Arkın ile
yapılan röportaj şöyle…
Dünyada en çok başrol oynayan oyuncu
sizsiniz. Bu başarınız yeterince değerlendirildi mi?
Benim en
büyük kazancım halkın sevgisi ve ilgisi oldu. Bir yere gittiğim zaman halk beni
çok güzel karşılıyor, içten gülüyor. Halk, bakışlarıyla şefkatini, merhametini
minnetini sunuyor. Ailesinden biri olarak görüyor. Bu mutluluk yeter. Yetmez
mi, daha ne olsun? Daha fazla nasıl takdir edilebilirim ki?
1970'li yıllarda James Bond'u
canlandırmanız istenmişti? Neden kabul etmediniz?
Oynanamı
istediler. İngiltere'ye çağırdılar. Aklı başında bir şekilde tekrar 'James
Bond' filmlerini izledim. Ne kadar aptalca izlediğimizi farkettim. Ne kadar da
sahte, aldatmışlar bizi. O zamana göre bir takım değişik yeni teknolojiyle
yapılan atraksiyonlar vardı. Sonra oynadığım filmlere baktım 'Kara Murat'tan
tut da 'Malkoçoğlu'na kadar. Özellikle 'Malkoçoğlu' ne kadar halktan. Halkın
insanı atıyla konuşur dertleşir, şarkılar söyler. Halkın kahramanı mı önemli
yoksa sistemin kahramanı mı?
Tabii ki
halkın kahramanı. 'James Bond', bir sistemin 'Malkoçoğlu' ise halkın kahramanı.
İşlerimi halletikten sonra Türkiye'ye döndüm. O kadar özlemişim ki, uçaktan
iner inmez yeri öptüm.