Erdoğan'dan TÜSİAD ve muhalefete sert mesaj: Yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı açıklamalarla gündeme damga vurdu! TÜSİAD’a sert mesajlar gönderen Erdoğan, "Eski Türkiye’yi özlüyor olabilirsiniz ama yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz!" diyerek sermaye çevrelerinin siyaseti dizayn etme döneminin sona erdiğini vurguladı.

Erdoğan'dan TÜSİAD ve muhalefete sert mesaj: Yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz
Son Güncelleme: 19 Şubat 2025 Çarşamba 15:47
19 Şubat 2025 Çarşamba 15:43

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada TÜSİAD’a sert eleştiriler yöneltirken, muhalefete ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e de çarpıcı mesajlar verdi. TÜSİAD’ın son açıklamalarının haddini aştığını söyleyen Erdoğan, iş dünyasının bazı kesimlerinin hala eski Türkiye’yi geri getirme çabasında olduğunu belirtti. "Siyasetçilere had bildirdiğiniz sistem çöktü! Eski Türkiye’yi özlüyor olabilirsiniz ama yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz!" diyerek, sermayenin siyaseti dizayn etme döneminin sona erdiğini vurguladı. TÜSİAD’ı, deprem sürecinde yeterince destek vermemekle eleştiren Erdoğan, "Azerbaycan ve Pakistan yardıma koşarken siz neredeydiniz?" diyerek, iş dünyasının sosyal sorumluluğunu sorguladı.

Muhalefete yönelik sert eleştirilerde bulunan Erdoğan, CHP lideri Özgür Özel’i hedef alarak, "Motor su kaynattı, hafıza error verdi!" sözleriyle Özel’in son haftalardaki açıklamalarını eleştirdi. "Bize şiir bilmez derken, asıl cahil kendisi çıktı!" ifadeleriyle, CHP liderinin Ziya Gökalp’in şiirini yanlış okumasına göndermede bulundu. CHP’de ortaya çıkan usulsüzlük iddialarına da değinen Erdoğan, "Ortaya dökülen pisliklerin CHP için bir arınma süreci olmasını temenni ediyoruz!" dedi ve konunun yargıda olduğunu belirterek, "Bizi bu sürece dahil etmeye kalkmasınlar!" uyarısında bulundu. Konuşmasının sonunda Cumhur İttifakı’na ve MHP lideri Devlet Bahçeli’ye geçmiş olsun dileklerini ileten Erdoğan, ittifakın güçlü bir dayanışma içinde olduğunu vurguladı.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"TÜRKİYE'DE BİR TÜRLÜ KAPANMAYAN MUHALEFET AÇIĞI VARDIR"

"Gelinen aşamada şu gerçeği çok net bir şekilde görebiliyoruz. Türkiye'de bir türlü kapanmayan muhalefet açığı vardır. Bu açığın günden güne daha da büyüdüğünü görüyoruz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Son 22 yılda tüm uğraşlarımıza rağmen bu açığın kapatılması noktasında arzu ettiğimiz neticeye ulaşamadık. Muhalefet siyasi rekabeti siyasi husumete dönüştürme alışkanlığından bir türlü vazgeçmedi. 'Muhalefet yapıyoruz' ambalajına sardıkları düşmanca eylemleriyle Türkiye'ye vakit kaybettirdiler, telafisi mümkün olmayan zararlar verdiler. Gezi vandallığından FETÖ'nün kumpasları ve darbe girişimlerine kadar demokrasimize hedef alan tüm saldırıların hamiliğini üstlendiler. Lütfen hafızanızı şöyle bir yoklayın. Biz adeta kelle koltukta FETÖ ile mücadele ederken, bunlar örgütün şirketlerinin önünde nöbet tutuyordu. Biz Gezi Olayları'nda milli iradeyi savunurken, bunlar sokakları ateşe veren çapulcuların avukatlığını yapıyordu. Biz 15 Temmuz gecesi tanklara karşı milletimizle birlikte göğsümüzü siper ederken, bunlar keyif kahvelerini yudumlayarak darbeyi seyrediyorlardı. Biz Suriye'den Gazze'ye mazlumların haklarını savunurken, bunlar siyasi ikballeri için zalimlere şirin gözükmeye çalışıyorlardı. Dikkatinizi çekelim; tüm bu süreçler boyunca muhalefette genel başkanlar değişti, yönetim kadrosu değişti, milletvekili sıralarında oturanlar değişti fakat kendi halkına yabancı zihniyette herhangi bir değişim yaşanmadı. Yeni genel başkanla birlikte değişime dair umutlar ise yerini kısa sürede hayal kırıklığına bıraktı."

