Müziğiniz, besteleriniz sadece
ülkemizde değil, yurt dışında da büyük ilgi görüyor. Müziğinizin uluslararası
alanda bu kadar ilgi görmesini neye bağlıyorsunuz?
Öncelikle sesime, sesimdeki o çılgın varyasyonlara bağlıyorum. Bunun yanı sıra, bu toprakların türkülerine... Türkülerimiz çok özel. Batı müziğinden türkülere geçiş yapan biri olarak ortaya farklı bir sentez çıkardım. Yorumumun ilgi görmesi bu sentezden kaynaklanıyor. Bir de dünyada artık etnik müzik rüzgarı var. Amerika ve Avrupa, kendi kültürlerini tükettikleri için başka kültürlere yöneldiler. Bizim kültürel değerlerimizden de etkileniyorlar. Sadece türkülerimize de yönelmediler. Örneğin, dünyaca ünlü markalar şalvarımızı, geleneksel kıyafetlerimizin motiflerini kendi koleksiyonlarında kullanıyor. Kültürel zenginliklerimiz onları çok etkiliyor. Batı, yaratıcılıklarının da sonuna geldiği için, gözünü farklı kültürlerin değerlerine çevirdi
Kültürel ve tarihsel açıdan çok
zengin bir coğrafyada yaşıyoruz. Günümüz müzik dünyası sizce Anadolu'nun bu
mirasına yeterince sahip çıkıyor mu?
TRT hem halk
müziğine, hem de Türk müziğine sahip çıkıyor; okul gibi bu açıdan. Bunun
dışında diğer kanallar popülariteye, pop ve rock ağırlıklı müziklere ağırlık
veriyor. Ben elimden geldiğince bu mirasa sahip çıkmaya çalışıyorum. Bugüne
kadar çıkardığım 24 albümde 400'e yakın türkü söyledim. Anadolu'nun sesi olan
türkülerimize 46 sene çok büyük emek vermiş bir sanatçıyım. Müzikte hep
kendimle yarıştım. Hâlâ araştırıyorum, daha iyisini yapmak için çaba sarf
ediyorum. Bana yarayacak her türlü müziği de dinliyorum.
Gençliğinizden beri Filistin halkının
haklarına sahip çıkan birisiniz. Amerika'nın İsrail'in başkenti olarak Kudüs'ü
tanımasını siz nasıl yorumluyorsunuz?
Trump bu kararı alır almaz, Doğu Kudüs'ün de Filistin'in başkenti olması gerektiğini düşünmüştüm. İslam İşbirliği Teşkilatı da çok doğru ve yerinde bir karar vererek Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanıdı. Türkiye, Kudüs konusunda çok doğru bir politika izliyor. İsrail, kurulduğu 1947'den itibaren toprağını büyüttü. Bu süreçte Arap dünyası hiçbir şey yapmadı, sessiz kaldı.
Arap dünyası
yıllardır vurdumduymaz bir tavır içinde. Filistin davası aslında hiçbir dönem
Arap dünyasının umurunda olmadı. Olsaydı zaten İsrail, Filistin halkına böyle
bir zülüm yapamazdı. Amerika'nın Kudüs'ü başkent ilan etmesine en güçlü karşı
koyan ve en gür ses çıkaran ülke Türkiye oldu. İsrail'e konser vermek için
birçok kez gittim, orada iki ulusal televizyona çıktım ve radyo röportajları da
yaptım. Hatta İsrail'de katıldığım bir radyo röportajında "Almanlar'ın
size yaptığını, siz Filistin halkına yapmayın" dedim. Böyle deyince de
radyo programında soğuk rüzgarlar esmişti. Aslında İsrail halkının çoğunluğu,
devletin Filistin halkına yapılan zulmün farkında ve karşısında. Buna bizzat
gözlerimle şahit oldum. Bir sanatçı olarak İsrail'in zulmüne uğrayan Filistin
halkı için Doğu Kudüs'e gidip konser vermek isterim.