ya ait olduğu belirtilen patlayıcı yüklü İHA’lar Şırnak’ta etkisiz hale getirilmişti.
Terör ve güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, PKK’nın İHA’larla yaptığı saldırıları analiz etti.
Ağar’ın analizi şöyle:
“Geçen ay içinde Mardin, Gaziantep ve Şanlıurfa’da ele geçirilen ve en az 30 farklı alanda büyük yıkım üretebileceği görülen “Profesyonel PETN ve C4 patlayıcılarla oluşturulmuş” bomba düzeneklerinin, canlı bombaların ve bombalı araçların yakalanmasıyla, PKK’nın “patlayıcılar üzerinden” yeni bir terör stratejisi geliştirmeye çalıştığı anlaşılmıştı.
- Kasım’da yani bundan bir hafta önce, terörist başı Murat Karayılan bir röportaj verdi:
Bu röportajda, Türkiye’yi kast ederek; “Düşmanın hava savunma sistemini ve hava istihbaratını çökerteceklerini…” iddia etti.
Bu cümleye bakarak, başta 10 Kasım günü Şırnak’ta yaşanan model uçaklı terör saldırılarının altında, doğrudan PKK’nın en üst düzeyinin parmağı olduğunu öngörebiliriz.
Bununla birlikte röportajının son demlerinde terörün bu elebaşısı; “PKK’nın drone ve füzeleri kullanacak gençlere ihtiyacı olduğunu” vurgulamak ihtiyacı da hissetti.
Özeti, risksiz, garanti eylem peşinde. Elindeki imkanlara göre çağın vasıtalarına ulaşmaya, aynı zamanda eleman toplamaya çalışıyor. Sizi çatıştırmayacağım, bunları kullanacaksınız demeye getiriyor. Son cümleleri kararsız kitle üzerinde bir çeşit etki yaratma çabası olarak yorumlamak mümkün.
Başyılan’ın iddia ettiği gibi hava savunma, keşif-gözetleme ağ ve sistemimizi bırakın çökertmeyi, baskılamaları bile mümkün değil. Örnek; son 3 gün hava açıktı. Bu 3 günde Irak’ın dağlık kuzeyine yapılan hava akınlarında 38 terörist imha edildi. Yani Karayılan iddiası ters tepti, inlerindeki bazı gruplar hareketlendikleri an tespit ve imha edildi.
Teröristler havadan İHA-İKU desteği üzerinden SİHA ve uçaklarla etkisiz hale getiriliyor. İntikal, keşif ve eylem yapmakta çok zorlanıyor. Öyle ya da böyle kafasına bombayı yiyor.
Hal böyle olunca dikey boyutta bir güç geliştirme ihtiyacı duymakta. Bu boyutta terörü teknolojik açıdan destek almayı gerektirdiği gibi hava trafiğinde takip edilebilirliği de söz konusu olabilecektir. Bu nedenle örgüt dikey boyutta güç için vekilliğini yaptığı asillerin kanatları altına girme derdinde. Bakalım başlarının kanatlarıyla uçmayı başarabilecek mi?
Belli ki PKK pek çok ve farklı gerekçeyle denemeye devam edecek.
Bu nedenle ‘sözde’ yeni dönem stratejisinde;
1- Patlayıcı yüklenmiş İ-İHA’lar (İnsansız İntihar Hava Araçları), yani kamikaze dronelar, model uçaklar ve suikast amaçlı-silahlı diğer insansız hava araçlarını,
2- Canlı Bombaları,
3- Bombalı Araçları,
4- Gömülmüş, döşenmiş, gizlenmiş, gönderilmiş PATLAYICILARI,
5- Hava ve zırhlı araçlara karşı güdümlü/güdümsüz FÜZELERİ…
kullanmak isteyecek.
Ayrıca bu stratejinin bazı asimetrik hedeflere hizmet etmesi de söz konusu: Patlayıcı yüklü drone ve model uçaklar üzerinden endişe, tedirginlik, baskı, konsantrasyon bozma, konsantrasyonu başka alanlara yöneltme ve yönlendirme söz konusu olabileceği gibi, Suriye, Irak ve İran denklemleri başta aldatmayı, şaşırtmayı, yanıltmayı, oyalamayı, durdurmayı, PKK üzerindeki etkiyi ve baskıyı azaltmayı amaçlamış olabileceklerini de öngörmek gerekiyor.
Konuyu çok dağıtmadan drone ve model uçaklarla ilgili öncelikle şunu ifade etmek gerekiyor: 10 Kasım’da PKK’nın kullandığı çok alanlı ve çok araçlı bu terör metodu, aslında yeni değil. Terörün bu taktiğini ve araçlarını ilk kullanan DEAŞ’tı.
DEAŞ, Irak ve Suriye’deki çatışma alanlarında, dronelar ve model uçaklar üzerinden bir terör stratejisi üretti, bunu uygulamaya ve geliştirmeye çalıştı. Bir ölçüde de başarılı oldu. Muhataplarına kimi yerlerde ciddi zayiatlar verdirdi. Aynı zamanda bu etkisini psikolojik baskı ve propaganda unsuru olarak kullandı, korku, endişe, belirsizlik ve güvensizlik yarattı.