"SAYIN ÖZEL OTURDUĞU KOLTUĞUN HAKKINI VEREMEDİ"

Biz kelle koltukta FETÖ ile mücadele ederken bunlar örgütün şirketlerinin önünde nöbet tutuyordu. CHP'de gelen gideni aratma geleneği Sayın Özel ile de bozulmadı. Sayın Özel söylemleriyle oturduğu koltuğun hakkını veremedi. CHP liderinin siyasi ciddiyetten yoksun trajikomik hallerine baktıkça bu partiye oy veren vatandaşlarımız adına üzülüyoruz.

"ÖZEL'İN KENDİSİNİ SÜRATLE TOPARLAMASINI TEMENNİ EDİYORUZ"

Yunus Emre'nin "Sözü bilen kişinin yüzünü ak ede bir söz. Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz. Kişi bile söz demini, demeye sözün kemini. Şu cihan cehennemini sekiz cennet ede bir söz." dizelerini Özel'in kulağına küpe etmesinde fayda olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Siyasette söz işte bu kadar mühimdir. Aklına her geleni söylemek, boş konuşmak mugalata yapmak, sürekli polemik peşinde koşmak akıllı bir siyaset yöntemi değildir. Sayın Özel'in hem şahsi siyasi ikbali hem de siyaset kurumunun itibarı açısından kendisini süratle toparlamasını temenni ediyoruz. Yakın dostlarının siyasetin bir ciddiyet ve seviye işi olduğunu CHP Genel Başkanı'na hatırlatmalarının artık şart olduğuna inanıyorum. Bu vahim tablo karşısında şu gerçeği bir an olsun aklınızdan çıkarmamanızı istirham ediyorum. Milletimiz sizleri buraya çalışmanız, üretmeniz, kendisi için gece gündüz demeden koşturmanız amacıyla göndermiştir. Milli iradenin temsilcileri olarak şikayet etme gibi bir lüksümüz yoktur. Biz hizmet ve eser siyasetini temel ilke olarak benimsemiş bir kadroyuz. Bizim için asıl olan yarın bu unvanlardan sıyrıldığımızda arkamızda hoş bir seda bırakmaktır. Milletimizin hayır duasını almaktan, hizmetlerimizle gönlünü kazanmaktan daha büyük bir bahtiyarlık kaynağı tanımıyoruz. Dolayısıyla muhalefet neyle meşgul olursa olsun, biz işimize bakacağız, daima hedeflerimize odaklanacağız."

ERDOĞAN'DAN ÖZGÜR ÖZEL'E: MOTOR SU KAYNATTI, DEVRELER YANDI

CHP'de gelenin gideni aratma geleneğinin Özgür Özel ile de bozulmadığını vurgulayan Erdoğan, "Sayın Özel söylemleri, üslubu, siyaset tarzıyla oturduğu koltuğun hakkını maalesef veremedi. CHP liderinin siyasi ciddiyetten ve olgunluktan yoksun trajikomik hallerine baktıkça bu partiye oy veren vatandaşlarımız adına doğrusu biz üzülüyoruz." dedi.

CHP Genel Başkanı Özel'in son üç haftadır marjinal sol örgütlerin sloganını meşrulaştırmak için kendini paraladığını ve adeta kırk dereden su getirdiğini dile getiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Grup kürsüsünde Almanca şiir okuma müsameresinden şahsımıza yönelik edepsizce hakaretlere kadar her türlü hünerini sergiledi. Sonuçta ne oldu, söyleyeyim; motor su kaynattı, devreler yandı, hafıza 'eror' verdi. Sayın Özel 85 milyona rezil rüsva oldu. Bize 'şiir bilmez' derken, asıl cahilin, asıl şiir bilmezin, asıl kültür bilmezin kendisi olduğu ortaya çıktı. Merhum Ziya Gökalp'in şiirini okuyup caka satmak isterken tam anlamıyla bir şiir katliamına imza attı. Kıptilere hakaret olmaması için söylemek istemiyorum ama bu sözde yerine oturuyor. 'Merdi Kıpti şecaat arz ederken, sirkatin söylermiş'. Sayın Özel de marjinal sol örgütlerin sloganını aklamaya çalışırken, kendi cehaletini ifşa ediyor. Aslında şiir konusunda Sayın Özel'e kendini geliştirmesi için bazı tüyolar verebiliriz ama kendisinin işler acısı halini gördükçe ona söyleyip zayi etmek istemiyoruz."

