YANLIŞ: Sürekli
sevişmek isteyen kadın kötü kadındır ya da nemfomandır.
DOĞRU: Nemfomani, kadınlarda görülen, ailesinin, yaşının ve
psikolojisinin tam karşıtı bir davranışta bulunarak değişik erkeklerle sürekli
birlikte olma isteği ve aşırı seksüel istek duyma yoluyla yaşanan çok özel bir
cinsel işlev bozukluğudur. Hastalık derecesine varacak kadar takıntılı cinsel
ilişki kurma gereksinimi ve doyamama durumu olarak ifade edilebilir.
Psikoseksüel bir bozukluktur. Ancak eşine, sevgilisine duygulu ve cinsel yönden
aşırı istekli olan her kadına nemfoman diye tanı koymak veya seksi seven bir
kadına kötü kadın gözüyle bakmak çok ama çok yanlıştır. Her psikolojik sorunun
kendine has tanı şartları vardır ve bu durumun kararını sadece bir uzman bir
cinsel terapist verebilir.
YANLIŞ: Mastürbasyon
körlük, sağırlık ve kısırlık yapar.
DOĞRU: Mastürbasyonun kadında veya erkekte hiçbir bedensel
olumsuz tesiri yoktur. Aksine rahatlamayı ve kişide gevşemeyi, kendini keşfi ve
haz almayı sağlar. Ayıp değildir, ihtiyaç ve doğal bir gerekliliktir. Bu yüzden
mastürbasyonla ilgili toplumda söylenen olumsuz yakıştırmalar, tarifler ve
sözler cinsel mitlerden başka bir şey değildir.
YANLIŞ: Mastürbasyonda
kalite değil skor önemlidir.
DOĞRU: Özellikle ergenlerde yaygın olan bir cinsel mittit. Bu
yüzden de kişi hızlı ve çok boşalmaya kendisini şartlar. İşte ergenlikte atılan
bu yanlış temel, ilerde erken boşalma sorununun da teelini oluşturur. Çünkü
kişi kendini hızlı ve çok boşalmaya programlamıştır. Bir süre sonra boşalma
üzerinde oluşturması gereken denetimi de öğrenemez. Eğer mastürbasyonla ilgili bir
başarıdan söz edilmesi gerekiyorsa bu hızlı ve çok yapılması ile değil kişinin
sadece cinsel organına odaklanarak boşalma olmadan aldığı haz oranının ne
olduğu ile değerlendirilmesi daha doğru bir bakış açısı olacaktır.
YANLIŞ: İlk gece
kanama olmazsa erkek görevini yapamamıştır.
DOĞRU: Her şeyden önce cinsellikte bir görev ve sorumluluk
dağılımı yoktur. Partnerler bir birey olarak kendi zevklerinden sorumludur.
Üzerinde pek çok cinsel mit üretilen ilk gecede de kanın gelmemesi, kadının
bakire olmadığı ya da erkeğin görevini yapmadığı anlamına asla gelmez. Kadının
ilk ilişkiye yönelik korkularına karşılık erkekte de kızlık zarını zorlayarak
kan getirmek gibi tuhaf bir endişesi vardır ki bunlar hakikatten uzak ve boş
inanışlardır. İlk gecenin kanamasız ve acımasız atlatılması mümkündür.
Öncelikle rahat olunmaya, gevşemeye çalışmalıdır. Düğün öncesi ve sırasında
yaşanan gerginlikler bir tarafa bırakılmalıdır. Erkek acele etmemelidir,
karısının duygularını ve bedenini uzun uzun okşamalıdır, ona güzel sözlerle
iltifatlarda bulunmalıdır. Kadın ise kendini kasmamalı ve ıslanması tam
olduğunda cinsel ilişkiye girmelidir. Normal bir kızlık zarı yukarıda
bahsettiğimiz ideal şartlar altında ilk cinsel birleşmede yırtılmaz, delinmez,
patlamaz, kanamaz, ağrı ve acı yapmaz. Hafif bir açılma olur, bu da dışarıdan
anlaşılmaz ve gelip geçer.