Eski manken Demet Şener, İbrahim Kutluay'la 11 yıllık evliliğini sonlandırmasının ardından 'Stil Avcıları' isimli programla ekranlara dönmeye hazırlanırken, özel hayatı dahil pek çok konuda konuştu.
Hürriyet'e röportaj veren Şener'in açıklamaları şu şekilde:
Bir dönem dergi kapaklarını süsleyen bir evlilik hikâyeniz ve sizin de “Asla ayrılmayız” gibi açıklamalarınız vardı. Şimdi yaşananlara bakınca insan, bunların ne kadarı gerçek, ne kadarı roldü diye düşünüyor...
- Hepsi gerçekti. Hayatımı rol yaparak yaşayamam. Aramızda en ufak bir samimiyetsizlik yoktu. Gözüne gerçekten aşkla bakıyordum.
Peki İbrahim Bey?
- O da bana öyle bakıyordu. Bu kadar güzel karşılık almasam, bu kadar emek vermezdim. Kendi adıma konuşayım, ben sevilmediğim yerde hiçbir zaman durmam. Zaten aldatmayı duyduğum anda bir saniye bile düşünmedim.
Yani siz büyük bir yalanın içinde mi yaşamışsınız?
- Evet. Dört yıl, 2012’den beri bir yalanın içinde yaşamışım. Herhalde ilişkileri o dönem başlamış.
İnsan dört yıl eşine nasıl rol yapar?
- Oscar goes to İbrahim Kutluay! Keşke oyuncu olsaydı.
Aldatılma hikâyesiyle ilgili sektörde bir sürü şey konuşuluyordu. Hiç mi şüphelenmediniz?
- Hiç! “Ben yaparım, İbrahim yapmaz” derdim, her dakika yanımdaydı. Bana aşkla bakıyordu. Tabii dedikoduları duyuyorduk ama kimse net olarak bir şey anlatmamıştı. Ne zaman gözümle gördüm, anladım.
O zaman olayla yüzleşme anına gidelim. Aldatma hikâyesinin nasıl ortaya çıktığına dair birçok iddia var...
- Kadın, bana şoförüyle gönderdi.
Ne gönderdi? Fotoğraflar mı, yazışmalar mı?
- Hepsi. Hem de birkaç seferde. Elimde dosyalar dolusu delil var, mahkemeye de sunduk. Film gibi. Annem “Bir filmde izlesem bu kadar olmaz derdik” diyor.
Neler vardı size gelen şeylerde?
- Paylaşamıyorum. Hepsi yargıya sunuldu.
Gördükleriniz, fotoğraflar, mesajlar can acıtıcı şeyler miydi?
- Gördüklerimden sonra üç gün tuvalette kustum, ruhum almadı. İkisi sayesinde bir insana yaşatılmayacak şeyler yaşadım.
İbrahim Bey’in bu durumdan haberi var mıymış?
- Nereden bileyim...
Belgeleri gördükten sonra İbrahim Bey’in sizi aldattığı iddia edilen kişiyle konuştunuz mu?
- O benim muhatabım değil! Ama bana attığı mesajlar var. Hiçbirine de cevap yazmadım.
Ben evliliğimle bir şey olmadım, zaten Demet Şener’dim.
Bu durumla ilk yüzleştiğinizde ne hissettiniz?
- Birkaç ay bayağı ağır süründüm. Annem, avukatım, yakın dostlarım bana güç verdi.
Psikolojik destek aldınız mı?
- Evet, tek başıma bunu atlatmam kolay değildi.
“Duyduğum anda bir saniye bile düşünmedim” dediniz. Bu zor kararı alırken ne düşündünüz?
- Babam beni ayakları üzerinde duran, haksızlığa gelemeyen biri olarak yetiştirdi. Ayrıca ben evliliğimle bir şey olmadım, zaten Demet Şener’dim. İbrahim’in bana mesleğim açısından kattığı hiçbir şey yok. Ancak ben İbrahim’e bir şeyler katmış olabilirim.
Kendinizde hiç suç aradınız mı?
- Kafamı yastığa koyduğumda çocuklarımla, kadınlığımla, bu zamana kadar yaptığım fedakârlıklarla o kadar rahatım ki. Çok şey yaşadım, çok sustum, bazı şeyler açıklanıyor gibi görünüyor ama aslında hiçbir şey açıklanmadı.
“Sustum” diyorsunuz ama her gün sizinle ilgili haberlere uyanıyoruz. Bu ne hissettiriyor?
- Malzemeyiz, fotoğrafımı çekip altına bir sürü şey yazmalarına yıllardır alışkınım. Ama ben boşanmayla ilgili bu kadar gündeme gelmek istemiyordum. İki ay bekledim ama karşı taraf bunu kabul etmeyince başka çarem kalmadı. Şimdi hukuk yolunda ilerliyorum.
O zaman “Çalışsaydım 32 milyon lira kazanırdım” lafına geliyoruz. Böyle bir meblağ istediğiniz için mi boşanma gerçekleşemiyor?
- Benim ağzımdan öyle bir laf çıkmadı. Bir gazete bunu haber yapmış. Köşe yazarlarının bunu haber yapmasını da anlamıyorum. Kameralarda görüntüm var; bir bakın, nedir işin aslı... Avukatımla 4 trilyon (4 milyon TL’yi kastediyor) maddi, 4 trilyon da manevi tazminat istedik. Ama daha başa dönersek, bu davayı ekim ayında açtık. Öğrendikten davayı açana kadar geçen 1.5 aylık süreçte biz, İbrahim ve avukatlarımız görüştü, çok daha da az para istemiştik. Bütün bunları dava bittikten sonra açıklamayı düşünüyorum.
