-Kime göre neye göre güzelim, kime göre kendimi yargılamalıyım? Hangi prototipe göre daha iyi ya da daha kötüyüm? Ben kendimi güzellik konusunda eleştirmeyeli 20 sene oldu! Aştım artık. Ben tekim. Her kadın tek. Her kadın eşsiz. Farklı coğrafyalarda büyütülüyor, herkesin kendini kabul edebilmesi gerekiyor. Benim kendime yaptığım en büyük iyilik bu.
-Çok üzüldüğüm, perişan olduğum zamanlar oldu. Bir cümleyle 3 gün yatıp kalktığım zaman oldu. O kişinin bunun farkında mı? Yazdı ve gitti! Ama benim 3 günüm mahvoldu. Şimdi sadece onlara çiçek gönderiyorum.
-Ben çok güzelim, bu güzellik yarışmasına girerim diye bir düşüncem olmadı. Benim 1'inci Burcu’nun 4'üncü olduğu o yarışmada Burcu Esmersoy’la ben kendine en güvenmeyen kızlardık.
-İnsanların kilosuyla, kaburgasıyla, gıdığıyla, belindeki yağlarıyla uğraşmasının inanılmaz büyüklükte hastalıklı bir takıntı olduğunu düşünüyorum.
-Emziren bir kadın gördüğümde tüylerim diken diken oluyor, hala çocuk sahibi olmak istiyorum.
“Göğüslerimi yaptırmıştım, babam yaşarken söyleyemiyordum. Babamdan da gizlemiştim. Tahta göğüs diye dalga geçiyorlardı, balerinlikte tahta göğüs makbuldür. Şansa benim de tahta gibiydi göğüslerim. Modellik yaptıktan sonra, elbiseyi daha iyi taşıyabileceğimi düşündüm”
Jülide Ateş, Şıkel’e “Babasız kalınca hayatınızda neler eksildi?” sorusunu yöneltti. Şikel, soru karşısında gözyaşları içinde: “Hayatımda bir kere düştüm. O da babamı kaybettiğim zaman… Sonra hayatımdaki en büyük kalkışı yaptım. O düşüş beni inanılmaz ayağa kaldırdı. Babam çok sevgisini gösterebilen bir adam değildi, her zaman baba sevgisine biraz aç bir çocukluk geçirdik diyebiliriz ailece. Çok sevgi dolu, güleryüzlü bir adam değildi ama, babaydı. O benim babamdı” dedi.