DEAŞ’tan rol ve taktik kapan, değişik mahfillerden teknik-lojistik ve eğitim desteği alan PKK da, zamanla bunu güvenlik güçlerimize karşı uygulamaya çalıştı. Başta sınır hattı ve sınıra yakın dağlık alanlar olmak üzere, Irak’ın kuzeyinde, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtında Mehmetçik bu tehditle karşılaştı. Hatta sadece ABD Özel Kuvvetlerinin kullandığına benzer (!) çoklu drone taktik sistemi bile sınır hattında PKK’da tespit edildi.
Alınan tedbirler ve verilen gerçek zamanlı mücadele şu zamana kadar etkili oldu. Herhangi bir zayiat verilmediği için konu gündeme çok gelmedi. Ancak son güncede hem Şırnak hem de Hakkâri-Yüksekova gibi meskûn mahal, kışla, karargah, kamu binası, üs bölgesi ve sivil yerleşim yerlerinden konuyla ilgili saldırı haberlerin peşi sıra gelmesi ve taşıdığı potansiyel risk nedeniyle, hassas bir gündeme dönüştü.
Son saldırıda kullanılan model uçaklar internetteki satış sitelerinde 99 dolardan, ilave yetenek kazandıran ekipmanlara göre 300-500 dolar daha harcanarak elde edinilebilecek şeyler. Açıkçası drone/İHA/model uçak kullanımı PKK’nın hep gündemindeydi, artık bu noktaya geldikleri görülüyor.
PKK’nın Yeni Terör Stratejisi Geliştirme Arayışı:
Konuyla ilgili olarak, uzun zamandan beri PKK’nın sahadaki terörist unsurları ile Kandil’deki terör baronları arasında, kimi zaman küfürleşmelere varan eleştiriler-karşı gelişler vardı. Kandille sahadaki gruplar; Türkiye’nin sınır içinde Ağustos 2016’dan beri uyguladığı (yeni kuvvet çarpanlarının da devreye girdiği) alana ve zamana yayılı KESİNTİSİZ BASKI nedeniyle birbirlerini “Türkiye içinde!” ETKİSİZLİKLE-YENİ BİR (TERÖR) STRATEJİSİ GELİŞTİREMEMEKLE suçluyor ve “ÇOK DAHA RİSKSİZ” bazı taktiksel çözümler-stratejiler üretme gerekliliğinden bahsediyorlardı.
Belli ki PKK artık, sadece gömülmüş-ekilmiş-gizlenmiş sinsi patlayıcılardan değil, artık (patlayıcı ya da mühimmat ekleyerek-yükleyerek-montajlayarak) yeni nesil terör araçlarına dönüştürmeye çalıştığı drone ve model uçaklar üzerinden de bir terör stratejisi uygulamak istiyor.
DEAŞ'ın ruh ikizi PKK, DEAŞ'ı taklit ederek uygulamaya başladığı bu metodu, şimdi daha da geliştirerek, çok daha yoğun ve farklı alanlarda kullanmaya çalışıyor.
Bir diğer tarafıyla bunu bir propaganda-baskı-etki ve konsantrasyonu bozma unsuru olarak kullanmaya çalışıyor.
Bugüne kadar drone ve model uçaklarla saldırılarda şunlara rastlandı:
1- Cam şişeye ya da kavanoza pimi çekilerek yerleştirilmiş el bombaları,
2- Hassas tapalı havan mermileri,
3- Yere çarptığında patlayan tüfek bombası ya da bomba atar mühimmatı,
4- Çarpmaya duyarlı/Zaman ayarlı/Uzaktan kumandalı FÜNYE ile beslenmiş patlayıcılar.
PKK bu saldırılarda sadece terörist grupları değil;
1- Sempatizan,
2- Milis,
3- Yeraltı,
4- Ve şehir yapılanmalarını kullanmaya çalışıyor (YPS/YDGH/Asayiş)
Drone-model uçak-patlayıcı ve patlatma düzeneklerine dair lojistik desteği ve eğitimi sağladığı taktirde, meskun mahalleri ve sivil popülasyonu kullanmak istiyor.
Bu tarafıyla tam bir istihbarat-teknik engelleme ve operasyonel konu. Öncelikle elde etmesini ve birleştirmesini engellemek ve varsa elindekini almak gerekiyor.
PKK’nın bu terör taktiği;
- Öncelikli olarak Irak ve Suriye’deki istikrarsızlıktan,
- Zagros keskin nişancı tüfeği üretmesi gibi Irak ve Suriye’deki ulaştığı teknik kapasiteden,
- Başta ABD, Kıt’a Avrupa’sı ve bölgesel güçlerin sağladığı himaye, fonlama, donatma, yönetme, yönlendirme ve eğitimden kaynaklanıyor.
Bütün bu nedenlerle, Türkiye’nin Irak, İran ve Suriye denklemlerinde inisiyatif alarak etki üretmesi, gelecek güvenlik istikrar ve huzur için büyük önem taşıyor.
PKK’nın elindeki bu patlayıcı yüklü drone ve model uçaklar stratejik denklemlerdeki rolü, ürettiği risk ve karşı etkiye dair ürettiği gerekçelerle son derece önem ve hassasiyet taşıyor.”
Yorumlar