Ankara'da
doldurdum ilk 45'liğimi. Gitarla türkü söylemiştim. İstanbul'da görüştüğümüz
birkaç plakçı çok umursamadı ama sonra Ankara'daki Sel Plak iki 45'lik için
benimle sözleşme imzaladı. Bunlar da aynı gün çıktı ve 1 milyonun üstünde
satarak rekor kırdı. Bu başarıdan sonra İstanbul'daki plakçılar kapıma dizildi.
Müziğiniz, besteleriniz sadece
ülkemizde değil, yurt dışında da büyük ilgi görüyor. Müziğinizin uluslararası
alanda bu kadar ilgi görmesini neye bağlıyorsunuz?
Öncelikle sesime, sesimdeki o çılgın varyasyonlara bağlıyorum. Bunun yanı sıra, bu toprakların türkülerine... Türkülerimiz çok özel. Batı müziğinden türkülere geçiş yapan biri olarak ortaya farklı bir sentez çıkardım. Yorumumun ilgi görmesi bu sentezden kaynaklanıyor. Bir de dünyada artık etnik müzik rüzgarı var. Amerika ve Avrupa, kendi kültürlerini tükettikleri için başka kültürlere yöneldiler. Bizim kültürel değerlerimizden de etkileniyorlar. Sadece türkülerimize de yönelmediler. Örneğin, dünyaca ünlü markalar şalvarımızı, geleneksel kıyafetlerimizin motiflerini kendi koleksiyonlarında kullanıyor. Kültürel zenginliklerimiz onları çok etkiliyor. Batı, yaratıcılıklarının da sonuna geldiği için, gözünü farklı kültürlerin değerlerine çevirdi
Kültürel ve tarihsel açıdan çok
zengin bir coğrafyada yaşıyoruz. Günümüz müzik dünyası sizce Anadolu'nun bu
mirasına yeterince sahip çıkıyor mu?
TRT hem halk
müziğine, hem de Türk müziğine sahip çıkıyor; okul gibi bu açıdan. Bunun
dışında diğer kanallar popülariteye, pop ve rock ağırlıklı müziklere ağırlık
veriyor. Ben elimden geldiğince bu mirasa sahip çıkmaya çalışıyorum. Bugüne
kadar çıkardığım 24 albümde 400'e yakın türkü söyledim. Anadolu'nun sesi olan
türkülerimize 46 sene çok büyük emek vermiş bir sanatçıyım. Müzikte hep
kendimle yarıştım. Hâlâ araştırıyorum, daha iyisini yapmak için çaba sarf
ediyorum. Bana yarayacak her türlü müziği de dinliyorum.
Gençliğinizden beri Filistin halkının
haklarına sahip çıkan birisiniz. Amerika'nın İsrail'in başkenti olarak Kudüs'ü
tanımasını siz nasıl yorumluyorsunuz?
Trump bu kararı alır almaz, Doğu Kudüs'ün de Filistin'in başkenti olması gerektiğini düşünmüştüm. İslam İşbirliği Teşkilatı da çok doğru ve yerinde bir karar vererek Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanıdı. Türkiye, Kudüs konusunda çok doğru bir politika izliyor. İsrail, kurulduğu 1947'den itibaren toprağını büyüttü. Bu süreçte Arap dünyası hiçbir şey yapmadı, sessiz kaldı.