BAHÇELİ'YE GEÇMİŞ OLSUN MESAJI

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bir kez daha geçmiş olsun dileklerini ileten Erdoğan, Bahçeli'nin sağlığına kavuşmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin 12 Ekim'de başlayan belde, ilçe ve il kongrelerini, 7 Şubat'ta yapılan İstanbul İl Kongresi ile tamamladıklarını hatırlatarak, Genel Merkez Gençlik Kolları ve Kadın Kolları Kongrelerini de başarıyla gerçekleştirdiklerini söyledi.

İl kongrelerinden 29'una bizzat iştirak ettiğini, kendisinin gidemediklerine ise bakanlar, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, Merkez Karar Yönetim Kurulu üyelerinin katıldığını anlatan Erdoğan, "Kongrelerimizin tamamında coşku, birliktelik, kardeşlik ve dayanışma had safhadaydı. Kongre salonlarında teşkilatımızla hasretle, aşkla kucaklaştık. Vatandaşlarımızın sokaklara ve yollara taşan teveccühüne mazhar olduk. Hanımefendilerden gençlerimize, teşkilatımızın her bir neferinin bitmeyen enerjisine şahitlik ettik." değerlendirmelerinde bulundu.

Kongrelerin, sadece atmosfer itibarıyla değil, beklentilerin karşılanması açısından da örnek olduğuna işaret eden Erdoğan, "İlçe başkanlıklarında yüzde 65, il başkanlıklarında ise yüzde 75 oranında bir değişim yaşandı. Birbirimizi üzmeden, kırmadan, dökmeden, hamdolsun bu süreci suhuletle yönettik. Partimize, hareketimize, dava ve yol arkadaşlığımıza yakışır bir şekilde kongre maratonumuzun son düzlüğüne ulaşmış bulunuyoruz." ifadesini kullandı.

CHP KURULTAYINA "ŞAİBE" SORUŞTURMASI

Biz şeffaflığın dürüstlüğün ve seçmen iradesinin özgürce tecelli etmesinden yanayız. Eskisi ve yenisiyle CHP genel başkanlarının içinde tebelendikleri kuyuya bizi de çekmesine müsaade etmeyeceğiz. Kapanmamış hesapları varsa buna bizi alet etmesinler. Konu yargıda, bizi dahil etmeye kalkmasınlar. Gitsinler kozlarını mahkemede paylaşsınlar. Bizim üzerimizden hesap görme yanlışına düşmesinler. Çünkü bizim, onların hançer siyasetiyle oyalanacak ne vaktimiz var ne sabrımız var. Temennimiz, ortaya dökülen pisliklerin ana muhalefette bir arınmaya ve temizlenmeye vesile olmasıdır. Para kulelerinin temsil ettiği mülevves anlayışın önce ana muhalefetten sonra da siyaset kurumundan sökülüp atılması şart.