Zina yapıyorsan cezanı ödersin
Neden kabul etmedi peki? Geri dönmek mi istiyordu?
- Önce öyleydi. “Çok seviyorum karımı” diyordu, bırakmak istemiyordu.
Sizi bu boşanma davasından vazgeçirmek istediği doğru mu?
- Beni geri çevirmeye ve korkutmaya çok çalıştı. ‘Ailemize böyle bir şey yaptım, hep sizin yanınızdayım’ demek yerine, benim için tek başına bir hayatın zor olacağını söyledi. Onun çocuklarının annesiyim, yermek yerine yanımda olmalıydı.
Peki evliyken bir öğle yemeği davetine bile gidemediğiniz açıklaması...
- Bir dakika! Orada ima ettiğim şey şu: Ben normal bir işkadını olup işimi bırakmadım; Demet Şener’ken ve en üst seviyede konuşulan üç kadından biriyken her şeyi bıraktım. Demek istediğim, bu evlilik için çok fedakârlık yaptığımdı.
Çok gündemde olan bir iş yapıyoruz, evliliği korumak için kendimi geri çektim. Yeri geldi, bazı büyük işler geldiğinde eşim “Bunlara gerek yok” dedi. Saygı duydum.
İlişkimizi yıpratır diye düşündük. Ama yıpratan, karşı taraf oldu. Ben Demet Şener olmasaydım, hiçbir işim gücüm olmasaydı, evlenseydim ve iki çocukla başıma bunlar gelseydi İbrahim yine bir bedel ödemek zorundaydı.
Evlendikten sonra en üst seviyedeki suç zinadır. Zinayı yapıyorsan cezanı ödersin.
Barışır mısınız?
- Asla.
Instagram’da “İki insan çeşidi var; zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen, zaman geçtikçe yüzsüzleşen” diye yazmışsınız. Siz hangilerine denk geldiniz?
- Ben birine denk geldim, yetti.
Bu bir gönderme miydi?
- Kesinlikle... Bütün bunları ben yapsaydım başımı kaldıramazdım. Herhalde bunları ben yapsaydım İbrahim beni Taksim’in ortasında sallandırırdı! İbrahim aldatmanın ötesinde, sonraki süreci hiç yönetemedi, çok büyük hatalar yaptı. O yüzden benim için insan olarak bitmiştir.
Aşk artık size uzak mı?
- Yoo... Bir olayla insanları genellemem.
Nasıl güveneceksiniz?
- Güvenim sarsılmış olabilir ama ben kendime bakıyorum.
Instagram fotoğraflarınıza bakıp “Demet hâlâ güzelim diye gönderme mi yapıyor” diyenlere cevabınız var mı?
- Neye gönderme yapayım, bu adamı hayatımdan gönderen benim, pardon! Ona kalsa hiç boşanmayacaktı.
Kızım ‘Babam bu kadar yalanın ortaya çıkacağını nasıl düşünemedi’ dedi
Ekrana ‘Stil Avcıları’yla dönüyorsunuz. Jüride rolünüz ne?
- Olduğum gibiyim; pat pat, kırmadan söylerim. Uğurkan Erez ve Hakan Akkaya da öyle. Her şey çok düzeyli, çok mutluyum.
Nedir konsept?
- İki grup var; ‘Melekler’ içimizden başvurarak gelenler, ‘Yıldızlar’ tanıdığımız isimler. Her hafta bir birinci 10 bin TL kazanıp beş arkadaşı arasında dağıtıyor. Diğer grupta bir kişiyi arkadaşları eliyor. Eğlendirirken moda hakkında fikirler veren bir yarışma.
Siz 90’ların top modeliydiniz. Şimdi bu kavram yok. Neden?
- Evet, biz star gibi modellerdik. Ben ve benim gibi bir arkadaşım hep reklamlarda, podyumda, ekranlardaydık. Şimdilerde herkes biraz oyunculuğa kaydı. Dünyada da böyle.
Sizi daha mı sık göreceğiz?
- Kesinlikle. Tabii yine hep çocuklarımlayım da... Gece setten kaçta gelirsem geleyim, sabah 7’de onları kaldırırım, kahvaltı ederiz, okula ben gönderirim.
Kızınız İrem 11, oğlunuz Ömer dokuz yaşında. Velayet davası açılacak mı?
- Hayır, çocuklar bende.
Onların tepkisi ne?
- Şaşırdılar çünkü çok mutlu bir ailede büyüyorlardı. Önce net bir açıklama yapmadım ama bir hafta önce her şeyi anlattım; nedenini, başka bir kadın olduğunu.
E, Google diye bir şey var. Oradan bakmamışlar mı?
- Ne gördüler bilmiyorum ama bence İrem biliyor, Ömer bilmiyordu.
Duyunca ne dediler?
- Ömer konuşma için teşekkür etti; “Çok daha basit bir şeyden babamı affetmediğini düşünüyordum, haklıymışsın” dedi. İrem de “Babam bu kadar yalanın ortaya çıkacağını nasıl düşünemedi” dedi. Tabii babalarını seviyorlar, sevsinler. İbrahim’in her şeyine laf söylerim, babalığına söyleyemem. Ondan tek istediğim, iyi babalığına devam etsin.
Yorumlar