YANLIŞ: Kadınlar
kalın ve uzun cinsel organdan hoşlanırlar.
DOĞRU: Pornografik yayınlarla pekişen bu cinsel mit oldukça
yaygın bir yanılsamadır. Pek çok erkek, kendi cinsel organının yetersiz
olduğunu düşünür. Gerçekte büyük cinsel organ çoğunlukla kadına acı verebilir.
Vajinanın anatomisi de aslında büyük veya uzun bir cinsel organa gereksinim
duymaz. Çünkü vajinal zevk bölgesi aslında vajinanın ilk 3 santimetresinde, G
noktası adı verilen ve klitorisin hemen altına denk gelen bölgededir. Vajinal
kanalın devamında anılan bölgenin dışında cinsel organın zevk verebileceği başka
bir nokta bulunmamaktadır. Üstelik sertleşmemiş halde iken de zevk verebilir.
Gerçekte odaklanmak gereken ölçüt organların boyu değil, karşılıklı bedenlerle
verilen haz oranıdır.
YANLIŞ: Cinsellik için erkeğin mutlaka
sertleşmesi gerekir.
DOĞRU: Bu da oldukça yaygın bilinen bir yanlıştır. Cinsel birlikteliğin
gerçekleşmesi için erkeğin sert olmasına gerek yoktur.
YANLIŞ: Erkek
sertleştiğinde boşalmalıdır.
DOĞRU: Erkek sertleşince hemen cinsel ilişkiye girilmesi
inancı, cinselliğin bir görev olarak yaşanması algısından ve ‘Ya sertliğimi
vajinaya girmeden kaybedersem’ kaygısından kaynaklanır. Bu nedenle sertleşme
olunca hemen cinsel ilişkiye girilmeye çalışılır. Bu durum boşalma üzerindeki
denetimi de olumsuz yönde etkileyebilir, erken boşalmaya yol açabilir. Oysa
telaşsız bir rahatlık içinde derin derin nefes alıp vermek, hazza odaklanmak,
kişiye boşalma denetimini de sağlayacaktır.
YANLIŞ: Erkeğin
sertleşme güçlüğü iktidarsızlığın habercisidir.
DOĞRU: Cinsel ilişki başlayıp sonlanana kadar erkekte ve
kadında cinsel haz ve uyarılma aynı şekilde gelişmez. Zaman zaman dalgalanmalar
olur. Erkekte sertleşme hemen ortaya çıkmayacağı gibi süre sonra sertliğin
azalıp artması da yaşanabilir. Bunlar son derece doğal süreçlerdir ancak erkekler
sertleşmenin azalması ile panik yaşar. Bu durum başaramama korkusunu doğurur ve
sorunun süreklilik göstermesine neden olabilir.