"KOZLARINI MAHKEMEDE PAYLAŞSINLAR, BİZİM ÜZERİMİZDEN HESAP GÖRME YANLIŞINA DÜŞMESİNLER"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun ne kadar kıymetli olduğunu, son günlerde başka siyasi partilerle ilgili alevlenen tartışmalara baktıklarında daha iyi anladıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Lafa gelince şeffaflık ve dürüstlüğü hiç kimseye bırakmayanların çevirdikleri dolaplar yavaş yavaş ortalığa saçılmaya başladı. Medyaya, sosyal medyaya ve gazetelere yansıyan iddiaların yenilir yutulur bir tarafı yok. Bakın burada şunu söylemek mecburiyetindeyim: Türkiye Yüzyılı'nı konuştuğumuz bir dönemde, Türk siyasetinin bu tür yüz kızartıcı ithamlarla gündeme gelmesinden, onlar adına biz utanıyoruz. Ana muhalefet cephesinde patlak veren iddiaları, kendi seçmenlerinin de büyük bir taaccüp ve teessüfle takip ettiğine inanıyorum. Temennimiz ortaya dökülen bu pisliklerin ana muhalefette bir arınmaya ve temizlenmeye vesile olmasıdır. Para kulelerinin temsil ettiği mülevves anlayışın önce ana muhalefetten, sonra da siyaset kurumundan sökülüp atılması şart. İster ülke genelinde isterse siyasi parti bünyesinde olsun, sandığın itibarına gölge düşüren her türlü gayrimeşru tasarrufun reddedilmesi, Türk demokrasinin saygınlığı adına önemli bir kazanım olacaktır."

Erdoğan, son tartışmalarda kendilerinin tavrının belli olduğunu ifade ederek, "Biz şeffaflığın, dürüstlüğün ve seçmen iradesinin hiçbir müdahaleye maruz kalmadan özgürce tecelli etmesinden yanayız. Eskisi ve yenisi ile CHP genel başkanlarının içinde debelendikleri gayya kuyusuna bizi de çekmelerine müsaade etmeyeceğiz. Onlara önerimiz şudur; kapanmamış bir hesapları varsa buna bizi alet etmesinler. Konu yargıya da intikal ettiğine göre, gitsinler kozlarını mahkemede paylaşsınlar. Ama bizim üzerimizden hesap görme yanlışına düşmesinler. Çünkü bizim onların hançer siyasetiyle oyalanacak ne vaktimiz var ne sabrımız var ne de bu rezaletleri kaldıracak midemiz var. Bakın biz ne hançer biliriz ne de şaibeli iş yaparız. Siyasette de devlet idaresinde de bütün işlerimizi daima kanuna, nizama, teamüllere ve etik değerlere uygun icra ederiz." değerlendirmelerinde bulundu.

"BİZİM YAPTIKLARIMIZA ONLARIN HAYALLERİ BİLE YETİŞEMEZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin, kuruluşundan itibaren temiz, ilkeli, ahlaklı siyaseti kendisine rehber edinmiş bir parti olduğunu belirterek, "AK Parti olarak bizim alametifarikamız; dürüstlüğümüzdür, hasbiliğimizdir, samimiyetimizdir. AK kadronun ortak paydası; kardeşliktir, muhabbettir, dayanışmadır. İşte bundan dolayıdır ki, AK Parti'de kavga, gerilim, çatışma ve tefrika bekleyenler bugüne kadar hep avuçlarını yaladılar. Bu gelenek inşallah 23 Şubat'ta gerçekleştireceğimiz 8. Olağan Büyük Kongre'mizde de bozulmayacak. Yurt içinden ve yurt dışından gelecek misafirlerimizin özellikle şahitliğinde yeni bir dönemin kapılarını açacağız." diye konuştu.

Bununla ilgili hazırlıkları yoğun bir şekilde yürüttüklerini anlatan Erdoğan, "Emektarlarımızın tecrübesini, gençlerimizin dinamizmi ile harmanlayarak, güçlü bir vizyon, program ve kadroyla milletimizin huzuruna çıkacağız. Allah'ın izniyle bunu da AK Parti'nin dava ahlakına yakışan bir olgunlukla, herhangi bir kopuşa ve ayrılığa mahal vermeden başaracağız." dedi.

Belde, ilçe ve il kongrelerinde nöbet değişimine gittikleri her kademedeki isme başarılar dileyen Erdoğan, hizmetleri ve fedakarlıkları için bayrağı devredenler ile kongrelerin AK Parti'ye yakışır bir atmosferde icra edilmesine katkıda bulunanlara teşekkür etti. Erdoğan, ebediyete intikal eden dava arkadaşlarına da Allah'tan rahmet diledi.

