Ünlü televizyoncu, "Seyfi Bey, dünyada 65 yaşında star olan ilk isim olabilir. Dolayısıyla film nereden başlayacak bilmiyoruz. Gençliği mi, yoksa starlığı mı olacak daha karar veremedik. Oyuncular henüz düşünülmedi ama filmin yönetmeni belli gibi." ifadelerini kullandı.
Çağlayan, "Seyfi bey ile uzun yıllar çalıştığımdan dolayı benim için zor bir iş. Ünlü olmadan önceki hayatı da yazılıyor. Ünlü olduğu kısım sizin gördüğünüzden daha başka. Eğer iyi yazmayı becerebilirsek iyi bir film çıkacak. Seyfi Bey'in zamanına göre çok cesur ve ilginç bir hayatı var. Ben danışman olarak iyi bir tercihmiyim onu da bilmiyorum. Seyfi Bey ile ilgili korumacı bir tavrım var, ondan da kurtulmam lazım. Ekip bundan nefret ediyor olabilir." şeklinde konuştu.
Dursunoğlu, röportajlarında birçok kez belirttiği gibi Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı’na oturduğu Üsküdar’daki evini ve banka hesabında yer alan tüm maddi birikimini bırakmıştı. Dursunoğlu’nun vasiyetine yeğenleri itiraz etmişti. Evren Saydan ve Erhan Saydan konuyu mahkemeye taşıdı. Anadolu Adliyesi Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması, bu ay ayında görülecek.
Seyfi Dursunoğlu, 'Huysuz Virjin'in doğuşunu şu ifadelerle anlatmıştı: “Beylerbeyi Kültür Cemiyeti’nde arkadaşlarımla birlikte Ramazan eğlenceleri yaparken, ‘Ben Virjin adını alıyorum’ dedim, o ismi sevdiğim için. Diğer arkadaşlar da eski ünlü kantocuların isimlerini aldılar. Komiklik olsun diye onlara lakaplar takardık: Pasaklı Peruz, Kıllı Nev. Neruz gibi…. Benimki yalnız Virjin. Ama ben yönetiyorum işi: ‘O olmadı!’ Diyorum, ‘Bunu beceremiyorsunuz’ diyorum kıyamet koparıyorum. ‘Aaa ne kadar huysuzsun, seninki de Huysuz Virjin olsun!’ dediler bir gün. Yönettiğim için sevimsiz oluyorum; hep yönetici sevimsizdir ya. Herkesle münakaşa etmek zorunda kalıyorsun. Öylece Huysuz Virjin oldum. Sonra bu benim şovuma cuk oturdu. Huysuz Virjin’i seviyorum. Çünkü Huysuz Virjin öyle bir tip ki, herkes tarafından seviliyor. Dürüstlüğü, beklenmedik seks istekleri, isterikliği, kendini beğenmişliği, hazırcevaplığı,kıvraklığı, dans etmesi, şarkı söylemesi... Bunların hepsi bir arada. Güzel tip bence.”