Başbakan Binali Yıldırım, Belarus- Almanya yolunda uçakta beraberindeki gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Yıldırım’ın sorulara yanıtları şöyle:
ABD NE İSTİYOR?
Keşke biz de bilebilsek; onu soruyoruz. Ne yapmak istediklerine bir karar verseler... Biz, ne istediğimizi biliyoruz. Evirmeden çevirmeden net şekilde diyoruz ki; kardeşim, bizim hudutlarımızın ötesinde bir terör devleti oluşumuna asla tahammülümüz olmaz. Öyle bir maceradan vazgeçin. Bu aklı size kim veriyorsa size iyilik etmiyor. Bu milleti, bu ulusu yeterince tanıyamamışsınız. Bu millet burada bir şer kuşağı, terör devleti oluşmasına izin vermez. Bu terör faaliyeti içinde olanlar Kürtlerin hakkını savunduklarını iddia ediyorlar ama uygulamalarının öyle olmadığını görüyoruz. Orada Kürtlere, Araplara, Türkmenlere zulüm ediyorlar. Çocuklara zorla silah veriyorlar, terör faaliyeti içerisine sokuyorlar. Kadınlarına ve mallarına el koyuyorlar.
“SENARYO HAZIRLANMIŞ”
Suriye’de 800 kilometrelik bölümde oldu bitti ile Amerika’ya DEAŞ’ı yok edeceği hikâyesini anlatarak; orada çok büyük bir sindirme harekâtı yapıyorlar. Bunlar ABD’ye, “Biz burada sizin için, İsrail için bir güvence olabiliriz; bizi destekleyin” demişler. “Burada bir oluşum yapalım, Suriye’yi de Türkiye’yi de kontrol edersiniz; hem İran’a karşı eliniz güçlenir” diye bir proje, senaryo hazırlanmış. Bu proje üzerinden yola çıkmışlar ama kılavuzları yanlış. Terör örgütü ile gelecek projesi yapılabilir mi? Bunlar terör örgütü, işi gücü öldürmek. ABD’nin bunları muhatap alması akla ziyan bir iştir. Yıllarca NATO’da ortak olacağız. Biz NATO’nun sınırlarını koruyoruz, onlar da NATO sınırlarına karşı bir terör faaliyetine girişiyorlar. Kiminle? Diğer NATO üyesi ülke ile. İzahı mümkün değil.
“ORAYI DA BOŞU BOŞUNA İŞGAL ETTİNİZ”
Efendim, “Bu bir mecburiyet, bir tercih değil” diyorlar. Ne mecburiyeti kardeşim? DEAŞ’ı yok etmek için buna niye mecbursun? Fırat Kalkanı’nda biz 3 bin 600 DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik. Gerçek anlamda DEAŞ mücadelesini biz verdik. Bir tek Münbiç’te de kaldınız, çıkarmadınız PKK’lıları. Orayı da boşu boşuna işgal ettiniz.
“NE YAPTIKLARINDAN HABERLERİ YOK”
(Mattis’in sözleri) Bir kere bunların kendi içlerinde bir uyum yok. İstihbarat komisyonu raporları diyor ki: “Bu YPG, PKK’nın Suriye şubesidir.” Bunların hain olduğunu ABD’deki bir kurum kabul ediyor. Savunma bakanı çıkmış diyor ki: “Bunları birbirine vurduracağız.” Herhalde bizi hiçbir şeyden anlamıyor sanıyorlar ya da ne yaptıklarından haberleri yok. Birisi “Erzurum dağları kar ile boran”, diğeri “Çarşambayı sel aldı” diyor. Sahadakilerle siyasettekiler ayrı telden çalıyor; sıkıntı burada. Muhatabımız siyasiler. Amerikan yönetiminin iradesini ortaya koymasının zamanıdır. Sahadaki yanlışlara, ilişkilerimizi zehirleyen yanlış tutumlara son vermeleri gerekir.