Erdoğan, muhalefetin gündemi ile kendi gündemleri arasındaki devasa farkın her gün biraz daha belirgin hale geldiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hep söylüyorum: Bizim yaptıklarımıza onların hayalleri bile yetişemez. 3 ülkeyi kapsayan Güneydoğu Asya seyahatimiz, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne sermiştir. Burada öncelikle şunu ifade etmek isterim; büyük devlet, sadece lafla olunmaz. Büyük devlet olmak için tıpkı ecdadımız gibi büyük hayaller kurmak, büyük hedefler belirlemek gerekir. Her 3 seyahatimizde de Türkiye'nin ve Türk milletinin büyüklüğünü çok yakından müşahede ettik. Görüyoruz ki Türkiye, dış politikada kalıpları yıkmaya, ezberleri bozmaya, tarihi mirasıyla uyumlu yepyeni bir başarı hikayesi yazmaya devam ediyor. Küresel siyasette kritik değişimlerin yaşandığı, ticaret savaşlarının tekrar konuşulmaya başlandığı bir dönemde gerçekleştirdiğimiz bu ziyaretimiz son derece önemliydi. Seyahatimiz boyunca tarihiyle, kültürüyle, değerleri ve vicdanıyla büyük bir milletin mensubu olmaktan bir kere daha gurur duyduk."

MALEZYA, ENDONEZYA VE PAKİSTAN ZİYARETLERİ

Türkiye dış politikada kalıpları yıkmaya, ezberleri bozmaya, tarihi mirasıyla uyumlu yepyeni bir başarı hikayesi yazmaya devam ediyor.

"LOKUM YERİNE TOGG HEDİYE ETMEMİZİN MUHALEFETİ RAHATSIZ ETTİĞİ GÖRÜLÜYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

"Malezya'dan sonra Endonezya'da büyük bir ilgi ve sevgi söz konusuydu. Endonezya'dan sonra Pakistan'ı ziyaret ettik. Pakistan ortak tarihi paylaştığımız kardeş bir ülkedir. Her 3 ülkedeki görüşmelerimizde Gazze ve Suriye olmak üzere bölgesel meseleleri görüştük. Gazze'deki sürgün planına izin verilemez. Gayri insani planlara göz yummayız.

Ziyaretlerimizde muhataplarımıza ayrıca TOGG'u hediye ettik. Lokum yerine TOGG hediye etmemizin muhalefeti rahatsız ettiği görülüyor. Ufku dar olanlar bizi anlayamaz. Ufku şahsi çıkarlarının ötesine geçemeyenler bizi anlayamaz. 10 bin km ötede Türkiye'ye gösterilen muhabbeti anlayamaz. Şarap tatmak veya parti düzenlemek için Avrupa'ya gidenlerin bizim 360 derecelik dış politika vizyonumuzu anlamalarını zaten beklemiyorduk. Rejimin düştüğü gün Esad'la görüşülmeli diyenlerden sağlıklı dış politika yorumu çıkmaz. Bizim için önemli olan halkımızın düşüncesidir.

Avrupa dahil pek çok ülkenin sustuğu dönemde Filistin için hiç çekinmeden sesimizi yükselttik. Gerek Gazze'de gerekse başka yerlerde eğilmeden bükülmeden ayaktayız. İnşallah bundan sonra da hak bildiğimiz yolda sapmadan yürüyeceğiz.

TRUMP'IN GAZZE PLANINA TEPKİ

Gazze'de mazlumların yanındayız. Gazze için insani olmayan planlara göz yumamayız."

"TÜSİAD AÇIKLAMASIYLA HADDİNİ AŞTI"

TÜSİAD'ın haddi ziyadesiyle aşan provokasyon kokan açıklamalarına geçmeden önce demokrasilerde hiç kimse eleştiren azade değildir. Tutarlı yapıcı olması halinde eleştirilere kulağımızı tıkamadık tıkamayız. Demokrasimizin standardını yükselten yasakları kaldıran bizim iktidarlarımızdır. Kuklalarla işimiz olmaz. TÜSİAD yönetiminin açıklamaları sonrasında, emre amade uşak misali sıraya dizilen muhalefet figürlerini nazarıdikkate almıyoruz. TÜSİAD zihniyeti devletin onların tasallutu altında olduğu dönemlerin sembolüdür. Bunlar eski Türkiye'de siyaseti dizayn ediyorlardı.

