Belma Şahin: Hayatımın dönüm noktası Serdar Ortaç ile tanışmaktı - Sayfa 16

Sektördeki aşkların çok çabuk bitmesiyle ilgili ne düşünüyorsun?

Artık genellikle ilişkiler çok çabuk bitiyor. Eskiden ilişkiler maraton mantığıyla yaşanıyordu  artık 100 metre engelli koşusu mantığında yaşıyoruz ilişkileri. Şu anda gerçekten böyle. Sanat camiasındaki insanlar çok yoğun duygular yaşıyor zaten. Dizide mesela kaptırıyorsun kendini, o ilişkinin içerisindeymiş gibi. Dizi bittikten sonra da o ilişki bitebiliyor. Çok duygusal insanlarız, kaptırıyoruz kendimizi ama eskiye göre baktığımız zaman dediğim gibi.

16 22
 
Belma Şahin: Hayatımın dönüm noktası Serdar Ortaç ile tanışmaktı - Sayfa 17

Gözlerin lens mi?

Kendi gözüm, renkli göz aslında bozuklukmuş. Gözlerim bozuk.

Kendine öz eleştiri yapar mısın?

Tabii yaparım. En sevdiğim özelliğim çok adil olmam ve irademi çok severim. Çok anlık parlayabilirim en sevmediğim özelliğimdir. Çok çabuk da sönerim.

17 22
 
Belma Şahin: Hayatımın dönüm noktası Serdar Ortaç ile tanışmaktı - Sayfa 18

“SANAT ÖZGÜR OLMALI”

Gelelim biraz gündem konulara...

Türkiye’de sahne yapmak zor mu? Sahnelerinde ne kadar özgürsün?

Ben sahnede özgürüm. Yapamadığım bir şey yok. Türkiye’de sahne yapmanın bana bir zorluğu yok.

Şarkılar zaman zaman sansürleniyor bu konuyla ilgili ne düşünüyorsun?

Şimdi sanatta sansür olmaz deniyor, olmamalıdır da. Ülkeyle de bağlantısı var böyle şeylerin, sanat özgür olmalı. Neye göre kime göre bilinmez. Öyle insanlar var ki özgürce sanat yaptığı zannediliyor ama bambaşka yere de çekilebiliyor. Bir şey desek bir şey yapsak yanlış tarafa çekiliyor. Çünkü sanat herkesin algılamasına göre değişiyor. Sen ne kadar iyi anlattığını düşünürsen düşün karşındakinin anladığı kadarsın. Masumane söylediğin bir şeyi öyle bir yere çekiyorlar ki karşındaki insanın aldığı kadarsın.

18 22
 
Belma Şahin: Hayatımın dönüm noktası Serdar Ortaç ile tanışmaktı - Sayfa 19

Gündemdeki kadın ve çocuğa karşı cinsel istismar olaylarıyla ilgili ne düşünüyorsun?

Dedim ya Hacettepe Üniversitesi’nde o çocuğun gördüğüm durumu okulu bırakmama sebep olmuştu. Çocuklara, hayvanlara, yaşlılara karşı benim bir duruşum vardır. Onlara karşı yapılan en ufak bir hareket bile müsamayı gerektirmez. Konuşurken bile etkilenirim. Okuyunca bile etkileniyorum. Karşımdaki insanın kolu acısın empati yaparım ve acısını yaşarım. Çok hassasım. Sen orada ağlarsan ben de ağlarım. Bu durumu ben düşünmek bile istemiyorum. Bir gün evde otururken arkadaşlar vardı, ağlamaya başladım. Gazetede okuduğum haber ile ilgiliydi bu ağlama durumum. Birinin çektiği acıyı anlatıyordu ve gerçekten hissettim. Konuşmak bile bana acı veriyor. Bırak bir insanın böyle insan dışı şeyler yapabildiğini düşünmeyi içim çok acıyor. Bu insanlar da zamanında masum bir çocuktular, yaşadıklarıyla mı bu duruma geldiler acaba? Asla yaptıkları hiçbir şeyi hoş görmemizi sağlamıyor bu ama çözüm iyi şartlarda insanca yaşayabilmek. İyi bir eğitim çok önemli, eğitimin merhametle bir alakası yok tabi ki ama aile eğitiminde merhamet çok önemli. ‘Bazen insanlar bunu benim çocuğum mu yaptı?’ diyor.  ‘Her alimden bir zalim, her zalimden bir alim doğar’ gibi bir söz var. Hiçbir çocuk suçlu olarak dünyaya gelmiyor, yaşadıklarıyla suçlu oluyor. O yüzden insanca yaşamayı sağlamalıyız.

19 22