“TÜRKİYE YERLİ YERİNDE DURUYOR”
ABD ile model ortaklık geride kalmış gibi görünüyor. Türkiye yeni bir yol mu çiziyor?
Türkiye yerli yerinde duruyor. Etrafta bir sürü yağmacı var.
İncirlik ve Kürecik kapatılır mı?
ABD ile NATO’da üyeyiz.
Burada 50 senedir askeri varlıkları var, ticari ilişkilerimiz var. Bu tip işler bir süreçtir. Yani hemen aklımıza geldi, şunu yapalım, bunu yapalım, yok. Biz sonuna kadar ABD’nin bu yanlıştan dönmesini ümit ediyoruz. ABD’nin orta-uzun vadeli geleceğinin teröristlerle olmayacağını görmesini istiyoruz. Görürse kendi kazanır, görmezse biz bir şey kaybetmeyiz. Biz yerimizdeyiz. Biz hudutlarımızı koruruz, ABD’ye rağmen de terörle mücadele yaparız. Biraz daha bizi meşgul edebilir. Diyelim ki tüm bunlar olmadı, o zaman oturur ne yapacağımızın kararını veririz. Bizim duygusal davranarak hızlı bir şekilde hareket etmemize gerek yok.
"STK’LARDA VE SİYASETTE ÇOK SESLİLİK LAZIM"
(Meslek birlikleriyle ilgili çalışma) Çok seslilik her zaman iyidir. ST K’larda ve siyasette çok seslilik lazım. Sadece siyasetin demokratikleşmesi, yönetim erklerinin demokratikleşmesi yetmiyor, bu alanda da böyle bir reforma ihtiyaç var. Bunların farklı uygulamaları var. Halbuki amaçları hedefleri aynı, farklı zamanlarda farklı düzenlemelerle değişik kurumlarla ilişkilendirilmiş, değişik kaynakları oluşmuş. Bir yerde bir tane kuruluyor, bir başkası kurulamıyor. Bunları hep tarattım. Yurtdışındaki uygulamalara baktım. Taslak çalışması tamamlandı. Bakanlar Kurulu’nda görüşeceğiz; sektörden görüş alıp Meclis gündemine getireceğiz.
HDP’yi siyasi muhatap olarak görmüyor musunuz?
HDP ile niye muhatap olacağız, neyi temsil ediyor? Bugüne kadar PKK, YPG ve PYD’nin açıkça kanlı terör örgütü olduğunu söylediğini duydunuz mu? Böyle bir tutum içine girmezse bizim muhatap alıp almamamızın bir önemi yok. Millet muhatap almaz.
Orada biz ölüm kalım mücadelesi veriyoruz, şehitlerimiz var. HDP ne yapıyor? “Diren Afrin diren.” Sen bir defa memleketine bak, insanlarının hayatına bak. Siyaset yapacaksa, adam gibi diyecek ki: “Bu ülkenin toprak bütünlüğü ile problemim yok. Bölünme, bölme gibi bir gündemim yok.”
Onlar fantezi yapıyordu. Bir ara cici çocuk çıkardılar, parlattılar marlattılar bazı medya organlarında ama gerçek niyetlerini daha sonra gördük. Onlara çok şans verildi. Hiç kimse diyemez ki buradaki sorunların çözümü için bölgenin sesine kulak verilmedi.
Bölge niye HDP’nin oluyormuş? Böyle bir şey var mı? Her karış toprağı bu milletindir. Bugün Türk-Kürt vatandaşlarımız ülkemizin her yerinde yaşıyor. Güneydoğu’dan fazla Kürt nüfusu var İstanbul’da. Kürt vatandaşlarımız benim başımın tacı. Terör örgütü Türkleri de öldürüyor, Kürtleri de öldürüyor. PKK’nın Kürtler diye bir derdi yok. Kürtlerin de Türklerin de PKK gibi bir baş belası var. Çözüm mözüm yok kardeşim. Çözüm, bu kanlı terör örgütünü bu ülke topraklarından atmak. Başka hiçbir çözüm yok
Yorumlar