"BÖYLE BİR ŞEYE ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Türkiye'nin bölgesinde siyasi, sosyal gücünü genişlettiği, içeride hayat pahalılığı ve enflasyona karşı kararlı bir program uyguladığı terörsüz Türkiye yolunda öneli adımlar attığı bir dönemde TÜSİAD'ın eski zihniyetinin yeniden tedavüle sokulduğunun farkındayız. Başaramayacaksınız. Muhterislere teslim olmamızı bekliyorsanız, böyle bir şey asla gerçekleşmeyecek. Türkiye'nin yerli ve milli üretimden vazgeçerek küresel ticaretin zayıf bir pazarı haline dönüşmesini istiyorsanız, böyle bir şeye asla müsaade etmeyeceğiz. Türkiye'yi 5. kol elemanlarının güdümüne sokmak istiyorsanız canımız pahasına rıza göstermeyeceğiz. TÜSİAD'ın verdiği her konu hukukun, adaletin, hakimlerin yetki alanındadır.

Çöken TÜSİAD'ın iddia ettiği gibi sistem değil. Kendilerinin altın devirlerini yaşadığı dönemlere ilişkin hayalleridir. Morali bozuk olan ülke değil TÜSİAD buraya dikkat et, devlet hazinesini istedikleri gibi paylaşamayan TÜSİAD demirbaşlarıdır. Güven bunalımı yaşayan halkımız değil, TÜSİAD'dır.

Ey TÜSİAD, deprem afetinde siz ne yaptınız? Siz AFAD'ın yanında ne kadar destek verdiniz? Azerbaycan, Pakistan yardıma koşarken siz neredeydiniz? Zerre kadar vicdanları varsa söylesinler. Depremin üzerinden 2 yıl geçmeden 201 bin konutu teslime den başka ülke var mıdır?

Çöktü diyerek feveran ettikleri rant düzenleridir. Ayrıcalıklı sistem çökmüştür. Siyasetçilere had bildirdikleri sistem çökmüştür. Gazete manşetlerinden siyasete ayar verdikleri sistem çökmüştür. Eski sistemi geri getirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Türkiye sizin tapulu mülkünüz, millet sizin personeliniz, siyasetçiler de maaşlı elemanlarınız değildir.

Hukukun kapsama alanı dışında tutulduğunuz eski Türkiye'yi özlüyor olabilirsiniz ama yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz. İş adamı derneğiyseniz iş adamı derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz. Yargıyı baskı altına almaya kalkışmayacaksınız. Kusura bakmayın bu ülkeyi tekrar istikrarsızlık batağına sürüklemenize izin vermeyiz."

MORALİ BOZUK OLAN DEVLET HAZİNESİNİ İSTEDİKLERİ GİBİ PAYLAŞAMAYAN TÜSİAD DEMİRBAŞLARIDIR"

Çöken sistem değil devletin zayıf milletin fakir olduğu buna karşılık kendilerinni altın devirlerini yaşadığı dönemlere ilişkin hayalleridir. Morali bozuk olan ülke değil imtiyazla büyüdükleri devirlerin ardından devlet hazinesini istedikleri gibi paylaşamadıkları için sıkıntılar yaşayan TÜSİAD demirbaşlarıdır. Çıkmışlar utanmadan doğal afetler üzerinden hükümetize bühtan ediyorlar. Ey TÜSİAD deprem afetinde siz ne yaptınız? Siz AFAD'ın yanında ne kadar destek verdiniz? Türkiye'nin gerçek anlamdaki her demokrasi ve kalkınma hamlesi TÜSİAD zihniyetini daima rahatsız etmiştir. Siyasetçilere had bildirdikleri kibirli sistem çökmüştür. Gazete manşetlerinde siyasete ayar verdikleri sistem çökmüştür. Türkiye sizin tapulu mülkünüz, siyasetçiler de maaşlı elemanlarınız değildir.

"YENİ TÜRKİYE'DE HADDİNİZİ BİLECEKSİNİZ"

Yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz. İş adamı derneğiyseniz iş adamı derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz. Milleti kışkırtmayacak, yargıyı baskı altına almaya kalkışmayacaksınız. Siyaset yapmaya hevesliyseniz ya parti kurarsınız ya da muhalefet partilerinden birini seçersiniz. Bu ülkeyi tekrar istikrarsızlık bataklığına sürüklemenize göz yummayız. Ülkeye faydalı olduğunuz müddetçe sizi de destekleriz.

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar