Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Senegal'de ülkenin devlet başkanı Macky Sall ile birlikte düzenlediği ortak basın toplantısında konuştu.
Bugünkü görüşmelerimizde gerek heyetler arası gerekse 7 anlaşmanın imzalanmasıyla dolu dolu bir günü şuan itibariyle geride bıraktık.
2018 hedeflerimizin birçoğunu başarıyla hayata geçirdik. 400 milyon dolarlık hedefe aynı yıl içinde ulaştık. Bugünkü hedefimiz ülkelerimiz arasında 1 milyar dolardır. Bunu da en kısa sürede yakalayacağımıza inanıyorum. İşadamlarımız Senegal'e daha hızlı hizmet için hazırdır. Az sonra katılacağımız Türkiye-Senegal iş forumu işadamlarımızı daha da teşvik edecektir.
Senegal FETÖ terör örgütü ile mücadelemizi anlayan ve bize hak veren bir ülkedir.
TİKA gibi kurumlarımızla Senegal'de kalkınma odaklı faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Geleceği inşaa etmeyi hedefliyoruz.
Senegal'i ziyaretimden önce Cezayir ve Gambiya'ya gittim. Bu Senegal'e 4. ziyaretim. Biz Afrika halklarını kader ortaklarımız olarak görüyoruz.
Sayın Başkan'ın vermiş olduğu müjde çok çok önemli.
50 bin kişilik stadyumun burada yapılacak olması gençler için çok çok önemli. Demir Çelik'te bir adımın Tosyalı Holding tarafından atılacak olması önemli.
Türk firmalarının adımları ile ciddi bağlar kurulacak.
Savunma Sanayii'nde de Senegal'i hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız.
Soru-cevap
"Hafter paralı askerdir, Kaddafi'ye de ihanet etmişti"
(Trump ve Merkel ile Libya görüşmeleri...) Sayın Trump ile dün akşam yaptığımız görüşme aslında Trump'ın bizlere biz nezaket telefonuydu. Bu da Elazığ ve Malatya'daki deprem, 41 vatandaşımızın hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı. 1600 civarında yaralının olduğu bir depremdi. Enkazların altından çok sayıda vatandaşımızın kurtarılması da bizler için ayrı bir mutluluk vesilesi. Gerek köy ve mahallelerde, gerek merkezlerde inşaatların planlanması Bakanlığımız taraıfndan yapıldı. Kış mevsimine girmemiz nedeniyle vatandaşlarımızın ihtiyaçları karşılanıyor. Sayın Trump'ın bu noktada araması bir nezaketti, biz de kendilerine teşekkür ettik. Herhangi bir sıkıntımız olursa haberleşiriz dedik. Libya'yı, İdlib'i konuştuk. Neler yapabileceğimizi konuşma fırsatını bulduk.
Libya'da bugünden yarına bu iş çözülür dersek yanlış olur. Dün yapılması gerekli olan toplantılarda yine Hafter geleceğini söylediği - Tunus'a- gelmedi. Moskova'dan da kaçtı. Berlin'de otel odasından saklandı. Hafter'in işi çözmek gibi bir derdi yok. Tam aksine Wagner diye bir güç var arkasında. Bunlar lejyonerler. Abu Dabi yönetiminin parasını sağladığı lejyonerler. Bunlar Hafter'i ayakta tutuyor, kendisi de lejyoner. BMGK'nın tanıdığı Sarrac var bir de. Bunların karşılıklı olarak devam eden mücadelenin siyasi alana dönüşmesi, siyasi alanda da Libya halkının kendi kaderini belirlemesinin doğru olacağına inanıyoruz.
Her şeyden önce Hafter bir lejyonerdir. Maaşlı bir askerdir. Bu kişi, Kaddafi döneminde Kaddafi'ye de ihanet etmiş, Kaddafi'nin yanından kaçıp ABD'ye sığınmıştır. Yıllarca ABD'de yaşamış birisidir. Şimdi de burada Abu Dabi yönetiminin vermiş olduğu parasal kaynakla bütün silah, araç, gereç, her şeyi Abdu Dabi yönetimi ve Mısır sağlamaktadır.
Sarrac BMGK'nın tanıdığı bir lider, bir siyasetçi konumundadır. BMGK'nin tanıdığı bir liderle, dünyada uluslararası camiada kimsenin tanımadığı bir kişiyi yan yana koyabilir miyiz? Mümkün değil. Hafter denilen kişiye de bu noktada konumunu belirleyip oturtmak lazım. Onun resmi ne Libya'da ne uluslararası camiada hiçbir kimliği ve kişiliği yoktur.
"Tedbirimizi alıyoruz"
İdlib'de de sınırlarımıza doğru bir hareketlenme sözkonusu. Tedbirimizi alıyoruz. Kış orada çok daha şiddetli. Oradaki kardeşlerimizi çadırlara değil de briket barınma yerleri yapalım dedik. onlar süratle yapılıyor. Süreci orada da hassassiyetle takip ediyoruz. Temennimiz İdlib'in barışla sona erdirilmesi.
Yorumlar