Müzik piyasasındaki en büyük sorun sence
ne?
Benim en büyük sorunum playback sahneler. Canlı sahnelerin ruhu yok playbackte. Aslında keşke hep canlı canlı sahneler olsa.
Gerçi artık halk ve mekan sahipleri de playback talebinde bulunuyor. Canlı
performans sergilenebilen çok yer yok. Playback bana soğuk geliyor. Ruhu olan
bir şey değil. Duygu yok yani orada. Sevmiyorum.
Sahnede ilginç bir anı yaşadın mı?
Şarkı sözünü
unuttuğum çok oluyor, karşınızdaki insanlar hoşgörülü oluyor, onlar devam
ediyor. Kurtarabilme ihtimaliniz var. Playback sahnelerde öyle olmuyor, ona
ayak uydurmaya mecbursun.
Müzik piyasasının dijitalleşmesiyle
ilgili ne düşünüyorsun?
Onu da soğuk
buluyorum. Sahte dinlenme oranı ne kadar yapılabilir ne kadar yapılamaz
bilemiyorum. Organik en güzeli. Sahte dinlenme oranıyla bir konser versem
insanlar bana bakacak, tanımıyorlar etmiyorlar. Birçok şarkıcı da böyle yapıyor
gerçi. Çok korkunç bir şey. 5 milyon olsun benim olsun, beş milyonun içinden
isteyerek beni izlemeye gelen 100 kişiyle çok daha mutluyuz aslında. Ben tercih
etmiyorum.
“SEKTÖR ÖNÜNDE AŞK YAŞAMAYI TERCİH
ETMEM”
Aşk hayatına gelelim. Aşk hayatında
nasıl bir Belma var?
Ben çok
güzel severim, çok vericiyimdir. İyi bir sevgili olmama rağmen bu yüzden iyi
bir sevgili değilim. Kör oluyorum.
Karşı tarafta dikkat ettiğin
özellikler nelerdir?
Kriterlerim
var diyemem, aşktır bu nasıl geleceği hiç belli olmaz. Fiziksel özelliği de çok
umursamam, geçmişe dönüp bakıyorum, standart bir şeyim yok. Güvenebileceğim
biri olmasını çok isterim, saygılı olması lazım benim için her ilişkide olmazsa
olmazımdır. Sevmeyebilirsin ama saygı çok önemli. İlişkide de bu çok önemli bir
şeydir. Saygı dediğim şey şunu getirir; arkadaşlarıyla bir yere gidiyordur,
‘Belma merak eder, ben nerede olduğumu söyleyeyim.’ Saygı bunu da getirir.
Magazin önünde aşk yaşar mısın?
Sektör
önünde bir aşk yaşamayı tercih etmem, iki kişi arasındaki bir şeyi ortaya
dökmek müziğimi gölgeler. Yaptığınız işle ön plana çıkınca insanların aklında
öyle kalırsınız. Aşk hayatıyla göz önünde olan birinin işi hep arka planda
kalır.